İçinde Sak Bulunan 8 Harfli Kelimeler

İçerisinde SAK olan 8 harfli 31 kelime bulunuyor. İçinde SAK olan 8 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sak ile başlayan 8 harfli kelimeler. sak ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BAĞIRSAK19, SAKSAFON17, SAKSAĞAN17, BASAKSIZ16, SAKLAYIŞ15, SAKINGAN14, SAKALSIZ14, BURUNSAK13, SARSAKÇA13, SAKSONYA13, SAKKAROZ13, SAKLANIŞ13, İMSAKİYE12, SUSAKLIK12, SARIMSAK12, SARMISAK12, SAKSILIK12, YAKINSAK12, KURSAKLI11, SAKINMAK11, YEKNESAK11, AKSAKLIK10, SAKULETA10, SAKLATMA10, SAKLANTI10, SAKLANMA10, SAKARLIK10, SAKATLIK10, SAKLAMAK10, İLTİSAKİ9, SAKİNLİK9

İLTİSAKİ (Kelime Kökeni: Arapça iltiṣāḳī)

[sıfat]

[eskimiş]

[dil bilgisi]

  • Bitişken

Birleşik Kelimeler: iltisaki dil

SAKİNLİK

[isim]

  • Sakin olma durumu, durgunluk, sessizlik, dinginlik, sükûnet

    Ağaçlar, çimler, çiçekler, ikindi güneşinin sakinliği içindeydiler. - Çetin Altan

AKSAKLIK

[isim]

  • Aksak olma durumu

    Bütün içtenliğimizle aksaklıkları sıralamıştık. - Ahmet Ümit

SAKULETA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[eskimiş]

[askerlik]

  • Silindir biçiminde bir demirin içine çivi, cıvata vb. maddelerin doldurulması ile yapılan bir mermi türü

SAKLATMA

[isim]

  • Saklatmak işi

SAKLANTI

[isim]

  • Saklanan şey

SAKLANMA

[isim]

  • Saklanmak işi

SAKARLIK

[isim]

  • Sakar olma durumu
  • Sık sık küçük kazalar yapma, çarpıp kırıp dökme işi

SAKATLIK

[isim]

  • Sakat olma durumu, malullük, maluliyet

    Sakatlığımı öne sürerek emekliye ayrılmamı isteyebilirim. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Kaza, terslik

    Elinden bir sakatlık çıkmasın.

[mecaz]

  • Yanlış, kusur, hata

    Sakatlığın sebebini gayet iyi görmüştür. Bunun nasıl tamir edileceğini biliyor. - Reşat Nuri Güntekin

SAKLAMAK

[-i]

  • Elinde bulundurmak, tutmak

    Sarayın sükûnu bir kederli muammayı saklar gibi ağırdı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

[-i]

[-de]

  • Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak

    Paralarını kasada saklıyor.

  • Görünmesine engel olmak, ortalıkta bulundurmamak

[-i]

[-de]

  • Bozulmadan doğal durumları ile durmasını sağlamak, korumak, muhafaza etmek

    Eti buzdolabında saklamak. Peyniri tuzlu suda saklamak.

[-i]

[-den]

  • Gizli tutmak, duyurmamak

    Batı, o büyük kaynaktan sık sık faydalanır ama iktibaslarını titizce saklar. - Cemil Meriç

[-e]

[-i]

  • Birine vermek için ayırmak

    Bu kitabı size sakladım.

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Korumak, esirgemek

    Allah saklasın.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakla samanı, gelir zamanı

KURSAKLI

[sıfat]

  • Kursağı olan

    Kursaklı düdük.

[halk ağzında]

  • Guatr hastalığı olan (kimse)

SAKINMAK

[-i]

[-den]

  • Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek

    Bıçak kemiğe dayandı mı başkaldırır, canını sakınmaz, hakkını ister. - Adalet Ağaoğlu

  • Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak
  • Korumak, esirgemek, gözetmek

    Kendini tramvay ve otomobil tehlikelerinden sakınarak yürüdü. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

YEKNESAK (Kelime Kökeni: Farsça yek + Arapça nesaḳ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Tekdüze

    Belki de dünyanın hayatı bizimkinden daha monoton, daha yeknesak ve bilhassa daha tekrarlıdır. - Şevket Rado

İMSAKİYE (Kelime Kökeni: Arapça imsākiyye)

[isim]

  • Ramazanda imsak vaktini ve namaz vakitlerini gösteren çizelge

SUSAKLIK

[isim]

  • Susamış olma durumu

[mecaz]

  • Salaklık, aptallık