İçinde Sahip Bulunan Kelimeler

İçinde SAHİP olan 12 kelime bulunuyor. İçerisinde SAHİP geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sahip kelimesinin anlamı nedir? Sahip ile başlayan kelimeler. Sahip ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

SAHİPLENDİRMEK26

13 Harfli Kelimeler

SAHİPLENDİRME25

11 Harfli Kelimeler

SAHİPSİZLİK24, SAHİPLENMEK21

10 Harfli Kelimeler

MUSAHİPLİK21, SAHİPLENME20, SAHİPKIRAN20

8 Harfli Kelimeler

SAHİPSİZ21, SAHİPLİK17

7 Harfli Kelimeler

MUSAHİP18, SAHİP16

5 Harfli Kelimeler

SAHİP14

SAHİP (Kelime Kökeni: Arapça ṣāḥib)

[isim]

  • Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik
  • Herhangi bir niteliği olan kimse, ehil

    Bilgi sahibi. Zevk sahibi.

  • Bir iş yapmış, üstlenmiş veya bir eser ortaya koymuş kimse

[mecaz]

  • Koruyan, arka çıkan, gözeten kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sahip çıkmak
  • sahip kılmak
  • sahip olmak

Birleşik Kelimeler: sahipkıran, sözüne sahip, anamal sahibi, dert sahibi, ev sahibi, görüş sahibi, hayır sahibi, iman sahibi, imza sahibi, iş güç sahibi, itidal sahibi, kalem sahibi, keramet sahibi, kerem sahibi, liyakat sahibi, mal sahibi, malumat sahibi, sancak sahibi, servet sahibi, söz sahibi, şöhret sahibi, takt sahibi, vizyon sahibi, zevkiselim sahibi

SAHİPLİ

[sıfat]

  • Bir kimsenin malı olan

[mecaz]

  • Koruyucusu, gözeteni bulunan

SAHİPLİK

[isim]

  • Sahip olma durumu

    Bu çocuğun sahipliği biraz da benim üstüme, anası değil miyim? - Emine Işınsu

  • Kendisinin olan bir şeyi yasa çerçevesi içinde dilediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu, iyelik, mülkiyet

Birleşik Kelimeler: ev sahipliği

MUSAHİP (Kelime Kökeni: Arapça muṣāḥib)

[isim]

[eskimiş]

  • Sohbet, arkadaşlık eden kimse
  • Yol kardeşi

[tarih]

  • Tatlı konuşmaları ile büyüklerin, özellikle padişahların güzel zaman geçirmelerini sağlamakla görevli kimselere verilen unvan

SAHİPLENME

[isim]

  • Sahiplenmek işi

SAHİPKIRAN (Kelime Kökeni: Arapça ṣāḥip + ḳırān)

[isim]

[eskimiş]

  • Güçlü ve üstün hükümdar

SAHİPLENMEK

[-i]

  • Bir şeye sahip çıkmak

    Sevdasını, bidayette kıyısından köşesinden paylaşırken, zamanla tamamen sahiplenmiş. - Attila İlhan

[mecaz]

  • Korumak, arka çıkmak, gözetmek

MUSAHİPLİK

[isim]

  • Musahibin yaptığı iş
  • Yol kardeşliği

SAHİPSİZ

[sıfat]

  • Kimsenin malı olmayan, iyesiz

    Bu evin saadetinden, diğer mesut aile ocaklarına sahipsiz, manevi bir selam götürüyordu. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Koruyucusu, gözeteni bulunmayan, kimsesiz

SAHİPSİZLİK

[isim]

  • Sahipsiz olma durumu

SAHİPLENDİRME

[isim]

  • Sahiplendirmek işi

SAHİPLENDİRMEK

[-i]

  • Sahiplenme işini yaptırmak