İçinde Sade Bulunan Kelimeler

İçinde SADE olan 14 kelime bulunuyor. İçerisinde SADE geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sade kelimesinin anlamı nedir? Sade ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

SADELEŞTİRİLMEK22

14 Harfli Kelimeler

SADELEŞTİRİLME21

13 Harfli Kelimeler

SADELEŞTİRMEK20

12 Harfli Kelimeler

SADELEŞTİRME19

10 Harfli Kelimeler

SADELEŞMEK17

9 Harfli Kelimeler

SADELEŞME16, İKTİSADEN12

8 Harfli Kelimeler

SADEME15, MÜSADERE14

7 Harfli Kelimeler

SADEYAĞ19, SADELİK10

6 Harfli Kelimeler

SADECE12

5 Harfli Kelimeler

SADET8

4 Harfli Kelimeler

SADE7

SADE (Kelime Kökeni: Farsça sāde)

[sıfat]

  • Süsü, gösterişi olmayan, yalın, gösterişsiz

    İki ufak çocuk konuşarak gidiyor; hâlleri o kadar sade, o kadar sevimli ki imrenmemek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal

  • Şeker katılmamış (kahve)

    Sade kahve.

[zarf]

  • (sa:'de) Yalnızca, yalnız, ancak, sadece

    Sade, derenin iki tarafına sıralanan kavak ve ceviz ağaçlarını seyretmek bile insana sonsuz bir zevk veriyor. - Etem İzzet Benice

[edebiyat]

  • Yalın, süssüz, anlaşılır olan (üslup, anlatım)

    Lirik şiir en halis şairlerin elinde gayet sadedir. - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: sade birimler bölüğü, sade kahve, sade kek, sadeyağ

SADET (Kelime Kökeni: Arapça ṣaded)

[isim]

  • Konuşulan asıl konu, asıl madde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sadede gelmek

SADELİK

[isim]

  • Yalın olma durumu

    Bu kadın kalabalık meclislerde bile sadelikten kurtulamamıştır. - Peyami Safa

[edebiyat]

  • Yalınlık

İKTİSADEN (Kelime Kökeni: Arapça iḳtiṣāden)

[zarf]

[eskimiş]

  • Ekonomik olarak, ekonomi bakımından

SADECE

[zarf]

  • Yalnızca

    Biz burada sadece tekâmül seyrine göre kabataslak bir tasnif denemesi yaptık. - Ahmet Kutsi Tecer

MÜSADERE (Kelime Kökeni: Arapça muṣādere)

[isim]

[hukuk]

  • Zor alım

Ata Sözleri ve Deyimler

  • müsadere etmek

MÜSADEME (Kelime Kökeni: Arapça muṣādeme)

[isim]

[eskimiş]

  • Silahlı iki grup arasındaki kısa çatışma, çarpışma

[mecaz]

  • Uğraşma

SADELEŞME

[isim]

  • Sadeleşmek işi, yalınlaşma

    Türk dili yenileşme ve sadeleşme çığırında dahi Cenap'tan pek çok yardım görecekti. - İbrahim Alâeddin Gövsa

SADELEŞMEK

[nesnesiz]

  • Yalın bir durum almak, yalınlaşmak

SADELEŞTİRME

[isim]

  • Sadeleştirmek işi

SADEYAĞ

[isim]

  • Tereyağı

    Elinde bir çömlek sadeyağla gelip pazar yerine oturduğu görülmüş. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

SADELEŞTİRMEK

[-i]

  • Yalın bir duruma getirmek, yalınlaştırmak

    Bana öyle geliyor ki bu tarife işini kolaylaştırmak, sadeleştirmek kötü olmaz. - Nazım Hikmet

SADELEŞTİRİLME

[isim]

  • Sadeleştirilmek işi

SADELEŞTİRİLMEK

[nesnesiz]

  • Sadeleştirme işi yapılmak