[isim]

• Yassı demir çelik ürünü

[sıfat]

• Bu üründen yapılan

  İskenderun'da evimize taşındığımız günlerde sac sobamıza elden düşme borular alınmıştı. - Ayla Kutlu

• Bu nesneden yapılmış, üzerinde yufka yapılan dışbükey pişirme aracı

  Esmer, sacda pişirilmiş bir somun ekmeği, eliyle parçalayıp sofradakilerin önüne dağıttı. - Necati Cumalı

[sıfat]

• Oldukça kısa, biraz kısa

  Kısaca boylu esmer oğlan koştu. - Yusuf Atılgan

[zarf]

• (kısa'ca) Kısa olarak, özetle, hülasa, hülasaten

  O hafta çocukluk arkadaşı ile iki defa daha kısaca görüşebildi. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

• Veznedar, vezneci

• Kasa yapan veya satan kimse

[sıfat]

• Çok kısa

  Kısacık haberi yutarcasına okumuş. - Attila İlhan

[zarf]

• Çok kısa olarak

  Süssüz, boyasız bir genç kız, saçları kısacık kesilmiş. - Attila İlhan

[isim]

[mecaz]

• Sacayağı

  Kimi kocaman kazanı sacayak şeklinde dizilmiş üç büyük taşın üstüne oturtmaya çalışıyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Kasacının yaptığı iş

[zarf]

• Kısa söylemek gerekirse, sözün kısası, elhasıl, velhasıl, hasılıkelam

  Bir kimse, doktor, avukat, yargıç, kunduracı, kısacası ne iş görürse görsün, gerekli sanat eğitiminden yoksunsa gördüğü işin önemini kavrayamaz. - Necati Cumalı

[isim]

• Değerli kâğıt, para ve tahvil üzerine borsa oyunu yapan kimse

[sıfat]

• Anayasayı savunan, anayasadan yana olan (kimse)

[isim]

• Anayasa dersi veren öğretim üyesi

[isim]

• Karaborsacılık yapan kimse

  Halkın vurguncuya, karaborsacıya hıncı vardır. - Orhan Veli Kanık

[isim]

• Borsacının yaptığı iş

[isim]

• Piyasa yapan kimse

[isim]

• Anayasacı olma durumu

• Anayasacının yaptığı iş

[isim]

• Üzerine tencere, tava vb. koymaya yarayan, ateş üzerine oturtulan, üç ayaklı çember veya üçgen biçiminde demir destek, sacayak

[mecaz]

• Her zaman dayanışma içinde olan kimseler, sacayak

[isim]

• Karaborsacı olma durumu