İçinde Rş Bulunan Kelimeler

İçinde RŞ olan 140 kelime bulunuyor. İçerisinde geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Rş ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

AİVLEYEBİLMEK29, KAILAŞTIRMACI28, AİVLENEBİLMEK27, KAILAŞTIRILMA25, KAILAŞTIRMALI25

14 Harfli Kelimeler

KUUNGEÇİRMEZ30, AİVLEYEBİLME28, AİVLENEBİLME26, KAILAŞTIRMAK23, ANAİSTLEŞMEK22

13 Harfli Kelimeler

AĞIAKLANMAK25, HATIİNASLIK23, KUUNİLEŞMEK22, KAILAŞTIRMA22, ANAİSTLEŞME21, KIEHİRLİLİK21, KADİİNASLIK20

12 Harfli Kelimeler

ÇAAFSIZLIK30, ÇAAFLANMAK25, ÇAAFLATMAK25, PEDEAHİLİK25, AĞIAKLANMA24, MADEAHİLİK22, KUUNİLEŞME21, KUUNLAŞMAK21, KAITLAŞMAK20, KUUNLANMAK18, KUUNLATMAK18

11 Harfli Kelimeler

ÇAAFÇILIK28, ÇAAFLAMAK24, ÇAAFLANMA24, ÇAAFLATMA24, KAILAYICI22, AİVLENMEK21, AİVLETMEK21, KUUNCULUK21, KAILIKSIZ21, KUUNLAŞMA20, KAITÇILIK20, TUULAŞMAK20, KAITLAŞMA19, KAILAŞMAK19, TİELEŞMEK18, KUUNLATMA17, KUUNLANMA17, KUUNLAMAK17, KAITLAMAK16, KAILANMAK16
Tümünü Gör

10 Harfli Kelimeler

ÇAAFLAMA23, HIYAEMBE23, AİVCİLİK22, AİVLENME20, AİVLEMEK20, AİVLETME20, KAILAYIŞ20, TUUCULUK20, HİYERAİK19, HATIİNAS19, KUUNUMSU19, KAICILIK19, MERMEAHİ19, TUULAŞMA19, KIEHİRLİ18, KAILAŞMA18, KAILANIŞ18, TİELEŞME17, KUUNLAMA16, KADİİNAS16
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

ÇAAFSIZ26, ÇAAFLIK22, ÇAIBAŞI22, PEDEAHİ22, AİDÜŞES20, AİVLEME19, KUUNSUZ19, MADEAHİ19, HİYERAİ18, MONAİZM18, MAANDİZ18, KAIYAKA15, MONAİST15, MÜİTLİK15, AINLAMA14, KAILAMA14, KAITLIK14

8 Harfli Kelimeler

ÇAAFÇI24, PAÖMEN22, ÇAAFLI21, ÇAISIZ20, PEEMBE18, ÇAAMBA17, KUUNCU17, KIEHİR16, KAITÇI16, OLİGAİ16, ANAİZM15, BONMAE15, KUUNSU15, KUUNLU14, TUULUK14, AINLIK13, KAILIK13, KAITLI13, MONAİK13, ANAİST12

7 Harfli Kelimeler

VAOVA23, SÜARJ22, AİVCİ19, AĞIAK18, TUUCU16, ÇAILI15, KAICI15, AİDÜK14, KUUNİ12, MONAİ12, AIALA11, ANAİK10

6 Harfli Kelimeler

ÇAAF18, MÜİT12, KUUN11, KAIT10, KAIN10, ANAİ9

5 Harfli Kelimeler

AİV14, ÇAI12, TUU10, AIN9, KAI9, İAT8, TİE8

4 Harfli Kelimeler

BO10, MA8, AE7

3 Harfli Kelimeler

A6

ARŞ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarş)

[isim]

[din bilgisi]

  • İslam inanışına göre göğün en yüksek katı

[ünlem]

[askerlik]

  • `Yürü` komutu

    Arş yiğitler vatan imdadına! - Namık Kemal

ARŞE (Kelime Kökeni: Fransızca archet)

[isim]

  • Tren, troleybüs, tramvay vb. elektrikle işleyen taşıtlarda telden elektrik akımı almaya yarayan, yukarıya doğru uzanmış demir yay

[müzik]

  • Keman yayı

İRŞAT (Kelime Kökeni: Arapça irşād)

[isim]

[eskimiş]

  • Doğru yolu gösterme, uyarma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irşat etmek

TİRŞE (Kelime Kökeni: Farsça terāşe)

[isim]

  • Yeşil ile mavi arası renk

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Rıhtım kenarlarında en taze yosunların tirşe çizgisi var. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Parşömen

Birleşik Kelimeler: tirşe gözlü

MARŞ (Kelime Kökeni: Fransızca marche)

[isim]

  • Ritmi, yürüyen bir kimsenin veya topluluğun adımlarını hatırlatan müzik parçası

    Bu şiir ya da manzumeyi marş biçimine bile sokmuştur. - Salâh Birsel

  • Bir topluluğu simgelemek için düzenlenmiş müzik parçası

    Millî marşı `İstiklal Marşı`dır. - Anayasa

[ünlem]

  • Askerlikte yürüyüşe geçmek için verilen komut
  • Otomobil, kamyon vb. motorlu araçlarda motoru işletme düzeni

    Marş anahtarı.

Birleşik Kelimeler: İstiklal Marşı, marş marş, millî marş

ANARŞİ (Kelime Kökeni: Fransızca anarchie)

[isim]

  • Kargaşa

    Bütün bu değişmelerin başıboş bırakılması, bir anarşi, bir çözülme hâline gelmesi güzel değildir. - Orhan Seyfi Orhon

ARŞIN

[isim]

[eskimiş]

  • Yaklaşık 68 santimetreye eşit olan uzunluk ölçüsü

    Bu duvarlar yerden bir arşın kadar yüksek, üstünde güzel bir parmaklığı olan duvarlardı. - Memduh Şevket Esendal

KARŞI

[isim]

  • Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi

    Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor. - Halide Edip Adıvar

  • Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı

    Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik. - Refik Halit Karay

  • Ön, kat, huzur

    İkisi birden müdürün karşısına çıkarlar. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]

  • Bulunan yere göre önde, ileride olan

    Karşı evin kızları. Karşı mahalle.

[sıfat]

  • Karşıt, zıt, muhalif

    İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu. - Murathan Mungan

[zarf]

  • Yüzünü bir şeye doğru çevirerek

    Bahçeye karşı oturmak.

[zarf]

  • Karşılık olarak, mukabil

    Bir ölüm haberine karşı ben içimde bin ezinti, bin çöküntü duydum. - Abdülhak Şinasi Hisar

[zarf]

  • İçin, hakkında

    Edebiyata karşı ilk alaka sizde nasıl ve ne zaman başladı? - Sait Faik Abasıyanık

[zarf]

  • -e doğru

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karşı çıkmak
  • karşı durmak
  • karşı gelmek
  • karşı koymak
  • karşı olmak
  • karşısına almak
  • karşısına dikilmek
  • karşısına geçmek

Birleşik Kelimeler: karşı akın, karşı devrim, karşı düşünce, karşı düşürüm, karşı gelim, karşı görüş, karşı karşıya, karşı olum, karşı oy, karşı sav, kapı karşı komşu, karşıdan karşıya, sabaha karşı

ANARŞİK (Kelime Kökeni: Fransızca anarchique)

[sıfat]

  • Kargaşalı

    Anarşik olaylar.

KARŞIT

[sıfat]

  • Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast

Birleşik Kelimeler: karşıt anlamlı, karşıt duygu, alt karşıt

KARŞIN

[edat]

  • Bir şeyin gerekenin veya mantığın tersine olarak yapıldığını anlatan bir söz, rağmen

    Sabah olunca, bütün gece uyumamasına karşın kendini dinç hissediyordu. - İhsan Oktay Anar

TURŞU (Kelime Kökeni: Farsça turşī)

[isim]

  • Tuzlu suda, sirkede bırakılarak özel bir kıvama getirilmiş sebze veya meyve

[sıfat]

[mecaz]

  • Bitkin, yorgun

Ata Sözleri ve Deyimler

  • turşu gibi olmak
  • turşu kurmak (veya yapmak)
  • turşu olmak
  • turşusu çıkmak
  • turşusunu kurmak
  • turşuya dönmek

Birleşik Kelimeler: turşu balığı, turşu suyu

BOR

[sıfat]

[halk ağzında]

  • İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak), borak

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 5, atom ağırlığı 10,8, yoğunluğu 2,45 olan, tabiatta bor asidi veya boratlar durumunda bulunan basit element (simgesi B)

[isim]

  • Niğde iline bağlı ilçelerden biri

ARŞIÂLÂ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarş + aʿlā)

[isim]

[eskimiş]

  • Göğün dokuzuncu katı

KURŞUN

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 82, atom ağırlığı 207,21, yoğunluğu 11,3 olan, 327,4 °C'de eriyen, yumuşak ve bükülgen, mavimtırak esmer renkte bir element (simgesi Pb)

[sıfat]

  • Bu elementten yapılmış

    Kurşun boru.

  • Tüfek, tabanca vb. hafif ateşli silahlarda kullanılan mermi

    Kanatları kurşunla parçalanmış bir kartal / Benim gibi seyreder, yerden, mavilikleri - Yaşar Nabi Nayır

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kurşun (veya kurşunu) yemek
  • kurşuna dizmek
  • kurşun atmak
  • kurşun dokunmak
  • kurşun dökmek
  • kurşun gibi
  • kurşun manyağı yapmak
  • kurşun sıkmak
  • kurşun tutmak
  • kurşun yağdırmak
  • kurşun yağmuruna tutmak

Birleşik Kelimeler: kurşun erimi, kurşungeçirmez, kurşun grisi, kurşun kalem, kurşun otu, kurşun rengi, kör kurşun, serseri kurşun, ağ kurşunu, domdom kurşunu, kaza kurşunu, maganda kurşunu