[sıfat]

• Rütbesi olan

  Yüksek rütbeli subay.

[kimya]

• Brom elementinin simgesi

[-i]

• Küremek

[isim]

[eskimiş]

• Bazı mallardan devletçe alınan vergiler

  Size ya rüsumat müdürlüğünde yahut da şehir eminliğinde gözü olduğunu söyler. - Refik Halit Karay

[isim]

• Sürütmek işi

• Deniz dibini taramaya yarar, demir bir çerçeveye geçirilmiş ağ

• Deniz içinde çekilerek balık avlamaya yarar bir olta türü

[isim]

• Sürünmek işi

[hayvan bilimi]

• Çoğunlukla uzun gövdeli bir hayvanın, bacaklarının yardımı olmaksızın katı bir yüzeyde ilerlemesi

[-i]

• Bir şeyi yerden kaldırmaksızın çekerek, iterek götürmek, sürüklemek

• Hafif bir şeyi sürüklemek

  Ey gökten yere nazlı bir sultan gibi eteklerini basamaklarda sürüyerek aheste aheste inen yolcu! Kaçıncı basamaktasın? - Arif Nihat Asya

• Herhangi bir sebepten dolayı güçlükle yürümek

• Bir şeyi peşine takmak, alıp götürmek

  Diyar diyar beni aldı / Sürüdü gönlüm sürüdü - Âşık Veysel

[isim]

• Sürülmek işi

  Kınanın akşamdan yoğrulup ellere ve ayaklara taşırmadan, çizgileri aşmadan sürülmesi lazımdır. - Refik Halit Karay

• Piyasaya çıkarılma

  Yeni paraların piyasaya sürülmesi için hazırlıklar yapılıyor.

[isim]

• Tükürük bezlerinin ağza akan salgısı

  Böyle tükürük saçtığına bakılırsa ya politikadan konuşuyor ya birini batırıyordu. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

• tükürüğünü yutmak

[isim]

• Yürüteç

  Ona dört ayaklı yürütenlerden aldık, sevindi. - Tarık Dursun K.

[-i]

• Sarmak, kaplamak, örtmek, basmak, istila etmek

  Tarlayı otlar bürümüştü. - Nabizade Nâzım

[mecaz]

• Çok, güçlü etkilemek

  Bir kötümserlik bürümüş sizin içinizi. - Nurullah Ataç

[isim]

• Bürünmek işi

[isim]

• Dürülmek işi

[isim]

[eskimiş]

• Ortaokul derecesinde olan eğitim kurumu

[sıfat]

[eskimiş]

• Deneye dayanan, deneme ile ilgili, deneysel