İçinde Ru Bulunan 7 Harfli Kelimeler

İçerisinde RU olan 7 harfli 114 kelime bulunuyor. İçinde RU olan 7 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ru ile başlayan 7 harfli kelimeler. ru ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

DOĞURUŞ22, DOĞRUCU22, DOĞRUCA21, SOĞURUŞ21, BAŞVURU20, DOĞRUSU20, DOĞRULU19, HURUFAT19, VURUŞMA19, VURULUŞ19, AVRUPAİ18, DUPDURU18, FRUKTOZ18, KAVURUŞ18, RUJLAMA18, RUNDA18, DOYURUŞ17, KRUVAZE17, ORUÇSUZ17, RUZUŞEB17, RULUK17, BORUSUZ16, HAZIRUN16, HURUŞAN16, PERUKÇU16, TİFDRUK16, VURUNTU16, VURUNMA16, VURULMA16, YORUMCU16, BURUŞMA15, BURUŞUK15, DUYURUM15, DURUŞMA15, DURUMCA15, KURUYUŞ15, KORUYUŞ15, KUDURUŞ15, MAVRUKA15, BURUKÇA14, RUDET14, BARUTÇU14, ÇORUMLU14, DERUHTE14, GURURLU14, GURULTU14, GENSORU14, HORULTU14, KUMRUCU14, KUPKURU14, KRUPİYE14, RUMUZLU14, RUHİYAT14, SORUŞMA14, UYDURUK14, BURUKSU13, ERZURUM13, KURULUŞ13, KURUTUŞ13, KORUCUK13, KORUGAN13, KORUNGA13, KANGURU13, MORUMSU13, MARULCU13, MAHRU13, TURUNCU13, ZORUNLU13, CEBERUT13, BURUNLU12, BURUNTU12, BURULMA12, DURULUK12, DURULMA12, KURUTAÇ12, KUNDURU12, KUDURUK12, MARUZAT12, MEŞRU12, MEŞRUTA12, OBRUKLU12, PERUKAR12, RUZNAME12, RUMENCE12, SORUMLU12, TEMARUZ12, USKUMRU12, UYRUKLU12, YORULMA12, KURUMLU11, KORUNUM11, RUTUBET11, SORULMA11, SORUMAK11, SORUNLU11, SORUTMA11, TAARRUZ11, TAZARRU11, ZARURET11, ENDERUN10, KURULMA10, KURULUK10, KURUMAK10, KURUNTU10, KURUTMA10, KORULUK10, KORUMAK10, KORUNMA10, TUTURUK10, TEBERRU10, KORUNAK9, METRUKE9, TARUMAR9, TRUAKAR8

TRUAKAR (Kelime Kökeni: Fransızca trois-quarts)

[isim]

  • Kısa manto

[sıfat]

  • Kol boyu dirsek ile bilek arasında olan (kadın giysisi)

KORUNAK

[isim]

  • Tehlikeden kurtulmak, korunmak için yapılmış yer
  • Sığınılan, saklanılan yapı, mağara gibi yer

    Öyle bir savaştayım ki sığınağı, korunağı yok. - Turan Oflazoğlu

[mecaz]

  • Koruyan, esirgeyen, saklayan kimse

METRUKE (Kelime Kökeni: Arapça metrūke)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bırakılmış, geriye kalmış

TARUMAR (Kelime Kökeni: Farsça tārmār)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Dağınık, karışık, perişan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarumar etmek
  • tarumar olmak

ENDERUN (Kelime Kökeni: Farsça enderūn)

[isim]

[tarih]

  • Saraylarda harem ve hazine dairelerinin bulunduğu yer
  • Büyük sarayların iç bölümü
  • Devlet görevlilerini yetiştiren okul

KURULMA

[isim]

  • Kurulmak işi

    Kumpanyanın kurulmasında başı çeken gerçekte, ecnebi bir banka. - Attila İlhan

KURULUK

[isim]

  • Kuru olma durumu

Birleşik Kelimeler: tuzu kuruluk

KURUMAK

[nesnesiz]

  • Islaklığını, nemini yitirerek kuru duruma gelmek

    Çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu. - Halide Edip Adıvar

  • Bitki, suyu çekilip cansız duruma gelmek

    Bu ulu ağaç yerlerde sürüne sürüne kurudu ve etrafını dikenler, ısırganlar bürüdü. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Akarsu, göl vb.nin suyu kalmamak

    Kurumuş dere gibi taşlık bir yerden geçtik. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Bazı nesneler yumuşaklığını yitirmek, sertleşmek

    Darı ve mısır yemekten bağırsakları kurumuştu. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Cılızlaşmak, sıskalaşmak, zayıflamak

    Karısı hırçınlıktan kurumuş bir kadın. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Çok susamak

KURUNTU

[isim]

  • Yanlış ve yersiz düşünce, evham

    Evlenmek kuruntusu ile satılmaya giden iki mahalle kızı sol tarafta. - Aka Gündüz

  • Bir konuyla ilgili kötü ihtimalleri akla getirip tasalanma, işkil, evham, vesvese

    Sözü dinlenmeyen bir siyasi liderin kuruntusu seziliyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Olmayacak bir şeyin olacağını sanma, vehim

    Bu davranış yersiz kuruntuların tam bir panzehridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kuruntu etmek
  • kuruntuya kapılmak

Birleşik Kelimeler: hüsnükuruntu

KURUTMA

[isim]

  • Kurutmak işi

Birleşik Kelimeler: kurutma kabı, kurutma kâğıdı, kurutma makinesi, ambarda kurutma

KORULUK

[isim]

  • Koru durumunda olan sık ağaçlı yer

    Çakır Ayşe, hazırlayacağı çıkınıyla onu köyün altındaki korulukta bekleyecekti. - Halikarnas Balıkçısı

KORUMAK

[-i]

[-den]

  • Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek

    Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur. - Orhan Seyfi Orhon

  • Güçlü bir kimse veya kuruluş, güçsüz birini veya bir şeyi desteklemek, himaye etmek

    Beni kendi kardeşi gibi sever, babasının hışmından korurdu. - Reşat Enis

[-i]

  • Tehlikeye karşı denetimi altında bulundurmak, savunmak, müdafaa etmek

    Yurdu korumak.

[-i]

  • Tehlikeli, zararlı durumları önlemek

    İlaçla meyveleri korudu.

[-i]

[mecaz]

  • Bir şeyin eskimesini, yıpranmasını önlemek için gereken dikkat ve özeni göstermek

    Üstünü başını biraz korusaydın bu kadar kirlenmezdi.

[-i]

[mecaz]

  • Süregelen bir durumun değişikliğe uğramasını önlemek

    Geleneklerini koruyorlar.

[-i]

[mecaz]

  • Karşılamak, denk gelmek

    Bu işin geliri masrafını korumaz.

KORUNMA

[isim]

  • Korunmak işi

    Ekinlerinizin korunması için de gereken tedbirleri alınız. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • korunma görmek

Birleşik Kelimeler: pasif korunma

TUTURUK

[isim]

[halk ağzında]

  • Ateş tutuşturacak çalı, çırpı, yonga vb. şeyler

[sıfat]

  • Çok ekşi

TEBERRU (Kelime Kökeni: Arapça teberruʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Bağış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teberru etmek