[isim]

• Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer

  İki gün süren tartışmalardan sonra Mustafa Kemal kürsüye geldi. - Falih Rıfkı Atay

• Ana bilim dalı

  Türk Dili Kürsüsü. Yakın Çağ Tarihi Kürsüsü.

[halk ağzında]

• Sandalye

[eskimiş]

• Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm

[sıfat]

• Manikürü olmayan

[sıfat]

• Kültürü olmayan

  Kültürsüz bir ifadeydi ama muhakkak maksadını gönle hitap ederek anlatıyordu. - Refik Halit Karay

[sıfat]

• Sansürü olmayan

[sıfat]

• Kömürü andıran, kömüre benzeyen, kömür gibi, kömürümsü

• beklenilmeyen iyi davranışlar karşısında kullanılan bir söz

• `neşeli, hoşsohbet, komik, eğlendiren birisin` anlamında kullanılan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

• ömre bedel
• ömrümün varı
• ömrüne bereket
• ömrüne ömür katmak
• ömrü oldukça
• ömrü uzamak
• ömrü vefa etmemek
• ömür çürütmek
• ömür geçirmek
• ömürler (veya ömrün bol) olsun
• ömür sürmek

[sıfat]

• Gevşeyip sarkmış, yıpranmış

  Beni yanımdaki pörsük, sarışın yüze bağlayan başka ortak hatıralar da var. - Halide Edip Adıvar

[isim]

• Pörsümek işi, porsuma

[nesnesiz]

• Gevşeyip sarkmak, porsumak

  Rutubetten gevşeyerek, pörsüyerek saçaklanmış, parmakla dokunulsa sökülecek hâle gelmişti. - Peyami Safa

[sıfat]

• Pütürü olmayan

[sıfat]

• Ömrü kısa olan

[mecaz]

• Kısa süren

[mecaz]

• Dayanıksız

[sıfat]

• Çalıştırıcısız

[sıfat]

• Garnitürü olmayan

[sıfat]

• Mührü olmayan

• Mühür basılmamış olan

  Mühürsüz nüshalar sahtedir.

[sıfat]

• Püsürü olmayan, pürüzsüz