[isim]

• Tahta, metal veya taşı işlemeye yarayan çelik araç

[isim]

• Genellikle mobilya işlerinde kullanılan, en az üç kaplamanın üst üste tutkallanmasından oluşan, ince, esnek tahta

  Mukavva yahut kontrplak mıhlanmıştı cam yerine. - Çetin Altan

[isim]

• Eğlencelerde kullanmak için kendi üzerine sarılarak hazırlanan, savrulduğunda çözülen, renkli kâğıttan yapılmış ince ve uzun şerit

[teknik]

• Kalorifer tesisatında bükülmüş borularla yapılmış ısıtıcı

[mineraloji]

• Yılan taşı

[isim]

[müzik]

• Çeşitli melodileri birbirine uydurma sanatı

[isim]

• Serptirmek işi

[nesnesiz]

• Serpme işine konu olmak

  Cam kırıkları su gibi dört tarafa serpildiler. - Attila İlhan

• Gelişmek, büyümek

  Şu on altı yıllık dönem içinde doğan, serpilen bütün partilerimiz birbiri içinden doğmuştur. - Necati Cumalı

• Yayılmak

  En çok zevki kasabanın bayram yerlerinden, halkın tatil günleri serpildiği çayırlıklardan aldım. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Serpelemek işi

[sıfat]

• Titreşimli

  Gözleri pırıl pırıl, sesi ürpertili. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

[spor]

• Sporcunun yanılma hareketi

Ata Sözleri ve Deyimler

• kontrpiyede kalmak

[nesnesiz]

• Kırpma işi yapılmak

  O romanlarda kırpılan, atılan yerler var mıdır? - Adalet Ağaoğlu

[isim]

• Kırptırmak işi

[isim]

[bitki bilimi]

• Çok tatlı bir tür kayısı

• Bir tür hamur tatlısı

[-i]

• Ürperti vermek

  Bu sesin tüyleri ürperten dehşeti kadınları hatta komitaları bile buz gibi dondurdu. - Ömer Seyfettin

[isim]

• Arpacının yaptığı iş

[isim]

• Çarpık olma durumu, eğrilik

  Dayımın yüzünde de bir acayiplik, bir çarpıklık hasıl oldu. - Refik Halit Karay