[isim]

• Morfinden kimyasal yolla elde edilen uyuşturucu bir madde

  Ama kısa süre sonra üzerinde eroinle ele geçmiş. - Ahmet Ümit

[isim]

[anatomi]

• Tiroit bezi

[isim]

[fizik]

• Cıva yerine maden bir kutu kullanmak temeline dayanan kadranlı barometre

[isim]

• Eroinci

  Bir gazete muhabiri Adliye koridorunda, tımarhaneye girmek için elindeki arzuhâlle dolaşan Osman isminde bir eroinman hastasına rastlıyor. - Nazım Hikmet

[isim]

• Eroin bağımlısı kimse, eroinman

  Bu defa da, Sultanahmet'ten gelen efeler değilmiş de feryadı basanlar, onların gündüzki taşkınlığından yüz bulan eroincilermiş. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

• Eroinman olma durumu

[isim]

• Eroinci olma durumu

[isim]

[fizik]

• Geçirdiği ışığı polaran saydam yaprak

• Çekim ve baskı işlemlerini çok çabuk ve otomatik olarak yapan fotoğraf makinesi

• Bu makineyle çekilen fotoğraf

[isim]

[tıp]

• Basur

[sıfat]

• Basurlu