[isim]

[hayvan bilimi]

• Yaban koyunu

[isim]

[denizcilik]

• Açık deniz, engin

[zarf]

[argo]

• Uzaktan, açıktan

  Arkadaşlarımdan mümkün olduğu kadar alarga yürüyor, kendimi pencerelerin, kapıların ışık sahası dışına çıkarmaya uğraşıyordum. - Reşat Nuri Güntekin

[ünlem]

[denizcilik]

• `Açıktan geç, yaklaşma` anlamında kullanılan bir seslenme sözü

Ata Sözleri ve Deyimler

• alargada durmak (veya tutmak)
• alargadan seyretmek
• alarga durmak
• alarga etmek
• alarga gitmek

[isim]

[eskimiş]

• Maden yeri

[isim]

• Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri

[sıfat]

[mimarlık]

• Kâgir

[isim]

• Terilen

[sıfat]

• Bu iplikten yapılmış

  Tergal kumaş.

[isim]

• Ergimek işi, zeveban

[isim]

• Ordu iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• İlk Çağ'da mezar üzerine toprak yığılarak yapılan küçük tepe

• Tepe biçiminde mezar

[isim]

• Eriyen karların oluşturduğu akarsu

• Karla karışık yağan yağmur

[isim]

• Marangozlukta kullanılan bir tür büyük rende

[isim]

[tarih]

• Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri

[isim]

[bitki bilimi]

• Nergisgillerden, bazı türlerinde beyaz, bazılarında sarı renkte olan çiçekleri ayrı veya bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, açılmadan önce bir yenle örtülü bulunan, 20-80 santimetre yüksekliğinde, soğanlı bir süs bitkisi (Narcissus)

[sıfat]

• Serilmiş olan

• Yatan (hasta)

Ata Sözleri ve Deyimler

• sergin vermek

[isim]

[halk ağzında]

• Raf

• Nesnelerin, insanlara gösterilmek, satılmak için sergilendiği camlı bölme veya yer, camekân, vitrin

[sıfat]

• İçinde argo söz bulunan

[zarf]

• Argo kullanarak (konuşmak)

[isim]

[halk ağzında]

• Genellikle harmanda sapları yaymaya yarayan demirden, çatallı bir tarım aracı, diren