İçinde Rg Bulunan 5 Harfli Kelimeler

İçerisinde RG olan 5 harfli 37 kelime bulunuyor. İçinde RG olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "rg ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

RGÜ21, ÖRGÜT17, ÖRGÜN17, ÜRGÜP17, VURGU17, VARGI16, RGÜ15, ÖRGEN15, VERGİ15, ORGCU14, RGÜ14, ZORGU14, BURGU13, DURGU13, GERGİ13, ARG12, ÇERGE12, SORGU12, YORGA12, YARGI12, DERGİ11, KURGU11, SARGI11, YERGİ11, ARGON10, ARGIT10, ARGIN10, IRGAT10, KARGI10, KARGO10, LARGO10, ORGAN10, SERGİ10, URGAN10, ERGİN9, ERGEN9, KARGA9

ERGİN

[sıfat]

  • Olmuş, yetişmiş, kemale ermiş

    Ergin yemiş. Ergin ekin.

[hukuk]

  • Kişisel haklarını kendi kullanabilmesi için yasanın gösterdiği on sekiz yaşına gelmiş olan (kimse), reşit

    Oğlunun bilgin, ergin, akıllı uslu olmasını istiyordu. - Nezihe Araz

ERGEN

[sıfat]

  • Döl verebilecek duruma gelmiş olan, erin, yeni yetme, akil baliğ, baliğ
  • Henüz evlenmemiş, bekâr

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ergene karı boşamak kolay
  • ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma
  • ergen olmak

KARGA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kargagillerden, kanatları geniş, tüyleri kara renkte, tarla ve bahçelere çok zarar veren kuş (Corvus)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karga bok yemeden
  • kargadan başka kuş tanımamak
  • karga gibi
  • karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış
  • karga mandayı babası hayrına bitlemez

Birleşik Kelimeler: kargabeyni, kargaburnu, karga burun, kargabüken, kargadelen, karga düleği, kargasekmez, karga yürüyüşü, alacakarga, alakarga, ıslak karga, karakarga, küçük karga, çeltikkargası, ekin kargası, kestane kargası, leş kargası, teneşir kargası

[isim]

  • Bir şeyin asıl durumunu yitirerek baş aşağı olması

[denizcilik]

  • Yelkenleri toplama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karga etmek

Birleşik Kelimeler: karga tulumba

ARGON (Kelime Kökeni: Fransızca argon)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 18, atom ağırlığı 39,9 olan, havada % 1 oranında bulunan, rengi, kokusu ve tadı olmayan bir element (simgesi Ar)

ARGIT

[isim]

[halk ağzında]

  • Geçit, boğaz, dağ boğazı, derbent
  • Keklik tutmakta kullanılan, tahtadan kapanların yan taraflarına bağlanan ağaç parça

ARGIN

[sıfat]

  • Bitkin

    Şimdi kadının argın, uçuk benzi, yorgun, düşük kımıldanışı daha ziyade görünüyordu. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Zayıf
  • Beceriksiz

Birleşik Kelimeler: yorgun argın

IRGAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Tarım işçisi, rençper

    Ayakaltında bir ırgat veya başüstünde bir ana işlerinizi görür. - Falih Rıfkı Atay

  • Yapı işçisi

[denizcilik]

  • Gemilerde ve yapılarda yatay kollarla ve birkaç kişi tarafından çevrilen bocurgat

    İçlerinden bir gönüllü istedim, başüstüne gidip ırgatı çalıştıracak güçte bir adam. - Zeyyat Selimoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ırgat gibi çalışmak
  • ırgat pazarına döndürmek

Birleşik Kelimeler: ırgatbaşı

KARGI

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gövdesi 5-6 metre yüksekliğe erişebilen çok yıllık bir bitki, kamış, saz (Arundo donax)

    Dört yanı, çakıldıkları toprağa kök salıp uzayan kargıların yeşil duvarıyla örtülüydü. - Cahit Uçuk

  • Dalyanlarda büyük balıklar için kullanılan demir kanca

[eskimiş]

  • Silah olarak kullanılan, ucu sivri ve demirli uzun mızrak

    Avlunun ortasında, elinde bir uzun kargı ile saatlerce başı havada, ağzı açık hayran hayran dolaşırdı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Birleşik Kelimeler: çatal kargı

[isim]

  • Çorum iline bağlı ilçelerden biri

KARGO (Kelime Kökeni: Fransızca cargo)

[isim]

  • Yük taşıyan uçak veya gemi
  • Uçak, gemi vb. bir taşıtla taşınan eşya, yük
  • Bir yerden bir yere yük veya posta taşıyan şirket
  • Bu şirketin taşıdığı yük veya posta

LARGO (Kelime Kökeni: İtalyanca largo)

[zarf]

[müzik]

  • Bir parçanın ağır ve görkemli çalınarak veya söylenerek

[isim]

  • Bu ağırlıkta çalınan müzik parçası

ORGAN (Kelime Kökeni: Fransızca organe)

[isim]

[anatomi]

  • Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, örgen, uzuv

    Bütün iç organlarım burkulur gibi oldu. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş

    Devlet organları.

Birleşik Kelimeler: organ aktarımı, organ mafyası, organ nakli, dişi organ, erkek organ, boşaltım organı, dişilik organı, erkeklik organı, koku alma organı, tat alma organı, yasama organı, yayın organı, ses organları, sindirim organları, telaffuz organları, üreme organları, yargı organları

SERGİ

[isim]

  • Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer

    Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi. - Sait Faik Abasıyanık

  • Halkın gezip görmesi, tanıması için uygun biçimde yerleştirilmiş ürünlerin, sanat eserlerinin tümü

    Resim, heykel, seramik, el işleri sergisi ne olursa gidiyorum. - Haldun Taner

  • Bir yerin, bir ülkenin veya çeşitli ülkelerin kendine özgü tarım, sanayi vb. ürünlerini tanıtmak için bunların uygun bir biçimde gösterildiği yer

[halk ağzında]

  • Yaygı, kilim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sergi açmak
  • sergi sermek

Birleşik Kelimeler: sergievi, sergikarası, sergi salonu, karma sergi, kişisel sergi, tersane sergisi

URGAN

[isim]

  • Keten, kenevir, pamuk, jüt gibi türlü dokuma maddelerinden yapılan ince halat

    Kadınının boynunda pembe urgan gibi bir yemeni var. - Halide Edip Adıvar

DERGİ

[isim]

  • Siyaset, edebiyat, teknik, ekonomi vb. konuları inceleyen ve belirli aralıklarla çıkan süreli yayın, bülten, mecmua

Birleşik Kelimeler: hakemli dergi

KURGU

[isim]

  • Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
  • Zembereğin kurulmuş olma durumu

    Saatin kurgusu bitmiş.

  • Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj

    Demir fabrikasının kurgusu bitti.

  • Bir işe hazırlamak için yapılan telkin

    Bankacılardan birkaçının kurgularıyla belediye başkanlığına adaylığını koymuştu. - Memduh Şevket Esendal

[edebiyat]

  • Çatı

[felsefe]

  • Uygulamaya geçmeyen, sadece bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon

[sinema]

[televizyon]

  • Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir uyum ve anlam bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj

[sinema]

[televizyon]

  • Gerçek olmayan olay ve kahramanlardan oluşan eser

Birleşik Kelimeler: kurgu bilimi, bilim kurgu, dirim kurgu, kaba kurgu