İçinde Rbe Bulunan Kelimeler

İçinde RBE olan 55 kelime bulunuyor. İçerisinde RBE geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Rbe ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

BALDIRANŞERBE25

13 Harfli Kelimeler

HÜNKARBEĞENDİ30

12 Harfli Kelimeler

DİYARIGURBET24, ŞERBETLENMEK18, SERBESTLEMEK17

11 Harfli Kelimeler

GURBETÇİLİK21, SEFERBERLİK20, ŞERBETÇİLİK19, DERBEDERLİK17, ŞERBETLEMEK17, ŞERBETLENME17, SERBESTLEME16

10 Harfli Kelimeler

GURBETZEDE22, DERBEDERCE19, BEYLERBE18, DARBECİLİK17, ŞERBETLEME16, DARBELEMEK15, SERBESTLİK14, EMİRBERLİK13

9 Harfli Kelimeler

ŞERBETSİZ18, CERBEZELİ17, BERBERİCE16, GURBETLİK16, SERBESTÇE16, DARBELEME14, DARBETMEK14, ŞERBETLİK14, BERBERLİK13

8 Harfli Kelimeler

GURBETÇİ18, SEFERBER17, ŞERBETÇİ16, ARBEDECİ15, DARBECİK15, DERBEDER14, TÜRBEDAR14, DARBETME13, ŞERBETLİ13, SERBESTİ12

7 Harfli Kelimeler

CERBEZE15, DARBE14, ABSORBE13, BARBE13, BERBE11, DERBENT11, SERBEST11, YERBE11, EMİRBER10

6 Harfli Kelimeler

GURBET13, ŞERBET11, ARBEDE10, BERBER10

5 Harfli Kelimeler

HARBE11, DARBE9, TÜRBE9

DARBE (Kelime Kökeni: Arapça ḍarbe)

[isim]

  • Vuruş, çarpış

    Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti. - Osman Cemal Kaygılı

  • Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi

[mecaz]

  • Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay

    Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • darbe (veya darbeyi) yemek
  • darbe almak
  • darbe vurmak (veya indirmek)

Birleşik Kelimeler: hükûmet darbesi

TÜRBE (Kelime Kökeni: Arapça turbe)

[isim]

  • Genellikle ünlü bir kimse için yaptırılan ve içinde o kimsenin mezarı bulunan yapı

    Çekirge'de Hüdavendigâr türbesini ziyaret ettim. - Ahmet Haşim

Birleşik Kelimeler: türbe eriği

EMİRBER (Kelime Kökeni: Arapça emr + Farsça -ber)

[isim]

[eskimiş]

[askerlik]

  • Emir eri

    Paşa o gün konuşmasına başlamazdan önce emirberlerine gene iki kahve emretti. - Ruşen Eşref Ünaydın

ARBEDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿarbede)

[isim]

  • Çatışma, patırtı

    İşler arapsaçına döner ve doğacak arbedeleri de önlemenin çaresi bulunmaz. - Kerim Korcan

BERBER (Kelime Kökeni: Farsça berber)

[isim]

  • Saç ve sakalın kesilmesi, taranması ve yapılması işiyle uğraşan veya bunu meslek edinen kimse, erkek berberi, perukar
  • Bu işin yapıldığı dükkân, erkek berberi, perukar

    Çarşıya yakın büyük caddedeki berberlerden birine gidecekti. - Yusuf Atılgan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • berber berbere benzer ama başın Allah'a emanet

Birleşik Kelimeler: berber balığı, berber koltuğu, berber salonu, erkek berberi, kadın berberi

BERBERİ (Kelime Kökeni: Arapça berberī)

[isim]

  • Kuzey Afrika'daki Cezayir bölgesinde Berberistan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse

DERBENT (Kelime Kökeni: Farsça derbend)

[isim]

[eskimiş]

  • Geçit
  • Sınırda bulunan küçük kale

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

SERBEST (Kelime Kökeni: Farsça serbest)

[sıfat]

  • Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin
  • Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür
  • Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan

    Öğleyin serbestim, gelebilirsin.

  • Bazı kurallara bağlı olmayan

    Serbest ticaret. Serbest nazım.

  • Sıkılmadan, şaşırmadan konuşan ve davranan
  • Ağırbaşlı olmayan, hoppa (kadın)
  • Hareketi herhangi bir biçimde engellenmeyen

    Serbest geçiş

[zarf]

  • Rahat, özgür, bağımsız bir biçimde

    Ötekilere de pek serbest davranır isem de onlar benden utanırlar. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • serbest bırakmak
  • serbest çalışmak

Birleşik Kelimeler: serbest bölge, serbest eczacı, serbest ekonomi, serbest piyasa ekonomisi, serbest elektron, serbest enerji, serbest güreş, serbest kart, serbest meslek, serbest mıntıka, serbest nazım, serbest su, serbest vuruş, serbest yük

YERBERİ

[isim]

[gök bilimi]

  • Dünya çevresinde dolanan bir uydunun gerçek veya görünür yörüngesinin Dünya'ya en yakın noktası

ŞERBET (Kelime Kökeni: Arapça şerbet)

[isim]

  • Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek
  • Belli törenlerde konuklara sunulan şekerli içecek

    Gelin hanım, köşesine yerleştirildikten sonra şerbetler dağıtılmaya başladı. - Etem İzzet Benice

  • Bazı maddelerin suda eritilmişi

    Çimento şerbeti. Gübre şerbeti.

  • Sözlenmek veya nişanlanmak üzere tarafların anlaşması durumunda tören yapılarak içilen içecek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şerbet gibi
  • şerbet içmek

Birleşik Kelimeler: ahududu şerbeti, baldıranşerbeti, demirhindi şerbeti, ecel şerbeti, karadut şerbeti, kızılcık şerbeti, koruk şerbeti, lohusa şerbeti, nar şerbeti, tutkal şerbeti, vişne şerbeti

HARBE (Kelime Kökeni: Arapça ḥarbe)

[isim]

[eskimiş]

  • Kısa mızrak
  • Harbi

SERBESTÎ (Kelime Kökeni: Farsça serbest + Arapça -ī)

[isim]

[eskimiş]

  • Özgürlük

    Berlin'deki serbestîyi fal taşı gibi gözlerle izlediler. - Erendiz Atasü

EMİRBERLİK

[isim]

  • Emirber olma durumu, emirberin işi

    Malum ya, emirberliğin böyle mazhariyetleri olur. - Kemal Tahir

BERBERLİK

[isim]

  • Berberin yaptığı iş

    O küçücük dükkânda baba mesleği berberlikle altı yıldır geçinip gidiyordu. - Sait Faik Abasıyanık

DARBETME

[isim]

  • Darbetmek işi