[isim]

• Kötü dikiş sebebiyle kumaşta oluşan büzülme veya kıvrım

  Ceketinin arkasındaki potlar, bugün mutlaka her zamandan çok ensesine binmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

• Poker vb. iskambil oyunlarında oyuncuların tümünce ortaya sürülen eşit miktardaki para veya fiş

[mecaz]

• Yanlışlık, hata, gaf

Ata Sözleri ve Deyimler

• pot gelmek
• pot kırmak
• pot yapmak

[isim]

• İçinde maden eritilen kap

[isim]

[spor]

• Basketbolda düşey bir levhaya monte edilmiş yatay çember ile ağdan meydana gelen düzenek

[isim]

• Yardımcı, koruyucu, havari

  Şimdi, senin apotrların (havarilerin) kimlerdir? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan, bağcıklı veya yan tarafı lastikli ayakkabı

  Soyunmaya hatta potinlerini çıkarmaya takati yoktu. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Herhangi bir aynalı alet ile ekran üzerinde oluşturulan görüntü

• Tanıtımcık

[ekonomi]

• Peşin

• Işıntı

  İkinci bir spot yanmıştı şimdi, sahneyi şöyle bir tarayıp üst kısımları aydınlattı. - Nazlı Eray

[isim]

[ticaret]

• Tutu

Ata Sözleri ve Deyimler

• ipoteği çözmek (veya kaldırmak)
• ipotek altında tutmak
• ipotek etmek

[isim]

• Kaza veya başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan, içinde mektup olan şişe

[isim]

[kimya]

• Potasyum birleşiklerine verilen genel ad

[isim]

[halk ağzında]

• Deve yavrusu

[sıfat]

• Kırmalı ve geniş

[isim]

• Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir pantolon türü

  Ayağında lacivert Karamürsel kumaşı bir potur vardı. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

• Kırmalı ve potlu

[sıfat]

• Potası olan

[isim]

• Pot olma durumu

  Elime sağlık ne dikermişim, en ufacık bir potluk olsa ya, yok. - Muzaffer İzgü

[mecaz]

• Yanlış

  Ya halkın arzusunda bir ayarsızlık ya politikacıların politikasında bir potluk vardı. - Üstün Dökmen

[sıfat]

[ticaret]

• Tutulu

[isim]

• Akraba ve yakın arkadaşlarını kayıran kimse

[isim]

• Potlanmak işi