İçinde Perde Bulunan Kelimeler
İçinde PERDE olan 13 kelime bulunuyor. İçerisinde PERDE geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Perde kelimesinin anlamı nedir? Perde ile başlayan kelimeler. Perde ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
11 Harfli Kelimeler
PERDESİZLİK21,
10 Harfli Kelimeler
DEMİRPERDE19, PERDECİLİK19, PERDELENME17, PERDELEMEK17
9 Harfli Kelimeler
PERDELEME16
8 Harfli Kelimeler
PERDESİZ18, PERDEDAR16, PERDELİK14
7 Harfli Kelimeler
PERDECİ16, PERDELİ13
5 Harfli Kelimeler
PERDE11
PERDE (Kelime Kökeni: Farsça perde)
-
Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü
Durmadan pencere kapatıyor, perde çekiyorum. - Adalet Ağaoğlu
-
Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey
Sinema perdesi. Karagöz perdesi.
- İki yeri birbirinden ayıran bölme
-
Seste pes perde
Sonra da ince ve çok acıklı bir perdeden şarkı söylemeye başladı. - Ahmet Midhat
-
Doğruyu görmeye engel olan şey
Bu sözü duyunca gözlerimdeki perde kalkıverdi.
- Kaz, ördek, martı gibi hayvanların parmaklarını birbirine bitiştiren zar
- Bir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık veya incelik derecesi
- Bu ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer
-
Katarakt
Gözlerine perde inmiş.
-
Bir sahne eserinin büyük bölümlerinin her biri
Oyunun üç perdesi de böyle alkışlar içinde geçti. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- perde çekmek
- perde inmek
- perde kurmak
- perdelerini açmak
- perdelerini kapamak
Birleşik Kelimeler: perde arkası, perde ayaklılar, perde duvar, perde perde, perdesi sıyrık, perdesi yırtık, ayak perde, beyaz perde, demir perde, Demirperde, pes perde, tahta perde, üst perdeden, bölme perdesi, burun perdesi, esrar perdesi, kapı perdesi, kesel perdesi, segâh perdesi, ses perdesi, sinema perdesi, sis perdesi, şerit perde
PERDELİ
-
Perdesi olan veya perde ile örtülü bulunan
Loş çadırın kat kat perdeli kapısını kaldırdı. - Nazım Hikmet
- Duvaklı
-
Perde sağlamak için parmaklarla basılacak yerleri olan (çalgı)
Fagot, perdeli bir çalgıdır.
Birleşik Kelimeler: perdeli pilav
PERDELİK
- Perde yapmaya elverişli (kumaş)
-
Perdeden oluşan
Birisi dedi ki bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış. - Memduh Şevket Esendal
PERDELEME
-
Perdelemek işi
Kör duman yamaçlara kadar inmiş, etekteki bahçelerin kavak ağaçlarını da perdelemeye başlamıştı. - Tarık Buğra
PERDEDAR (Kelime Kökeni: Farsça perdedār)
- Perdeci
PERDECİ
- Perde satan veya diken kimse
-
Sahne perdelerini açıp kapamakla görevli kimse
Perdeci, çapaklı gözlerini kirli yumruklarıyla ovuşturarak cevap verdi. - Peyami Safa
- Osmanlılarda yüksek makamlı kimselerin kapılarında bekleyen ve girmeye izni olanları içeri alan görevli, perdedar
PERDELENME
- Perdelenmek işi
- Söyleyişte sesin değişik bir perdeden çıkması
PERDELEMEK
- Bir şeyin önüne perde çekmek, perde ile örtmek
-
Bir durumun, bir olayın anlaşılmasına engel olmak, gizlemek
Dalgınlık ve unutkanlığı, tembellik ve kafasızlığını perdelemek için kullanma bayağılığına düşmez. - Aydın Boysan
- Basketbolda rakibin önüne geçerek top almasını engellemek
PERDELENMEK
-
Perdeleme işine konu olmak
Gene o perdelenmiş gözlerinden kudurtucu bir manasızlık fışkırıyor. - Peyami Safa
PERDESİZ
- Perdesi olmayan
- Utanmaz, hayâsız
DEMİRPERDE
- İkinci Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş döneminde, batılı ülkelerin kendilerini Doğu Bloku ülkelerinden ayıran sınıra ve bu ülkelere taktıkları ad
PERDECİLİK
- Perdecinin işi, perdedarlık
PERDESİZLİK
- Perdesi olmama durumu
- Utanmazlık, hayâsızlık