İçinde Pen Bulunan Kelimeler

İçinde PEN olan 51 kelime bulunuyor. İçerisinde PEN geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Pen ile başlayan kelimeler. Pen ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

PENGUENGİLLER26

12 Harfli Kelimeler

İSPENÇHOROZU30, TAVUKPENÇESİ27, ASLANPENÇESİ21

11 Harfli Kelimeler

PENÇELEŞMEK22, İSPENÇİYARİ21, KURTPENÇESİ20, PENÇELETMEK19

10 Harfli Kelimeler

PENCERESİZ21, PENÇELEŞME21, PENGUENLER19, PENÇELEMEK18, PENÇELETME18, ETEKSERPEN15

9 Harfli Kelimeler

PENÇELEME17, PENCERELİ16, PENİSİLİN14, PENTATLON14

8 Harfli Kelimeler

KOPENHAG21, BEŞPENÇE20, PENÇESİZ19, PENCÜYEK19, ŞİRPENÇE18, PENEPLEN16, İSPENDEK15, PENDNAME15

7 Harfli Kelimeler

PENÇGAH22, PENCÜDÜ20, PENUVAR18, PENCÜSE17, PENGUEN16, PENCERE14, PENÇELİ14, PENALTI12, KEPENEK11

6 Harfli Kelimeler

ELÖPEN16, İSPENÇ14, LÜMPEN13, PENCİK13, PENDİK12, KEPENK10, PENTAN10

5 Harfli Kelimeler

PEN19, PENÇE12, PENYE11, PENSE10, PENİS10, PENES10

4 Harfli Kelimeler

PENS9, PENA8, PENİ8

PENA (Kelime Kökeni: İtalyanca penna)

[isim]

  • Mızrap

PENİ (Kelime Kökeni: İngilizce penny)

[isim]

  • Sterlinin yüzde biri değerindeki para birimi

PENS (Kelime Kökeni: Fransızca pince)

[isim]

  • Giysilerde bazı yerlerden içeriye doğru daraltılarak dikilmiş bölüm
  • Kıskaç biçiminde iğne
  • Pense

    Önce topu ateşe gösterdi, elinin yandığını anlayınca uzun bir pensle tuttu, ateşe uzattı. - Rıfat Ilgaz

Birleşik Kelimeler: balans pensi, konnektör pensi, mühür pensi

KEPENK

[isim]

  • İş yeri, pencere, kapı vb. yerleri kapamak için kullanılan, türlü biçimlerde sac levha, demir veya tahta kanat

    Akşamüstü, bütün kepenkler indikten sonra sokağa çıktık. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kepenk kapatmak
  • kepenkleri indirmek

PENTAN (Kelime Kökeni: Fransızca pentane)

[isim]

[kimya]

  • Formülü C5H12 olan doymuş hidrokarbon

PENSE (Kelime Kökeni: Fransızca pince)

[isim]

  • Çeşitli biçim ve büyüklükte maşa veya kıskaç
  • Birçok meslek dalında çeşitli nesneleri sıkmak, germek, kıvırmak, tutmak vb. işler için kullanılan değişik biçimlerde el aleti, pens

Birleşik Kelimeler: ayarlı pense, fort pense

PENİS (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

[anatomi]

  • Erkeklik organı

PENES (Kelime Kökeni: Macarca penész)

[isim]

  • Genellikle halk oyunlarında kızların süs olarak kullandığı, altın taklidi, sarı tenekeden pul

KEPENEK

[isim]

  • Çobanların omuzlarına aldıkları dikişsiz, kolsuz, keçeden üstlük, aba (II)

    Bu acayip meskeninde yaz kış kalın kepeneğe sarılmış otururdu. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kepenek altında er yatar

Birleşik Kelimeler: örme kepenek

[isim]

[halk ağzında]

  • Pervane

PENYE (Kelime Kökeni: Fransızca peigné)

[isim]

  • Dokumacılıkta özel araçla apresi yapılmış bir tür ince kumaş
  • Bu kumaştan yapılmış üst giysisi

PENALTI (Kelime Kökeni: İngilizce penalty)

[isim]

[spor]

  • Ceza atışı

    En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın bacak arasından en olmayacak golleri yerdi. - Haldun Taner

  • Elemeli futbol maçlarının sonrasındaki eşitlik durumlarında takımların birbirlerine üstünlük sağlamaları için rakip kaleye en az beşer kez yaptığı vuruş

Birleşik Kelimeler: penaltı alanı, penaltı atışı, penaltı noktası, penaltı sahası, temdit penaltısı, uzatma penaltısı

PENDİK

[isim]

  • İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

PENÇE (Kelime Kökeni: Farsça pence)

[isim]

  • Yırtıcı hayvanların ön ayaklarının parmaklarıyla tırnakları

    Kuş beni görünce korktu, pençesinde yılanla havalandı. - Memduh Şevket Esendal

  • Ayakkabının tabanındaki kösele

[mecaz]

  • Etkisinden kurtulmak olanaksız, etkisi çok olan güç

    Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[halk ağzında]

  • El

    Bir yumruğunu gırtlağıma dayadı, bir pençesiyle kalbimi kavradı. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pençe atmak
  • pençesine düşmek
  • pençe vurmak

Birleşik Kelimeler: pençe pençe, beşpençe, çakır pençe, şirpençe, aslanpençesi, kurtpençesi, tavukpençesi

LÜMPEN (Kelime Kökeni: Almanca lumpen)

[sıfat]

  • Sınıfsız

[isim]

  • Ayaktakımı

    Turist Ömer gülmeyi unutmamış, horlandıkça iyimserliği pekişmiş bir kesimin simgesidir, lümpenin çaresizliğidir. - Selim İleri

PENCİK (Kelime Kökeni: Farsça penc + yek)

[isim]

[tarih]

  • Asker yetiştirilmek için savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemi oğlanı adayı
  • Asker yetiştirilmek üzere verilen beşte bir askerden sonra esir sahibinde kalan beşte dört oranındaki esir için alınan vergi
  • Gümrük idaresi tarafından belirli bir vergi karşılığında köle sahibine verilen sahiplik hakkını gösteren senet