İçinde Paz Bulunan Kelimeler

İçinde PAZ olan 68 kelime bulunuyor. İçerisinde PAZ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Paz ile başlayan kelimeler. Paz ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

HAPAZLAMACILIK31, TAVUKYELPAZESİ31, PAZARLAMACILIK27

13 Harfli Kelimeler

YELPAZELENMEK23

12 Harfli Kelimeler

DERNEKPAZARI22, YELPAZELENME22, YELPAZELEMEK22

11 Harfli Kelimeler

BAŞPAPAZLIK28, HAPAZLAMACI27, PAPAZKARASI24, PAZARLIKSIZ24, PAZARLAMACI23, PAZARLAŞMAK22, YELPAZELEME21, KALPAZANLIK19, PAZARLANMAK19

10 Harfli Kelimeler

PAPAZKAÇTI25, HAPAZLAMAK22, PAZARCILIK22, PAZARLIKÇI22, PAZARLAŞMA21, DEREPAZARI20, PAZUBENTLİ20, SALIPAZARI20, PAZARLIKLI19, PAZARLAMAK18, PAZARLANMA18

9 Harfli Kelimeler

GÖLPAZARI27, PAZARBAŞI22, BEYPAZARI21, DİYAPAZON21, HAPAZLAMA21, PAZARYOLU20, ŞALPAZARI20, BİTPAZARI19, PAZARYERİ18, YENİPAZAR18, APAZLAMAK17, ESKİPAZAR17, PAZARLAMA17, PAZARTESİ17, KEPAZELİK16

8 Harfli Kelimeler

BAŞPAPAZ24, ISPAZMOZ22, PAPAZLIK20, PAZARCIK19, PAZUBENT18, ŞENPAZAR18, APAZLAMA16, PAZARLIK16, KALPAZAN15, PAZARLAR15

7 Harfli Kelimeler

PAZISIZ20, PAZVANT20, PAZARCI18, YELPAZE16

6 Harfli Kelimeler

PAZVAL19, PAPAZİ17, PAZILI15, KEPAZE13

5 Harfli Kelimeler

HAPAZ16, PAPAZ16, SPAZM14, TOPAZ13, PAZAR12, PAZEN12

4 Harfli Kelimeler

PAZI12, APAZ11

APAZ

[isim]

[halk ağzında]

  • Avuç

[sıfat]

  • Çok az

PAZAR (Kelime Kökeni: Farsça bāzār)

[isim]

  • Satıcıların belirli günlerde mallarını satmak için sergiledikleri belirli geçici yer

    Perşembe pazarı. Salı pazarı.

  • Belli bir şeyin satıldığı yer

    Balık pazarı.

  • Alışveriş

    Allah hayırlı pazar versin.

  • Cumartesi ile pazartesi arasındaki gün

    Pazar sabahı odalarına çay istemişlerdi. - Yusuf Atılgan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pazara çıkarmak
  • pazar ola!

Birleşik Kelimeler: pazarbaşı, pazar kayığı, açık pazar, dış pazar, iç pazar, kara pazar, pazar yeri, akşam pazarı, amele pazarı, avrat pazarı, balık pazarı, bitpazarı, can pazarı, çarşamba pazarı, çiçek pazarı, esir pazarı, sosyete pazarı, tutsak pazarı

[isim]

  • Rize iline bağlı ilçelerden biri
  • Tokat iline bağlı ilçelerden biri

PAZEN (Kelime Kökeni: Fransızca basin)

[isim]

  • Dokuması kalın, sık ve yumuşak, bir tür pamuklu bez

PAZI

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ispanakgillerden, yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki, yaban pancarı, yabani ıspanak (Beta vulgaris varcicla)

Birleşik Kelimeler: yaban pazısı

[isim]

  • Kolun omuz ile dirsek arasındaki bölümünde bulunan, şişkince kas kitlesi

    Pazılarına pek güvendiği için bu kürek oynatılmayan havada adayı dolaşmaya kalkar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: pazı kemiği

[isim]

  • Bir ekmeklik hamur topağı, beze

KEPAZE (Kelime Kökeni: Farsça kepāẕe)

[sıfat]

  • Niteliksiz, değersiz

    Hele o İspanyol nezlesi, illetlerin en kepazesi... - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Utanmaz, rezil

    Bu oğlan bir kadın seviyor, çok uygunsuz, kepaze bir kadın. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Gülünç

[isim]

[eskimiş]

  • Talim yaparken kullanılan gevşek ok yayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kepaze etmek
  • kepaze olmak

TOPAZ (Kelime Kökeni: Fransızca topaze)

[isim]

[mineraloji]

  • Alüminyum silikatı ve florinden oluşan, kahverengi veya soluk sarı renkte değerli taş

SPAZM (Kelime Kökeni: Fransızca spasme)

[isim]

[tıp]

  • Özellikle kalp, mide, bağırsak ve kasların elde olmadan kasılması

Birleşik Kelimeler: bağırsak spazmı, kalp spazmı, mide spazmı

KALPAZAN (Kelime Kökeni: Arapça ḳalb + Farsça -zen)

[isim]

  • Sahte para basan veya piyasaya süren kimse

[mecaz]

  • Yalan ve hile ile iş gören kimse

PAZARLAR

[isim]

  • Kütahya iline bağlı ilçelerden biri

PAZILI

[sıfat]

  • Pazısı olan

    Gözleri geniş omuzlu, demir pazılı Hüseyin'deydi. - Halide Edip Adıvar

KEPAZELİK

[isim]

  • Kepaze olma durumu

    Sevda denilen kepazelik benim de başımda. - Aka Gündüz

  • Kepazece davranış

APAZLAMA

[isim]

  • Apazlamak işi, avuçlama

[sıfat]

[denizcilik]

  • Pupa ile orsa arasında geminin omurgasına 45 derece açı ile esen (rüzgâr)

[zarf]

[denizcilik]

  • (a'pazlama) Böyle esen bir rüzgârla

    Apazlama gidiyoruz.

PAZARLIK

[isim]

  • Bir alışverişte tarafların kendileri için en elverişli fiyatı karşısındakine kabul ettirmek amacıyla yaptıkları görüşme
  • Özellikle pazar günleri giyilen şık, gösterişli giysi

    Yakından ise biraz acayip pazarlığını giymiş, fazla süslenmiş gibiydi. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Bazı kolaylıklar elde etmek veya daha iyi bir çözüme varmak amacıyla yapılan görüşme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • pazarlığa girişmek
  • pazarlığı pişirmek
  • pazarlık etmek

Birleşik Kelimeler: götürü pazarlık, pastavla pazarlık, peşin pazarlık, Yahudi pazarlığı

YELPAZE

[isim]

  • Sallandığında küçük bir hava akımı yapan ve özellikle yüzü serinletmeye yarayan, katlanabilir, taşınabilir araç

    Sarayında olduğu gibi başının üzerinde uzun saplı yelpazelerin serinletici nazik havasını istermiş. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Bu biçimde olan

    Yelpaze merdiven.

[mecaz]

  • Çeşitlilik

Birleşik Kelimeler: dümen yelpazesi, tavukyelpazesi, ürün yelpazesi

HAPAZ

[isim]

[halk ağzında]

  • Avuç