İçinde Orak Bulunan Kelimeler

İçinde ORAK olan 20 kelime bulunuyor. İçerisinde ORAK geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Orak kelimesinin anlamı nedir? Orak ile başlayan kelimeler. Orak ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ÇORAKLAŞTIRILMA25, ÇORAKLAŞABİLMEK25

14 Harfli Kelimeler

ÇORAKLAŞABİLME24, ÇORAKLAŞTIRMAK23

13 Harfli Kelimeler

ÇORAKLAŞTIRMA22

11 Harfli Kelimeler

ÇORAKLAŞMAK19

10 Harfli Kelimeler

ÇORAKLAŞMA18, ORAKLAŞMAK15

9 Harfli Kelimeler

ORAKÇILIK15, ORAKLAŞMA14

8 Harfli Kelimeler

ÇORAKLIK13

7 Harfli Kelimeler

KORAKOR9

6 Harfli Kelimeler

ORAKÇI11, BORAKS10, ZORAKİ10, ANORAK7

5 Harfli Kelimeler

ÇORAK9, BORAK8, TORAK6

4 Harfli Kelimeler

ORAK5

ORAK

[isim]

  • Yarım çember biçiminde yassı, ensiz ve keskin metal bir bıçakla, buna bağlı bir saptan oluşan ekin, ot vb. biçme aracı
  • Ekin biçme zamanı

    Orakta köylünün işi çok olur.

  • Ekin, ot vb. biçme işi

    Ot orağından dönen birkaç köylü, omuzlarında uzun tırpanlarıyla geçiyorlardı. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: orak ayı, orak böceği, orak işi, beyinorağı, çalgı orağı

TORAK

[isim]

  • Kömürleştirilecek ağaç veya pişirilecek tuğlalarla dolu olan ve dışı çamur ile sıvanan kümbet

[halk ağzında]

  • Çökelek

ANORAK (Kelime Kökeni: Fransızca anorak)

[isim]

  • Başlıklı, su geçirmeyen spor ceket

BORAK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Bor (I)

KORAKOR (Kelime Kökeni: Fransızca corps à corps)

[zarf]

  • Sporda beden gücünü kullanarak
  • Bütün gücünü kullanarak

    Millî takım dişe diş, korakor mücadele ediyor.

ÇORAK

[sıfat]

  • Verimli olmayan (toprak)

    Biz geçtiğimiz zamanlar Sina Çölü, Peygamber Musa'nın geçtiği zaman kadar ıssız, boş, kuru ve çoraktı. - Falih Rıfkı Atay

  • Acı (su)

[mecaz]

  • Verimsiz, kısır

    Hayatımın en acı, en yaslı ve çorak zamanları başlamış oldu. - Tarık Buğra

[isim]

  • Toprak damlara çekilen, su geçirmeyen killi toprak

[isim]

  • Bazı toprakların yüzünde beyaz bir katman durumunda toplanan ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı, sutlu tuz

BORAKS (Kelime Kökeni: Fransızca borax)

[isim]

[kimya]

  • Yoğunlaşmış borik asitten türeyen sodyum tuzu

ZORAKİ (Kelime Kökeni: Farsça zūr + Yunanca)

[sıfat]

  • İstemeyerek yapılan

    Sinirli ve zoraki bir gülüşle güldü. - Haldun Taner

[zarf]

  • İstemeye istemeye, istemeyerek, zorla

    Pek çok okuyucum bunu zoraki okumuştur. - Burhan Felek

ORAKÇI

[isim]

  • Ücret karşılığı ekin biçen kimse

    Orakçılar gizliden gizliye bu türküyü mırıldanarak saplara tırpan sallıyorlardı. - Reşat Enis

ÇORAKLIK

[isim]

  • Toprağın verimli olmama durumu
  • Suyun acı olma durumu

ORAKLAŞMA

[isim]

  • Oraklaşmak işi

ORAKLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Orak biçimini almak

    Birdenbire başını şöyle bir çevirdi ve bir kaldırdı o şakağa doğru oraklaşan kaşını. - Tarık Buğra

ORAKÇILIK

[isim]

  • Orakçının işi

ÇORAKLAŞMA

[isim]

  • Çoraklaşmak işi

ÇORAKLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Çorak duruma gelmek