İçinde Olt Bulunan Kelimeler

İçinde OLT olan 24 kelime bulunuyor. İçerisinde OLT geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Olt ile başlayan kelimeler. Olt ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

KOLTUKLANMAK15

11 Harfli Kelimeler

KOLTUKÇULUK18, KOLTUKLANMA14, KOLTUKLAMAK14

10 Harfli Kelimeler

KOLTUKBAŞI18, VOLTAMETRE18, KOLTUKLAMA13

9 Harfli Kelimeler

VOLTAMPER21, VOLTMETRE17, OLTACILIK15, KOLTUKLUK12

8 Harfli Kelimeler

VOLTAJLI25, KİLOVOLT16, KOLTUKÇU14, KOLTUKLU11

7 Harfli Kelimeler

DEKOLTE10, REKOLTE8

6 Harfli Kelimeler

VOLTAJ22, OLTACI11, KOLTUK8

5 Harfli Kelimeler

VOLTA12

4 Harfli Kelimeler

VOLT11, OLTU6, OLTA5

OLTA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütünü
  • Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla naylon tellerden veya at kuyruğu kılından yapılmış iplik

    Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Hile, düzen, oyun, yem

    Ankara'nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • olta atmak
  • oltaya düşmek
  • oltaya gelmek
  • oltaya takılmak
  • oltaya vurmak
  • oltayı yutmak

Birleşik Kelimeler: olta balığı, olta iğnesi, olta takımı, el oltası

OLTU

[isim]

  • Erzurum iline bağlı ilçelerden biri

Birleşik Kelimeler: Oltu kebabı, Oltu otu, Oltu taşı, Oltu tozu

REKOLTE (Kelime Kökeni: İtalyanca raccolta)

[isim]

  • Tarımda bir yılda derlenen ürünlerin bütünü

    Bu yılın buğday rekoltesi umulandan çok az.

KOLTUK

[isim]

  • Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer

    Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı. - Halide Edip Adıvar

  • Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye

    Ta yan beline kadar gömüldüğü koltuğunun içinden ileriye doğru uzandı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni

    Babamız, annemizi gelin geldiği ilk gün şu merdivenin alt başında karşılamış, koltuk yapılmıştı. - Hüseyin Cahit Yalçın

  • Yapıcılıkta yan destek

[denizcilik]

  • Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip

[mecaz]

  • Koltuklama veya koltuklanma

    O koltuktan hoşlanmaz.

[mecaz]

  • Kayırma, destek

    Dayısının koltuğunda sırtı yere gelmez.

[mecaz]

  • Yüksek mevki, makam

    Koltuk kavgası.

[argo]

  • Genelev

    Burası Mesut Bey adında bir herifin koltuğudur. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[halk ağzında]

  • Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler

[eskimiş]

  • Kenar, tenha yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koltuğa girmek
  • koltuğu doldurmak
  • koltuğuna girmek
  • koltuğunun altına sığınmak
  • koltuk çıkmak
  • koltukları kabarmak
  • koltukta olmak
  • koltuk vermek

Birleşik Kelimeler: koltuk altı, koltukbaşı, koltuk değneği, koltuk düşkünü, koltuk gözü, koltuk kapısı, koltuk kavgası, koltuk meyhanesi, koltuk takımı, lüks koltuk, tekerlekli koltuk, yatar koltuk, berber koltuğu, dişçi koltuğu, köşe koltuğu, şoför koltuğu

DEKOLTE (Kelime Kökeni: Fransızca décolleté)

[isim]

  • Açık giyim

    Dekolteler o kadar açık ki insanın bazen hiç zahmet etmeseler diyeceği geliyor. - Hüseyin Cahit Yalçın

[sıfat]

  • Açık giyimli

    Kadınların çoğu dekolteydi. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dekolte konuşmak

KOLTUKLU

[sıfat]

  • Kol dayayacak yeri olan

    Koltuklu sandalye.

OLTACI

[isim]

  • Balık avı gereci satan kimse
  • Olta ile balık avlamada usta kimse

VOLT (Kelime Kökeni: Fransızca volt)

[isim]

  • Elektromotor gücün veya gerilimin birimi

Birleşik Kelimeler: voltamper, voltmetre, kilovolt

KOLTUKLUK

[sıfat]

  • Koltuk yapmaya ve kaplamaya elverişli olan (kumaş)

[isim]

  • Giysinin terden lekelenmemesi için koltuk altına içten dikilen parça, subra

VOLTA (Kelime Kökeni: İtalyanca volta)

[isim]

[denizcilik]

  • Bir halatı bir yere bir kez dolama veya babalara yöntemince sarma
  • Zincirin demire veya iki zincirin birbirine dolanması
  • Geminin rüzgâra karşı gidebilmek için sağa sola zikzak yapması

[argo]

  • Sürekli aşağı yukarı gidip gelme, yürüme, dolaşma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • volta atmak
  • voltasını almak
  • volta vurmak
  • voltaya geçmek

KOLTUKLAMA

[isim]

  • Koltuklamak işi
  • Yaranmak için birine söylenen övücü söz, kompliman

KOLTUKLANMA

[isim]

  • Koltuklanmak işi

KOLTUKLAMAK

[-i]

  • Koltuğu altına almak

    Tablolarını koltuklayarak İstanbul'a dönerken Etimesgut köyünün elektriklerini görmüş. - Falih Rıfkı Atay

  • Koltuğa girmek

    Karşıladılar koltuklayıp içeri aldılar.

[mecaz]

  • Kıvanç verecek biçimde övmek, koltuklarını kabartacak sözler söylemek, pohpohlamak

    Maşallah da maşallah! Kırk bir kere! Tuh tuh! diyerek karşıladılar; koltuklayıp içeriye, camekâna aldılar. - Ercüment Ekrem Talu

KOLTUKÇU

[isim]

  • Koltuk yapan veya satan kimse
  • Eski ev eşyası alıp satan kimse
  • Koltuk meyhanesi işleten kimse
  • Koltuğunun altına elbise ve halı atıp sokak sokak dolaştırarak satan kimse
  • Düğünlerde ev düzenlenmesine yardım edip gelinle damada destek olan kimse

    Ertesi cuma günü koltukçular gelip gelin odasını düzeltecekler. - Memduh Şevket Esendal

[mecaz]

  • Yüze karşı övmeyi huy edinmiş kimse

KOLTUKLANMAK

[nesnesiz]

  • Övücü sözlerle koltukları kabartılmak, pohpohlanmak