İçinde Okuma Bulunan Kelimeler

İçinde OKUMA olan 8 kelime bulunuyor. İçerisinde OKUMA geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Okuma kelimesinin anlamı nedir? Okuma ile başlayan kelimeler. Okuma ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

DOKUMACILIK21

10 Harfli Kelimeler

DOKUMAHANE19

8 Harfli Kelimeler

DOKUMACI17, DOKUMALI14

7 Harfli Kelimeler

DOKUMAK12

6 Harfli Kelimeler

DOKUMA11, OKUMAK9

5 Harfli Kelimeler

OKUMA8

OKUMA

[isim]

  • Okumak işi, kıraat

    Okuması vardı, yazması azdı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okumayı sökmek

Birleşik Kelimeler: okuma bayramı, okuma günü, okuma kitabı, okuma saati, okuma vakti, okuma yazma, okuma yitimi, sesli okuma, sessiz okuma, dikiş okuması

OKUMAK

[-i]

  • Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek

    Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]

  • Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek

    Gazete bile okumak istemiyorum. - Burhan Felek

[nesnesiz]

  • Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek

    Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

  • Sesli olarak söylemek

    Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz. - Refik Halit Karay

[nesnesiz]

  • Bir şeyin anlamını çözmek

    Şifre okumak.

  • Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek

[mecaz]

  • Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak

    Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım diye mi? - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Değerlendirmek

[nesnesiz]

[argo]

  • Sövmek, küfretmek

[halk ağzında]

  • Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • okuyup üflemek

DOKUMA

[isim]

  • Dokumak işi, tekstil

    Halı dokuma sanatı. Dokuma sanayisi.

  • Minder örtüsü, yatak kılıfı vb. için kullanılan ve boyalı pamuk ipliğinden dokunan bez

[sıfat]

  • Kumaş olabilen, kumaş yapılabilen

[sıfat]

  • Tezgâhta dokunarak elde edilen (kumaş)

[mecaz]

  • Yapı, oluşum

    Bunun için bu ad yıllara dayanacak, boyası has, dokuması sağlam bir ad olmalı, dedim. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: dokumahane, dokuma tezgâhı, petek dokuma, tel dokuma

DOKUMAK

[-i]

  • Tezgâhta ipliği, çözgü ve atkı durumunda kullanarak kumaş yapmak

    Orada kilim dokuyan kadınların arasında yaşam savaşı veriyordu. - Ayşe Kulin

[mecaz]

  • En ince noktalarına kadar özen göstererek, emek vererek ortaya çıkarmak

[halk ağzında]

  • Ağacın yemişlerini sırıkla vurarak indirmek

DOKUMALI

[sıfat]

  • Dokuması olan
  • Dokunmuş

    Ayağındaki seyrek dokumalı çorabından utanarak beni önüne doğru itip arkamdan yürüdü. - Falih Rıfkı Atay

DOKUMACI

[isim]

  • Kumaş dokuyan veya dokuma ticareti yapan kimse, dokuyucu

    On iki yaşından beri on beş yıl dokumacı olarak çalışmıştı. - Necati Cumalı

DOKUMAHANE (Kelime Kökeni: Türkçe dokuma + Farsça ḫāne)

[isim]

  • Dokuma tezgâhlarının bulunduğu ve çalıştığı yer

    Üç yüz otomatik dokuma tezgâhının, kulakları sağır eden bir şakırtıyla çalıştığı dokumahane toz içindeydi. - Orhan Kemal

DOKUMACILIK

[isim]

  • Dokumacının yaptığı iş, dokuyuculuk, tekstil