İçinde Okt Bulunan Kelimeler

İçinde OKT olan 34 kelime bulunuyor. İçerisinde OKT geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Okt ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

MOLOTOFKOKTEYLİ28

12 Harfli Kelimeler

DOKTRİNCİLİK18

11 Harfli Kelimeler

DOKTORCULUK20, NOKTAİNAZAR15, NOKTALANMAK13

10 Harfli Kelimeler

PROKTOLOJİ26, DOKTORASIZ19, NOKTALAYIŞ17, NOKTACILIK16, NOKTALANMA12, NOKTALAMAK12

9 Harfli Kelimeler

DOKTRİNCİ15, DOKTORALI14, DOKTORLUK14, BOKTANLIK13, SOKTURMAK13, NOKTALAMA11

8 Harfli Kelimeler

BAŞNOKTA14, NOKTASIZ14, SOKTURMA12

7 Harfli Kelimeler

NOKTACI12, DOKTORA11, DOKTRİN10, KOKTEYL10, OTOKTON10, NOKTALI9

6 Harfli Kelimeler

ÇOKTAN10, DOKTOR10, BOKTAN9, OKTRUA8, OKTANT7

5 Harfli Kelimeler

OKTAV12, NOKTA6, OKTAN6

NOKTA (Kelime Kökeni: Arapça nuḳṭa)

[isim]

  • Çok küçük boyutlarda işaret, benek
  • Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret
  • Yer

    Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasını uzun uzun durup konuşarak dolaştık. - Ahmet Haşim

  • Konu, konu ile ilgili önemli bölüm

    Genç adam o noktada alaka uyandırıcı bir şey keşfetmiş gibiydi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Nöbetçi bulunan yer

    Orada polis noktası var.

  • Nöbetçi, gözcü, bekçi

    O yokuşun başındaki küçücük karakolun her gece çıkardığı noktayı unutuyorsunuz. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Sınır, derece, radde

    Savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada...

[dil bilgisi]

  • Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.)

[matematik]

  • Hiçbir boyutu olmayan işaret

[spor]

  • Orta nokta

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nokta koymak
  • noktasına virgülüne dokunmadan

Birleşik Kelimeler: nokta atışı, noktainazar, nokta memuru, nokta nokta, nokta turizmi, noktası noktasına, başnokta, iki nokta, kara nokta, karanlık nokta, kırmızı nokta, kilit nokta, kör nokta, maddesel nokta, orta nokta, ölü nokta, sarı nokta, siyah nokta, üç nokta, alevlenme noktası, başa baş noktası, başlangıç noktası, başucu noktası, besleme noktası, boğumlanma noktası, buharlaşma noktası, can noktası, çıkış noktası, dayanak noktası, denetim noktası, doğu noktası, donma noktası, doruk noktası, doyma noktası, doyum noktası, dönüm noktası, düğüm noktası, ergime noktası, güney noktası, güz noktası, hareket noktası, ilkbahar noktası, izabe noktası, kavrama noktası, kaynama noktası, kerteriz noktası, kırılma noktası, kuzey noktası, nirengi noktası, odak noktası, parlama noktası, penaltı noktası, polis noktası, püf noktası, santra noktası

OKTAN (Kelime Kökeni: Fransızca octane)

[isim]

[kimya]

  • Formülü C8H18 olan doymuş hidrokarbonlara verilen ad

OKTANT (Kelime Kökeni: Fransızca octant)

[isim]

[gök bilimi]

  • Özellikle denizcilikte 450 C'lik yükseklikteki cisimleri gözlemeye yarayan alet

[matematik]

  • Dairenin sekizde biri

OKTRUA (Kelime Kökeni: Fransızca octroi)

[isim]

[eskimiş]

  • Şehre giren şeylerden alınan vergi

NOKTALI

[sıfat]

  • Nokta konmuş olan, üstünde noktalar olan

    Kırmızı noktalı basma.

Birleşik Kelimeler: noktalı delik, noktalı virgül

BOKTAN

[sıfat]

[kaba konuşmada]

  • Temelsiz, derme çatma, yararsız

DOKTRİN (Kelime Kökeni: Fransızca doctrine)

[isim]

  • Öğreti

    Millî kültür bir doktrin değil, yüzlerce eserden mürekkep bir kütüphane ve müzedir. - Mehmet Kaplan

KOKTEYL (Kelime Kökeni: İngilizce cocktail)

[isim]

  • Türlü içkiler karıştırılarak yapılan içki
  • Yeri ve zamanı önceden belirlenen, ayaküstü sohbetlerin yapıldığı içkili toplantı

    Kokteylde yorulmuştum, içtiklerim de baş ağrısı yapmıştı. - Refik Halit Karay

  • Karışım

    Çiçek kokteyli.

Birleşik Kelimeler: molotofkokteyli

OTOKTON (Kelime Kökeni: Fransızca autochtone)

[sıfat]

  • Yerli

    Bugüne kadar semtin otokton ahalisi ile kooperatifin üyeleri ayırt edilemiyor. - Haldun Taner

ÇOKTAN

[zarf]

  • Çok zaman önce, çok zamandan beri, öteden beri, uzun süreden beri

    Dışarıda şimşekler çakıp gök gürülderken koyunlar kızarmaya başlamış, kazanlar dolusu hoşaf çoktan kıvama gelmişti. - İhsan Oktay Anar

DOKTOR (Kelime Kökeni: Fransızca docteur)

[isim]

  • Hekim

    Suzinak faslının eski yeni şarkıları birbirini takip ederken bu hâle gülen doktor gezinmeye başladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

  • Bir fakülteyi veya bir yüksekokulu bitirdikten sonra belli bir bilim dalında en yükseköğrenim basamağına vardığını, geçirdiği özel sınavla ve başarılı bir eserle gösterenlere verilen akademik unvan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • doktora görünmek
  • doktor doktor gezmek (veya dolaşmak)

Birleşik Kelimeler: uzman doktor, aile doktoru, akıl doktoru, çocuk doktoru, diş doktoru, göz doktoru, ruh doktoru

NOKTALAMA

[isim]

  • Noktalamak işi

[sinema]

[televizyon]

  • Bir filmin çekim, sahne, ayrım, bölüm vb. parçalarını birbirinden ayırmakta kullanılan işlemlerin bütünü

Birleşik Kelimeler: noktalama işareti

DOKTORA (Kelime Kökeni: Fransızca doctorat)

[isim]

  • Bir fakülte veya yüksekokulu bitirdikten sonra o bilim dalında sınav ve bilimsel bir eserle erişilen derece, basamak

    Gezdiricimiz, büyük romancı üstüne doktora tezini hazırlayan bir genç. - Melih Cevdet Anday

Ata Sözleri ve Deyimler

  • doktora yapmak

NOKTALANMA

[isim]

  • Noktalanmak işi

NOKTALAMAK

[-i]

  • Nokta koymak
  • Yazıda noktalama işaretlerini yerli yerine koymak

    Yazınızı iyi noktalamadınız.

[mecaz]

  • Sona erdirmek, bitirmek

    Tartışmayı kendisi noktalamak istiyordu. - Tarık Buğra