[isim]

• Morfinden kimyasal yolla elde edilen uyuşturucu bir madde

  Ama kısa süre sonra üzerinde eroinle ele geçmiş. - Ahmet Ümit

[isim]

[anatomi]

• Tiroit bezi

[isim]

[fizik]

• Cıva yerine maden bir kutu kullanmak temeline dayanan kadranlı barometre

[isim]

[kimya]

• Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen maddelerin genel adı, billursu karşıtı

[isim]

[kimya]

• Özellikleri ile alkalileri andıran organik madde

[isim]

• En eski jeolojik sistem

[sıfat]

• İçinde fosil bulunmayan (toprak)

[isim]

• Eroinci

  Bir gazete muhabiri Adliye koridorunda, tımarhaneye girmek için elindeki arzuhâlle dolaşan Osman isminde bir eroinman hastasına rastlıyor. - Nazım Hikmet

[isim]

[kimya]

• Metalsi

[isim]

• Yerkürenin geometrik olmayan gerçek biçimi

[isim]

• Eroin bağımlısı kimse, eroinman

  Bu defa da, Sultanahmet'ten gelen efeler değilmiş de feryadı basanlar, onların gündüzki taşkınlığından yüz bulan eroincilermiş. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

[felsefe]

[din bilgisi]

• Taoculuk

[mecaz]

• Falcılık

  Bugün kadınlar arasında yaşayan tandırname ... ahkâmı ekseriyetle Türk Taoizmi demek olan eski falcılığın artakalanları olmak muhtemeldir. - Ziya Gökalp

[sıfat]

• Billursu

[sıfat]

[kimya]

• Zamk, jelatin yapısında olan, koloit nitelikleri taşıyan

[isim]

• Nitroselüloz ile kâfurdan oluşan, fotoğraf kâğıdı, sinema filmi, bilardo topu, tarak vb. şeylerin yapımında kullanılan plastik madde

[sıfat]

[jeoloji]

• Üçüncü ve dördüncü zamanla ilgili