İçinde Nü Bulunan 5 Harfli Kelimeler

İçerisinde NÜ olan 5 harfli 22 kelime bulunuyor. İçinde olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Nü ile başlayan 5 harfli kelimeler. nü ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

Ş18, L17, FUZ17, M16, P16, T15, K15, FUS15, M15, HEZ14, KÖS14, K14, VES14, İNÖ13, SHA12, R11, ZUL11, S9, KUL8, ANS8, A7, KTE7

ANÜRİ (Kelime Kökeni: Fransızca anurie)

[isim]

[tıp]

  • İdrar oluşturamama biçiminde ağır bir böbrek rahatsızlığı belirtisi

NÜKTE (Kelime Kökeni: Arapça nukte)

[isim]

  • İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri

    Hoş konuşur, nükteleri kahvelere intikal etmiştir, kıyafeti ve tavrı zariftir. - Halide Edip Adıvar

[eskimiş]

  • Yazıda, resimde, sözde ve davranışta ince, derin anlam, espri

    Bu fıkradaki nükteyi anlayamadım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nükte yapmak

NÜKÛL (Kelime Kökeni: Arapça nukūl)

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Vazgeçme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nükûl etmek

NÜANS (Kelime Kökeni: Fransızca nuance)

[isim]

  • Ayırtı

    Ellerini ve kollarını hiç kullanmaya lüzum duymadan nüanslarını sesiyle vererek oynadı. - Haldun Taner

  • İnce ayrım

SİNÜS (Kelime Kökeni: Fransızca sinus)

[isim]

[anatomi]

  • Organların veya dokuların arasında bulunan boşluklar

[matematik]

  • Trigonometrik bir çember üzerine taşınmış bir yayın ucunun ve bu yaya karşılık olan merkez açısının ordinatı

DÜNÜR

[isim]

[halk ağzında]

  • Eşlerin baba ve analarının birbirlerine göre durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dünür düşmek
  • dünür gezmek
  • dünür gitmek

NÜZUL (Kelime Kökeni: Arapça nuzūl)

[isim]

[halk ağzında]

  • İnme

    Zavallıyı bir de nüzul örselemiş, sağ kolu ile sağ bacağını işlemez hâle getirmişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nüzul inmek (veya gelmek)

NÜSHA (Kelime Kökeni: Arapça nusḫa)

[isim]

  • Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri

    Bu yazma eserin üç nüshası daha var.

  • Gazete, dergi vb.nde sayı

    Geçende Sarıkamış'ta çıkan Varlık gazetesinin bir nüshası geldi. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

  • Benzer, aynı, kopya

Birleşik Kelimeler: asıl nüsha, asli nüsha, yazma nüsha

İNÖNÜ

[isim]

  • Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri

HENÜZ (Kelime Kökeni: Farsça henūz)

[zarf]

  • Az önce, daha şimdi, yeni

    Memleketten henüz dönmüş, avlunun duvar dibinden yine mutfağa doğru yürüyordum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Daha, hâlâ

    Henüz, yüreğimin bir yanı da söylenememiş, dışa atılamamış acılıklarla dolu. - Adalet Ağaoğlu

KÖSNÜ

[isim]

[halk ağzında]

  • Şehvet

SÖNÜK

[sıfat]

  • Sönmüş olan

    Karşımdaki duvara takılmış iki ampulden biri sönüktü ve bir gözü kırpılmış bir insan gibi bana bakıyordu. - Kemal Bilbaşar

  • Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf

[mecaz]

  • Göze çarpmayan, dikkat çekmeyen, silik

    Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar. - Yahya Kemal Beyatlı

VENÜS (Kelime Kökeni: Fransızca vénus)

[isim]

[gök bilimi]

  • Çoban Yıldızı

Birleşik Kelimeler: venüsçarığı

DÖNÜT

[isim]

  • Geri bildirim

DÖNÜK

[sıfat]

  • Dönmüş, çevrilmiş (kimse)

    Sırtı dönük orta yaşlı adam doğruldu. - Yusuf Atılgan

[mecaz]

  • Yönelmiş

    Artık kendime dönük şeyler yazmıyordum. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: dışa dönük, halka dönük, içe dönük