İçinde Nü Bulunan 5 Harfli Kelimeler
İçerisinde NÜ olan 5 harfli 22 kelime bulunuyor. İçinde NÜ olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Nü ile başlayan 5 harfli kelimeler. nü ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
DÖNÜŞ18,
ANÜRİ (Kelime Kökeni: Fransızca anurie)
- İdrar oluşturamama biçiminde ağır bir böbrek rahatsızlığı belirtisi
NÜKTE (Kelime Kökeni: Arapça nukte)
-
İnce anlamlı, düşündürücü ve şakalı söz, espri
Hoş konuşur, nükteleri kahvelere intikal etmiştir, kıyafeti ve tavrı zariftir. - Halide Edip Adıvar
-
Yazıda, resimde, sözde ve davranışta ince, derin anlam, espri
Bu fıkradaki nükteyi anlayamadım.
Ata Sözleri ve Deyimler
- nükte yapmak
NÜKÛL (Kelime Kökeni: Arapça nukūl)
- Vazgeçme
Ata Sözleri ve Deyimler
- nükûl etmek
NÜANS (Kelime Kökeni: Fransızca nuance)
-
Ayırtı
Ellerini ve kollarını hiç kullanmaya lüzum duymadan nüanslarını sesiyle vererek oynadı. - Haldun Taner
- İnce ayrım
SİNÜS (Kelime Kökeni: Fransızca sinus)
- Organların veya dokuların arasında bulunan boşluklar
- Trigonometrik bir çember üzerine taşınmış bir yayın ucunun ve bu yaya karşılık olan merkez açısının ordinatı
DÜNÜR
- Eşlerin baba ve analarının birbirlerine göre durumu
Ata Sözleri ve Deyimler
- dünür düşmek
- dünür gezmek
- dünür gitmek
NÜZUL (Kelime Kökeni: Arapça nuzūl)
-
İnme
Zavallıyı bir de nüzul örselemiş, sağ kolu ile sağ bacağını işlemez hâle getirmişti. - Reşat Nuri Güntekin
Ata Sözleri ve Deyimler
- nüzul inmek (veya gelmek)
NÜSHA (Kelime Kökeni: Arapça nusḫa)
-
Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri
Bu yazma eserin üç nüshası daha var.
-
Gazete, dergi vb.nde sayı
Geçende Sarıkamış'ta çıkan Varlık gazetesinin bir nüshası geldi. - Falih Rıfkı Atay
- Benzer, aynı, kopya
Birleşik Kelimeler: asıl nüsha, asli nüsha, yazma nüsha
İNÖNÜ
- Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri
HENÜZ (Kelime Kökeni: Farsça henūz)
-
Az önce, daha şimdi, yeni
Memleketten henüz dönmüş, avlunun duvar dibinden yine mutfağa doğru yürüyordum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Daha, hâlâ
Henüz, yüreğimin bir yanı da söylenememiş, dışa atılamamış acılıklarla dolu. - Adalet Ağaoğlu
KÖSNÜ
- Şehvet
SÖNÜK
-
Sönmüş olan
Karşımdaki duvara takılmış iki ampulden biri sönüktü ve bir gözü kırpılmış bir insan gibi bana bakıyordu. - Kemal Bilbaşar
- Parlaklığı, hızı az veya azalmış olan, etkisiz, zayıf
-
Göze çarpmayan, dikkat çekmeyen, silik
Bu şehirde satışı bini geçmez, yerli lisanlarda sönük cerideler çıkar. - Yahya Kemal Beyatlı
VENÜS (Kelime Kökeni: Fransızca vénus)
- Çoban Yıldızı
Birleşik Kelimeler: venüsçarığı
DÖNÜT
- Geri bildirim
DÖNÜK
-
Dönmüş, çevrilmiş (kimse)
Sırtı dönük orta yaşlı adam doğruldu. - Yusuf Atılgan
-
Yönelmiş
Artık kendime dönük şeyler yazmıyordum. - Adalet Ağaoğlu
Birleşik Kelimeler: dışa dönük, halka dönük, içe dönük