[isim]

[tarih]

• Birinci Dünya Savaşı sırasında kurulan, Avustralya veya Yeni Zelanda birliklerinin ortak adı

[isim]

[eskimiş]

• İndirme, indirilme

[isim]

• Gemi, tren, kışla, yatılı okul vb. yerlerde üst üste yapılan yatak yeri

[isim]

[eskimiş]

• İndirme, azaltma, çıkartma

• Aşağılama

Ata Sözleri ve Deyimler

• tenzil etmek

[isim]

[eskimiş]

• Benzetme

[edebiyat]

• Divan edebiyatında bir şiiri örnek alarak ona benzer bir şiir yazma

Ata Sözleri ve Deyimler

• tanzir etmek

[isim]

[biyoloji]

• Bir kimyasal tepkimeyi gerçekleştiren ve onu hızlandıran, çoğunlukla protein yapısında olan organik madde

[isim]

[eskimiş]

• Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan veya konaklanan yer

  Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana - Faruk Nafiz Çamlıbel

• İki konak arasındaki uzaklık

• Bir günlük yol

[askerlik]

• Bir merminin ulaşabildiği uzaklık, erim (I)

  Top menzili.

[askerlik]

• Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü

  Ne yedi ne içti, bir menzil subayının bütün gayreti ile çalıştı. - Falih Rıfkı Atay

[tarih]

• At değiştirmek veya konaklamak için kervanların ve posta tatarlarının indikleri bina veya han

[tarih]

• Ok atma yarışlarında erişilen mesafe

  Sonra yine menzil ölçülmüş, yeni bir rekor kırdığı anlaşılmıştır. - Salâh Birsel

Ata Sözleri ve Deyimler

• menzil atmak
• menzil beygiri gibi koşmak
• menzil dikmek

[isim]

[eskimiş]

• Sıraya koyma, sıralama

• Düzenleme, düzen verme, yoluna koyma

Ata Sözleri ve Deyimler

• tanzim etmek
• tanzim olunmak

[isim]

[bitki bilimi]

• Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç (Sarcocolla)

• Bu ağacın yara tedavisinde kullanılan reçinesi

[argo]

• Alkollü içecek

  Tam eğleneceğimiz sırada anzarot bitti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[isim]

• Bakışı, dikkati çeken her şey

  Karışık rüyalarda görülen manzaralar gibi dumanlı bir sahne. - Aka Gündüz

• Görünüş

  Boğaz'ın ucundan Karadeniz'e bir kapı gibi açılan manzara... - Hüseyin Rahmi Gürpınar

• Konusu bir doğa veya şehir parçası olan resim, gravür veya desen, tablo

[mecaz]

• Durum

  Bu sade dekor, ölümün manzarasını ulvi bir tablo gibi güzelleştirmişti. - Orhan Seyfi Orhon

Ata Sözleri ve Deyimler

• manzara koymak

[isim]

[eskimiş]

• Aşama, kerte, yükseklik derecesi

[isim]

[kimya]

• Petrolün damıtılması ile elde edilen, özgül ağırlığı yaklaşık 0,65 olan, renksiz, uçucu, kendine özgü kokusu bulunan bir sıvı

• Bir organik yağ çözücü türü

[eskimiş]

• Benzen

[sıfat]

• Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil

  Kadınların yerlerde sürüklenirken çıkardıkları seslere benzer sesler çıkardı. - Lâtife Tekin

[isim]

[matematik]

• Benzeşim

[isim]

[sinema]

[televizyon]

• Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör

[isim]

[kimya]

• Maden kömürü katranından çıkarılan C6H6 formülündeki hidrokarbonun bilimsel adı

[eskimiş]

• Benzin

[isim]

• Tunç

[sıfat]

• Bu maddeden yapılan

Ata Sözleri ve Deyimler

• bronz gibi