İçinde Ny Bulunan 5 Harfli Kelimeler

İçerisinde NY olan 5 harfli 15 kelime bulunuyor. İçinde NY olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

NYE17, NYE15, FANYA13, NYE11, NYA11, HANYA11, PENYE11, BANYO10, DENYO10, NYE9, ANYON8, KONYA8, TONYA8, KENYA7, TENYA7

TENYA (Kelime Kökeni: Fransızca ténia)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Şerit

Birleşik Kelimeler: sığır tenyası

ANYON (Kelime Kökeni: Fransızca anion)

[isim]

[kimya]

  • Negatif elektrikle yüklü iyon, eksin

KONYA

[isim]

  • Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

TONYA

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

Birleşik Kelimeler: Tonya yağı

KÜNYE (Kelime Kökeni: Arapça kunye)

[isim]

  • Bir kimsenin adı, soyadı, ülkesi, doğumu, mesleği vb. bilgilerini gösteren kayıt

    Kara Hüseyin'in künyesini yazdığım defteri belki on kere açtırıyor, parmağını künyenin üstüne büyük bir hızla koyuyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bu bilgilerden bazısının yazılı olduğu bilezik, kolye vb. metalden eşya

    Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim. - Falih Rıfkı Atay

  • Soy sop ile ilgili kimlik bilgileri

    Künyesi bile daha doğarken onun yönünü belirlemiş gibi idi. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • künyesi gelmek
  • künyesini okumak

Birleşik Kelimeler: künyesi bozuk

BANYO (Kelime Kökeni: İtalyanca bagno)

[isim]

  • Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm
  • Banyo küvetinde yıkanma işi
  • Tedavi amacı ile hazırlanan ilaçlı su

    Doktorlar hap, banyo ve perhiz tavsiye etmiş. - Burhan Felek

  • Vücudun bir bölümünü veya bütününü, fiziksel veya kimyasal bir etki altında bir süre bulundurma işlemi

    Güneş banyosu. Kükürt banyosu. Çamur banyosu.

  • Fotoğrafçılıkta ve filmcilikte duyarlı yüzeylerin işlenmesinde belirli bir işlemin gerektirdiği maddeyi erimiş olarak içinde bulunduran sıvı

    Fotoğraf banyosu.

  • Film ve fotoğraf kâğıdını bu sıvıya batırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • banyo yapmak

Birleşik Kelimeler: banyo bataryası, banyo dolabı, banyo havlusu, banyo kabini, banyo kazanı, banyo küveti, banyo sabunu, banyo takımı, gömme banyo, çamur banyosu, göz banyosu, güneş banyosu

DENYO (Kelime Kökeni: Çingenece denilo'dan)

[sıfat]

[argo]

  • Dengesiz, deli bozuk
  • Sersem, budala

[isim]

  • Emanet, rehin, tutu

BÜNYE (Kelime Kökeni: Arapça bunye)

[isim]

  • Vücut yapısı

    Bünyesi de, ruhu da hayatın güçlükleriyle ve yoksullukları ile çarpışarak mukavemet ve kudret kazanmıştı. - İbrahim Alâeddin Gövsa

  • Yapılış, kuruluş

    İlk bakışta fertlerin toplum bünyesi içinde çizdiği belirli çizgiler bunlardır. - Çetin Altan

  • Bir kurum, kuruluş veya iş yerinin iç yapısı

Birleşik Kelimeler: sosyal bünye

DÜNYA (Kelime Kökeni: Arapça dunyā)

[isim]

  • Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yeryüzü
  • Dış, çevre, ortam

    Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. - Hüseyin Cahit Yalçın

  • İnançları bir olan ülke veya insanlar topluluğu

    Batı dünyası. Doğu dünyası.

  • Meslek veya iş birliği içinde bulunan kimseler, camia

    Ressamlar dünyasında onun yeri ayrıdır.

[zamir]

  • Herkes

[mecaz]

  • Duygu, düşünce ve hayal âlemi

    Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü konuşurlardı. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dünya (veya dünyalar) birinin olmak
  • dünya ahret kardeşim (veya bacım) (olsun)
  • dünya başına dar olmak (veya gelmek)
  • dünya başına yıkılmak
  • dünya bir araya gelse
  • dünya bir, işi bin
  • dünyadan el etek (veya elini eteğini) çekmek
  • dünyadan geçmek (veya el çekmek)
  • dünyadan haberi olmamak
  • dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur
  • dünya durdukça durasın!
  • dünya gözü ile görmek
  • dünya gözüne zindan olmak (veya görünmek veya kesilmek)
  • dünya kadar
  • dünya kelamı etmek
  • dünyalara değişmemek
  • dünya malı dünyada kalır
  • dünyanın ... sı
  • dünyanın dört bucağı
  • dünyanın kaç bucak (veya köşe) olduğunu göstermek (veya anlamak)
  • dünyanın öbür ucu
  • dünyanın sonu
  • dünyanın sonu değil
  • dünyanın tadını çıkarmak
  • dünyanın ucu uzundur
  • dünya ölümlü, gün akşamlı
  • dünyasından geçmek
  • dünya Süleyman'a bile kalmamış
  • dünya tükenir, yalan tükenmez
  • dünya varmış
  • dünyaya gelmek
  • dünyaya getirmek
  • dünyaya gözlerini kapamak (veya yummak)
  • dünyaya kazık çakmak (veya kakmak)
  • dünyaya yuf borusu öttürmek
  • dünyayı anlamak
  • dünyayı ben yarattım demek (veya havasında olmak)
  • dünyayı görmemek
  • dünyayı haram etmek
  • dünya yıkılsa umurunda değil
  • dünyayı sel bassa ördeğe vız gelir
  • dünyayı tozpembe görmek
  • dünyayı tutmak
  • dünyayı zindan (veya zehir) etmek (veya dünyayı başına dar etmek)
  • dünya yüzü görmemek

Birleşik Kelimeler: dünya âlem, dünyaevi, dünya görmüş, dünya görüşlü, dünya görüşü, dünya güzeli, dünya kelamı, dünya malı, dünya nimeti, dünya penceresi, darıdünya, dış dünya, Eski Dünya, fâni dünya, iç dünya, öbür dünya, ölümlü dünya, öteki dünya, üçüncü dünya ülkeleri, yalancı dünya, yalan dünya, yenidünya, Yeni Dünya, basın dünyası, geçim dünyası, magazin dünyası, sanat dünyası, umut dünyası, ümit dünyası, yeraltı dünyası

[isim]

[gök bilimi]

  • Güneş'e yakınlık bakımından üçüncü gezegen, acun

HANYA (Kelime Kökeni: (Girit Adası'nda bir şehir))

[isim]

  • `Bir işin gerçek yönünü anlayarak aklı başına gelmek, akıllanmak` anlamındaki Hanya'yı Konya'yı anlamak (veya bilmek, görmek) deyiminde geçen bir söz

    Âdeta sanatı icabı az çok bön, Hanya'yı Konya'yı bilmez, kaldırılmaya elverişli karakterde bir rol almış. - Haldun Taner

    Tekrar ediyorum, sende eşeleyici bir zekâ var. Er veya geç Hanya'yı Konya'yı anlayacaksın. - Orhan Kemal

PENYE (Kelime Kökeni: Fransızca peigné)

[isim]

  • Dokumacılıkta özel araçla apresi yapılmış bir tür ince kumaş
  • Bu kumaştan yapılmış üst giysisi

FANYA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Bir balık ağına eklenen iri gözlü ikinci ağ

FÜNYE (Kelime Kökeni: İtalyanca fune)

[isim]

  • Barut vb. patlayıcı maddeleri ateşlemek için kullanılan kapsül
  • Topu ateşlemek için falya deliğine konulan araç

GÖNYE (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Dik açıları ölçmeye ve çizmeye yarayan dik üçgen biçiminde araç