İçinde Nez Bulunan Kelimeler

İçinde NEZ olan 57 kelime bulunuyor. İçerisinde NEZ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Nez ile başlayan kelimeler. Nez ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

NEZAKETSİZLİK20

12 Harfli Kelimeler

PARTENOGENEZ24, NEZAKETLİLİK15

11 Harfli Kelimeler

MAGNEZYUMLU24, VENEZUELALI22, ENDONEZYALI20, NEZARETHANE18

10 Harfli Kelimeler

FOTOKİNEZİ21, MAYONEZSİZ21, KOMBİNEZON18, NEZARETSİZ17, NEZAKETSİZ17, KARYOKİNEZ16, İNTERKİNEZ13, TELEKİNEZİ13

9 Harfli Kelimeler

FİLOGENEZ23, MAGNEZYUM21, ONTOGENEZ18, PARAMNEZİ17, HALETİNEZ16, MAYONEZ16, NEZRETMEK13, NEZARETLİ12, NEZAKETEN12, NEZAKETLİ12

8 Harfli Kelimeler

NEZZEH21, TENEZZÜH20, EPİGENEZ19, MAGNEZİT16, MANGANEZ16, TENEZZÜL16, NEZDİNDE15, ANAMNEZİ12, NEZRETME12, NEZETMEK12, KERKENEZ11

7 Harfli Kelimeler

NEZAFET16, POLONEZ16, MAYONEZ14, NEZAHET14, ANAMNEZ11, NEZETME11, NEZLELİ10, NEZARET10, NEZAKET10

6 Harfli Kelimeler

NEZGEP17, FERNEZ15, AMNEZİ10

5 Harfli Kelimeler

NEZİF14, ÖNEZE14, PÜNEZ14, NEZİH12, ENEZE8, NEZLE8, NEZİR8

4 Harfli Kelimeler

ENEZ7, NEZT7

ENEZ

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Hantal, vurdumduymaz

[isim]

  • Edirne iline bağlı ilçelerden biri

ENEZE

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Cılız, zayıf, güçsüz

NEZLE (Kelime Kökeni: Arapça nezle)

[isim]

[tıp]

  • Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık, ingin, tumağı, dumağı, çaputlama, zükâm, nevazil

    Havaların değişik gitmesi, bir sıcak bir soğuk olması adamcağızı nezle etmiş, üstelik nezle göğsüne inmiştir. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: nezle otu, bahar nezlesi, İspanyol nezlesi, saman nezlesi

NEZİR (Kelime Kökeni: Arapça neẕr)

[isim]

[eskimiş]

  • Adak

    Yerden bir avuç saman aldı, ellerinin arasında bir nezri yerine getirir gibi ovuşturup havaya üfledi. - Ahmet Hamdi Tanpınar

Birleşik Kelimeler: nezretmek

NEZLELİ

[sıfat]

  • Nezlesi olan

    Bu nevi rahatsızlığı nezleli ve hafifçe sıtmalı olduğumuz zaman da duyarız. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

NEZARET (Kelime Kökeni: Arapça neẓāret)

[isim]

  • Bakma, gözetme, gözetim

[hukuk]

  • Gözaltı
  • Nezarethane

    Zaptiye nezaretinde temiz bir dayaktan sonra hepimizi bir yere sürdüler. - Reşat Nuri Güntekin

[eskimiş]

  • Bakanlık

[eskimiş]

  • Görü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nezarete almak
  • nezaret etmek

Birleşik Kelimeler: nezarethane

NEZAKET (Kelime Kökeni: Arapça nezāket)

[isim]

  • Başkalarına karşı saygılı ve incelikle davranma, incelik, naziklik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nezaket göstermek

AMNEZİ (Kelime Kökeni: Fransızca amnésie)

[isim]

[tıp]

  • Bellek yitimi

KERKENEZ

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kartalgillerden, leşle beslenen, 35 santimetre uzunluğunda, kızılımsı tüyleri olan bir kuş (Falco tinnunculus)

ANAMNEZ (Kelime Kökeni: Fransızca anamnèse)

[isim]

[tıp]

  • Hastanın, hastalığı ve çevresi hakkında verdiği bilgi, anamnezi

NEZETME

[isim]

  • Nezetmek işi veya durumu

NEZARETLİ

[sıfat]

  • Görünüşlü, görüntüye sahip, manzaralı

    Yüksek, havadar, nezaretli bir ev. - Sermet Muhtar Alus

NEZAKETEN (Kelime Kökeni: Arapça nezāketen)

[zarf]

  • Nezaket olarak, nazik davranarak

    Nedret'in arkadaşları bizi nezaketen davet ettiler. - Mahmut Yesari

NEZAKETLİ

[sıfat]

  • İnce, nazik

    Geniş bilgili, çok nezaketli, şahsına hürmet telkin ettirmiş ve dostları tarafından çok sevilmiş bir zattı. - Abdülhak Şinasi Hisar

ANAMNEZİ (Kelime Kökeni: Fransızca anamnèsie)

[isim]

[tıp]

  • Anamnez