İçinde Ne Bulunan 4 Harfli Kelimeler

İçerisinde NE olan 4 harfli 44 kelime bulunuyor. İçinde NE olan 4 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ne ile başlayan 4 harfli kelimeler. ne ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÖZNE13, İĞNE11, NEMF11, ÖNEM11, NEVA10, NEFT10, ÖNEL10, NE8, GENE8, HANE8, BONE7, ÇİNE7, ÇENE7, DONE7, ENEZ7, İNEÇ7, NEŞE7, NEZT7, NECE7, NE7, NE7, NE6, DANE6, İBNE6, NE6, SONE6, NE6, NE5, NE5, NEON5, NEMA5, NE5, SENE5, ANNE4, AKNE4, ENEK4, İNEK4, İANE4, KENE4, NERE4, NE4, NENE4, NANE4, TANE4

ANNE

[isim]

  • Çocuğu olan kadın, ana, valide, kocakarı, mader, nene, aba
  • Yavrusu olan dişi hayvan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anne olmak

Birleşik Kelimeler: anneanne, babaanne, büyükanne, cicianne, hanımanne, sütanne, üvey anne

AKNE (Kelime Kökeni: Fransızca acné)

[isim]

[tıp]

  • Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce

ENEK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Enenmiş, burulmuş, erkekliği giderilmiş

İNEK

[isim]

  • Dişi sığır

[argo]

  • Çok çalışan öğrenci

[kaba konuşmada]

  • İbne

[sıfat]

[mecaz]

  • Aptal, bön

Birleşik Kelimeler: inekhane, inek yağı, sağmal inek, denizineği, Macar ineği, süt ineği

İANE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāne)

[isim]

[eskimiş]

  • Yardım

    Sen birkaç kuruş iane verirsen belki bir şey olur. - Memduh Şevket Esendal

KENE

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Koyun, köpek, at vb. hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara neden olan böceklerin genel adı, sakırga

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kene gibi yapışmak

Birleşik Kelimeler: kene ağacı, kene göz, kene otu

NERE

[isim]

  • Hangi yer?

    Buranın nere olduğunu biliyor musunuz? Bu, nerenin resmi?

  • Hangi taraf?
  • Hangi organ?

    Nereniz ağrıyor?

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... nere ... nere

NİNE

[isim]

  • Torunu olan kadın, büyükanne, nene

    Altmışlık bir ninenin evinde oda tutmuştum. - Aka Gündüz

  • Yaşlı kadın

    Deminki ihtiyar nine, bu sağlam yapılı Türk evlerini, yerlilerin nasıl yaktıklarını, kendilerini şehirden nasıl kovduklarını bize anlattı. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[ünlem]

  • Yaşlı kadınlar için kullanılan bir seslenme sözü

Birleşik Kelimeler: kadınnine, sütnine

NENE

[isim]

  • Nine

[eskimiş]

  • Anne

NANE (Kelime Kökeni: Arapça naʿnaʿ)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ballıbabagillerden, yaprakları sapsız, çiçekleri beyaz veya menekşe renginde, güzel kokulu, yaprakları baharat olarak kullanılan, çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi (Mentha piperita)
  • Bu bitkinin kurutulmuş yapraklarından elde edilen baharat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nane yemek

Birleşik Kelimeler: nanemolla, nane ruhu, nane suyu, nane şekeri, bahçe nanesi, dağ nanesi, kedi nanesi, su nanesi, taş nanesi, yaban nanesi

TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)

[isim]

  • Herhangi bir sayıda olan şey, adet
  • Bazı bitkilerin tohumu

    İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır. - Necip Fazıl Kısakürek

[bitki bilimi]

  • Çekirdekli küçük meyve

    Üzüm tanesi. Nar tanesi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tane bağlamak

Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane

MİNE (Kelime Kökeni: Farsça mīnā)

[isim]

  • Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı
  • Saat kadranı
  • Dişlerin taç kısmını kaplayan beyaz ve sert doku

[mecaz]

  • İnce ve parlak nakış

Birleşik Kelimeler: mine çiçeği, ağaç minesi

NESİ

[zamir]

  • Akrabası mı, yakını mı?

    Ali, Ahmet'in nesidir?

  • Hangi yönü, hangi tarafı?

    Bunun nesi iyi? - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nesi var
  • nesi var nesi yok

NEON (Kelime Kökeni: Fransızca néon)

[isim]

[kimya]

  • Atom sayısı 10, atom ağırlığı 20,2, yoğunluğu 0,7 olan, sıvı durumuna getirilmiş havadan elde edilerek ışık araçlarında kullanılan, havada pek az olarak bulunan, asal gazlar sınıfından bir element (simgesi Ne)
  • Neon lambası

    O koca çınarın altındaki fıskiyeli, kameriyeli, neon ışıklı havuz kaça çıkardı? - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: neon lambası, neon tüpü

NEMA (Kelime Kökeni: Arapça nemā)

[isim]

[eskimiş]

  • Büyüme, gelişme, çoğalma

[ekonomi]

  • Faiz, ürem