[isim]

[bitki bilimi]

• Ballıbabagillerden, yaprakları sapsız, çiçekleri beyaz veya menekşe renginde, güzel kokulu, yaprakları baharat olarak kullanılan, çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi (Mentha piperita)

• Bu bitkinin kurutulmuş yapraklarından elde edilen baharat

Ata Sözleri ve Deyimler

• nane yemek

[isim]

[eskimiş]

[toplum bilimi]

• Gelenek

  Böyle ufak kasabalarda öteden beri aristokratik bir anane vardı. - Ercüment Ekrem Talu

[sıfat]

• Nanesi olan

• İçinde nane ruhu olan

[sıfat]

• Gelenekçi

[zarf]

[eskimiş]

• Miskince

[sıfat]

[mecaz]

• Çok sık hastalanan, sağlıksız (kimse)

  Nanemollalar gibi boyuna hastalık derken, derdi nedir diye içine vesvese girecek... - Sermet Muhtar Alus

• İşten kaçınan, üşengeç

[alay yollu]

• Güçsüz, dayanıksız (kimse)

[sıfat]

• Nanesi olmayan

• İçinde nane ruhu olmayan

[sıfat]

• Geleneğe sahip bulunmayan

  Bu milliyetsizlik yüzünden edebiyatsız, sanatsız, ananesiz kalan Türkler, en basit hakikatlere de akıl erdiremiyorlardı. - Ömer Seyfettin

[isim]

• Gelenekçilik

[sıfat]

[eskimiş]

• Geleneğe dayanan, geleneksel

[sıfat]

[eskimiş]

• Çılgın gibi, çılgınca olan

  O anda zihnimden mecnunane bir fikir geçiverdi. - Sait Faik Abasıyanık

[zarf]

• Mecnunca

[isim]

• Ananesiz olma durumu

[zarf]

[eskimiş]

• Mahzunca

[zarf]

[eskimiş]

• Pehlivanca