İçinde Nak Bulunan 6 Harfli Kelimeler
İçerisinde NAK olan 6 harfli 21 kelime bulunuyor. İçinde NAK olan 6 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Nak ile başlayan 6 harfli kelimeler. nak ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ÇAĞNAK16,
NAKLEN (Kelime Kökeni: Arapça naḳlen)
- Nakil yoluyla, aktarılarak
Birleşik Kelimeler: naklen yayın
KIRNAK
- Çalımlı, süslü (kimse)
- Güzel, titiz
- Cilveli, oynak (kadın)
- Boylu boslu
- Çevik
- Cariye
KASNAK
- Enli çember
- Kalbur, tel vb. şeylerin tahta çemberi
- Nakış işlemek için gergef gibi kullanılan, kumaşı germeye yarayan, tahtadan çember
- Bir sütunun gövdesini oluşturan silindir biçimindeki taşların her biri
- Kıyıları oluk biçiminde pervazlı, metal ve tahtadan yapılmış çember
- Pehlivanların giydikleri kispetin bele gelen bölümü
- Makinelerde, bir milden başka mile hareket geçiren kayışların takıldığı demir çember
Ata Sözleri ve Deyimler
- kasnak işlemek
Birleşik Kelimeler: paça kasnak
NAKİSA (Kelime Kökeni: Arapça naḳīṣa)
- Eksiklik, kusur
OLANAK
-
İmkân
Olanakların, olasılıkların bir sonu bulunabilirdi belki zamanla. - Yusuf Atılgan
Ata Sözleri ve Deyimler
- olanak sağlamak (veya tanımak)
TIRNAK
-
İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka
Zarfın ucunu tırnağımla yırttım. - Aka Gündüz
- Kanca gibi araçların kıvrık yeri
- Gemi demirinin ucundaki yassı parça
- Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar
- Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri
- Kanun çalmakta kullanılan mızrap
- Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski
- Tırnak işareti
Ata Sözleri ve Deyimler
- tırnağına değmemek
- tırnağı olamamak
- tırnak göstermek
- tırnak kadar
- tırnaklarını sökmek
- tırnak sürüştürmek
- tırnak takmak
Birleşik Kelimeler: tırnak besleyicisi, tırnak derisi, tırnak işareti, tırnak kemiği, tırnak makası, tırnak yeri, badem tırnak, kaşık tırnak, tek tırnak işareti, tepeden tırnağa, ayna tırnağı, domuztırnağı, katırtırnağı, keçitırnağı, kurttırnağı, şeytantırnağı, şeytan tırnağı, dişiyle tırnağıyla
KAYNAK
-
Bir suyun çıktığı yer, kaynarca, pınar, memba, göz
Sonra yavaşça kaynağa doğru eğildi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bir şeyin çıktığı yer, menşe
İnanılır kaynaklardan alınan haberlere göre...
-
Gelir, kazanç, sağlık vb.ni sağlayıcı öge
Yabancı bir idare, iktisat, ticaret, memleketin bütün kazanç kaynaklarına musallat olur. - Falih Rıfkı Atay
-
Araştırma ve incelemede yararlanılan belge, referans
Tapu kayıtları onun XVI. yüzyılda yaşadığını gösteren başlıca kaynaklardandır.
- Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı veya eserlerin bütünü, literatür
- İki metal veya yapay parçayı ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırıp yapıştırma işi
- Sırayı beklemeden başkalarının hakkını alarak mevcut sıranın ön taraflarına girme işi
-
Herhangi bir enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer
Işık kaynağı.
Isı kaynağı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaynağını (bir şeyden) almak
- kaynak yapmak
Birleşik Kelimeler: kaynakhane, kaynak kişi, kaynak korozyonu, kaynak makinesi, kaynak suyu, öz kaynak, bağımlı akım kaynağı, buzul kaynağı, elektrik kaynağı, enerji kaynağı, gelir kaynağı, güç kaynağı, haber kaynağı, ilham kaynağı, kesintisiz güç kaynağı, yer altı kaynakları
NAKDEN (Kelime Kökeni: Arapça naḳden)
-
Para olarak
Karı koca üç senede bir apartman, bir konak ve nakden altmış beş bin lira yediler. - Nazım Hikmet
- Peşin olarak
NAKZEN (Kelime Kökeni: Arapça naḳżen)
- Bozarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- nakzen görmek
- nakzen iade etmek
NAKKAŞ (Kelime Kökeni: Arapça naḳḳāş)
-
Yapıların duvar ve tavanlarına süslemeler yapan usta, bezekçi
Fırçayı tutamıyor parmakları nakkaşın / Mermeri oymaz oldu eli heykeltıraşın - Faruk Nafiz Çamlıbel
- Nakışçı
TOYNAK
- At, eşek vb. tek tırnaklı hayvanların tırnağı
İNAKÇI
- Dogmacı
ŞIRNAK
- Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
CIRNAK
- Yırtıcı hayvan tırnağı
HUNNAK (Kelime Kökeni: Arapça ḫunnāḳ)
-
Anjin
Hemen içelim, dedi, boğazım kurudu, yutkuna yutkuna hunnak oldum. - Tarık Buğra