İçinde Nah Bulunan Kelimeler
İçinde NAH olan 21 kelime bulunuyor. İçerisinde NAH geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Nah ile başlayan kelimeler. Nah ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
13 Harfli Kelimeler
NAMÜTENAHİLİK20
12 Harfli Kelimeler
ANAHTARCILIK21
11 Harfli Kelimeler
GÜNAHSIZLIK27, GÜNAHKARLIK22
10 Harfli Kelimeler
NAMÜTENAHİ17, ANAHTARLIK15
9 Harfli Kelimeler
ANAHTARCI17
8 Harfli Kelimeler
GÜNAHSIZ23, GÜNAHKAR18
7 Harfli Kelimeler
BİGÜNAH19, GÜNAHLI18, NAHIRCI16, ANAHTAR11
6 Harfli Kelimeler
NAHİYE12
5 Harfli Kelimeler
GÜNAH15, NAHİF15, NAHİV15, NAHOŞ13, CENAH12, NAHIR10, NAHAK9
NAHAK (Kelime Kökeni: Farsça nā + Arapça ḥaḳḳ)
-
Haksız, gereksiz
Talihin sana bilasebep verdiği nahak bir mükâfatın kıymetini takdir edemiyorum. - Ömer Seyfettin
Birleşik Kelimeler: nahak yere
NAHIR
- Sığır sürüsü
ANAHTAR (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı, miftah, dil
Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı. - Falih Rıfkı Atay
- Kurgu
- Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol
- Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç
-
Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak
Sardalya kutusunu açmaya yarayan anahtarı çarçabuk temin ederdi.
-
Vesile, araç, vasıta
Biliyordu ki sabır, cennetin anahtarıdır. - Peyami Safa
-
Herhangi bir olayda belirleyici olan
Anahtar parti.
- İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör
-
Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret
Sol, do ve fa olmak üzere üç anahtar vardır.
Ata Sözleri ve Deyimler
- anahtarı beline takmak
- anahtar uydurmak
- anahtar vermek
Birleşik Kelimeler: anahtar ağızlığı, anahtar bitkiler, anahtar kelime, anahtar sözcük, anahtar taşı, erkek anahtar, kovan anahtar, lokma anahtar, alyan anahtarı, basınç anahtarı, bijon anahtarı, cevap anahtarı, do anahtarı, elektrik anahtarı, fa anahtarı, hırsız anahtarı, İngiliz anahtarı, kontak anahtarı, papağan anahtarı, sol anahtarı, şifre anahtarı, tavşan anahtarı
NAHİYE (Kelime Kökeni: Arapça nāḥiye)
-
Bucak
Kendi kazamızın beş on saat ötesinde bir nahiye merkezinde bulunuyorduk. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Bölge
Birleşik Kelimeler: nahiye müdürü
CENAH (Kelime Kökeni: Arapça cenāḥ)
- Kuş kanadı
- Kol, pazı
- Yan, taraf
-
Kanat
Ben takımımla beraber taburun sağ cenahını himaye için tepelere çıktım. - Ömer Seyfettin
NAHOŞ (Kelime Kökeni: Farsça nāḫoş)
-
Hoş olmayan, hoşa gitmeyen, kötü, çirkin
Öteden beri denemişimdir, bu, daima bana bir nahoş vaka haber verir. - Burhan Felek
ANAHTARLIK
- Anahtarların kaybolmasını önlemek ve kolayca kullanılmasını sağlamak için takıldığı maden, deri vb.nden yapılan halka veya kılıf
GÜNAH (Kelime Kökeni: Farsça gunāh)
-
Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
Bunu yapan günün birinde er geç bu günahın kefaretini ödeyecektir. - Haldun Taner
-
Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık
Bu adama bu kadar eziyet etmek günahtır.
-
Sorumluluk, vebal
Ben söyleyeyim de günah benden gitsin.
-
Kabahat, hafif suç
Bütün kusurları, günahları, kibar, asil bir güzellik şeklinde görülür. - Mahmut Yesari
Ata Sözleri ve Deyimler
- günaha girmek
- günaha sokmak
- günah benden gitti (veya gitsin)
- günah çıkarmak
- günahı (veya günahı vebali) boynuna
- günahı kadar sevmemek
- günahına girmek (veya günahını almak)
- günahını çekmek
- günahını vermez
- günah işlemek
- günah olmak
Birleşik Kelimeler: günah keçisi, yazık günah
NAHİF (Kelime Kökeni: Arapça naḥīf)
- İnce, duygulu, hassas
-
Zayıf, cılız, çelimsiz
Elleri çok ince, lades kemiklerinden yapılmış gibi nahif parmaklar... - Peyami Safa
Birleşik Kelimeler: zayıf nahif
NAHİV (Kelime Kökeni: Arapça naḥv)
- Söz dizimi
NAHIRCI
- Sığırtmaç
NAMÜTENAHİ (Kelime Kökeni: Farsça nā + Arapça mutenāhī)
- Sonsuz, ucu bucağı olmayan
-
Sonsuz, ucu bucağı olmayan bir biçimde
Öğleye yakın bu sis dağılınca gökyüzü namütenahi açılıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
ANAHTARCI
- Anahtar yapan, satan veya onaran kimse, açkıcı
- Kilitli kapıları açan kimse, çilingir
- Kapı, kasa vb. yerlere anahtar uydurarak hırsızlık yapan kimse
GÜNAHKÂR (Kelime Kökeni: Farsça gunāhkār)
-
Günahlı
Vakit vakit gözlerini kapayarak o herkesin / Ah ettiği sevda adlı günahkârı düşündün mü? - Enis Behiç Koryürek
GÜNAHLI
- Günah işlemiş olan, günahı olan, günahkar