İçinde Müs Bulunan 8 Harfli Kelimeler

İçerisinde MÜS olan 8 harfli 38 kelime bulunuyor. İçinde MÜS olan 8 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Müs ile başlayan 8 harfli kelimeler. müs ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MÜSEVVİT24, MÜSVEDDE22, MÜSTEHAP20, MÜSEBBİP20, MÜSTAĞNİ19, MÜSTEHZİ19, MÜSTEFİT18, MÜSTEVLİ18, MÜSECCEL18, MÜSAMAHA17, MÜSEDDES17, MÜSTAHAK16, MÜSTERİH16, MÜSTACEL15, MÜSTEŞAR15, MÜSTECİR15, MÜSLÜMAN15, MÜSADEME15, MÜSTEZAT15, MÜSTEBAT14, MÜSTEBİT14, MÜSABAKA14, MÜSADERE14, MÜSEMMEN14, MÜSTAKİM13, MÜSTAMEL13, MÜSTESNA13, MÜSAMERE13, MÜSELLEM13, MÜSELLES13, MÜSELLİM13, MÜSELSEL13, MÜSTAKAR12, MÜSTAKİL12, MÜSTENİT12, MÜSKİRAT12, MÜSEKKİN12, NAMÜSAİT12

MÜSTAKAR (Kelime Kökeni: Arapça mustaḳarr)

[sıfat]

[eskimiş]

  • İstikrar bulmuş, durulmuş

[isim]

  • Karar kılınan, yerleşilen yer

MÜSTAKİL (Kelime Kökeni: Arapça mustaḳill)

[sıfat]

  • Kullanış yönünden başka bir yapı ile bağlantısı olmayan, bağımsız

    Çimenli, çiçekli bir bahçe ortasında üstü camlı, müstakil bir bina. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Kullanış yönünden belli kişi veya kişiler için ayrılmış olan

    Daireye on yıl, yirmi yıl sonra girenlerin her biri başköşelere kurulsun, müstakil oda sahipleri olsun ve hatta sana emirler versin. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

MÜSTENİT (Kelime Kökeni: Arapça mustenid)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Dayanan, yaslanan

MÜSKİRAT (Kelime Kökeni: Arapça muskirāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Sarhoş eden şeyler, alkollü içkiler

MÜSEKKİN (Kelime Kökeni: Arapça musekkin)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Yatıştırıcı

NAMÜSAİT (Kelime Kökeni: Farsça nā + Arapça musāʿid)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Uygun olmayan, elverişsiz

    Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. - Atatürk

MÜSTAKİM (Kelime Kökeni: Arapça mustaḳīm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Doğru, doğruluktan şaşmayan

[matematik]

  • Doğrulu

MÜSTAMEL (Kelime Kökeni: Arapça mustaʿmel)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kullanılmış olan
  • Yeni olmayan, eski

MÜSTESNA (Kelime Kökeni: Arapça mustes̱nā)

[sıfat]

  • Bir bütünün veya kuralın dışında olan
  • Benzerlerinden üstün olan, benzerleri az bulunan

    Kendisi bu resimlerin hepsinden daha sevimli, daha canlı, daha müstesna bir simaydı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Kural dışı

[zarf]

  • Dışında, ayrı, hariç tutularak

    Şehrinde yerleşen ve alışan halk müstesna, şiirin burada fazla beğeneceği bir yer de kalmamıştı. - Asaf Halet Çelebi

MÜSAMERE (Kelime Kökeni: Arapça musāmere)

[isim]

  • Okullarda öğrencilerin sunduğu, programında koşuk, oyun vb. gösterilerinin yer aldığı eğlence

    Bu müsamere günündeki selamlama süresince bedenimde bir değişim olmuştu. - Adalet Ağaoğlu

[eskimiş]

  • Çoğunlukla akşam toplantısı, akşam eğlencesi

MÜSELLEM (Kelime Kökeni: Arapça musellem)

[sıfat]

[eskimiş]

  • İnkâr edilemeyen, karşı çıkılamayan, söz götürmez

    Aksaray'ın kaldırım kabadayısı yetiştirmesi müsellemdir. - Sermet Muhtar Alus

MÜSELLES (Kelime Kökeni: Arapça mus̱elles̱)

[isim]

[eskimiş]

[geometri]

  • Üçgen
  • Kokteyl türünden karışık bir içki
  • Üç kere damıtılarak yapılmış özel bir şarap

[sıfat]

  • Üçlü

MÜSELLİM (Kelime Kökeni: Arapça musellim)

[isim]

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde eyalet ve sancakta yönetimi elinde bulunduran kişi

MÜSELSEL (Kelime Kökeni: Arapça muselsel)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Birbirine bağlı olan, art arda zincirleme olarak gelen

    Birbirini yaratan müselsel esprilerle söylüyordu. - Peyami Safa

MÜSTEBAT (Kelime Kökeni: Arapça mustebʿad)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Olacağı sanılmayan, uzak görülen