İçinde Me Bulunan 5 Harfli Kelimeler

İçerisinde ME olan 5 harfli 278 kelime bulunuyor. İçinde ME olan 5 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Me ile başlayan 5 harfli kelimeler. me ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ÇÖĞME22, DÖVME20, MEÇ19, GÖÇME19, SÖVME19, ÇÖMEZ18, ÇÖZME18, GÖYME18, ÖVMEK18, DÜĞME17, GÖMME17, ÇÖMME16, MEÇ16, GÖRME16, GEVME16, MESAJ16, MEVZU16, ÖPMEK16, ÇÖKME15, DEĞME15, MEÇ15, HÜZME15, MEÇ15, MEVZİ15, MEVDU15, ÖZEME15, ÖLÇME15, ÖLMEZ15, BÖLME14, DÖNME14, DÖKME14, MEYVE14, ÖDEME14, PİGME14, BÜZME13, DÜŞME13, DÜZME13, MEK13, GEÇME13, GEZME13, MEVUT13, MEHAZ13, MEĞER13, MEFUL13, MEDÜZ13, NAĞME13, PİŞME13, SÖNME13, SÖKME13, SEVME13, ÜŞÜME13, YÜZME13, ÇİZME12, ÇEŞME12, GÜTME12, GÜLME12, GEDME12, GİYME12, İVMEK12, MEŞBU12, MEVTA12, MEVLA12, MEVKİ12, MEHDİ12, MEDİH12, MENFİ12, MENFA12, MECAZ12, ÖRMEK12, ÖRTME12, ÖTMEK12, ÖLMEK12, SÜZME12, ŞİŞME12, VERME12, BEZME11, BİÇME11, BEŞME11, DİZME11, DEMEÇ11, DEŞME11, GURME11, MEZÜR11, MEŞUM11, MESİH11, MECUS11, MECMU11, MEBİZ11, ÜŞMEK11, ÜZMEK11, BÜKME10, ÇİMME10, DÜRME10, MEN10, EMMEÇ10, GAMET10, GİRME10, GİTME10, GELME10, GERME10, HELME10, HEMEN10, MEN10, HAMEL10, KEPME10, MEŞRU10, MEZUN10, MEZRU10, MEZON10, MEYUS10, MEHLE10, MEHİL10, MEHEL10, MEDYA10, MERİH10, MEBUS10, MEBDE10, SÜSME10, SEZME10, SEÇME10, TÜYME10, TEPME10, ÜRÜME10, YEDME10, ZAMME10, ÇİMEK9, ÇİMEN9, ÇİTME9, ÇELME9, ÇEMEN9, ÇEKME9, MEK9, EZMEK9, İŞEME9, İÇMEK9, İMECE9, KÜSME9, MES9, METBU9, MEŞİN9, MESMU9, MEZRA9, MEZAT9, MEZAR9, MERİÇ9, MELCE9, MELEŞ9, MELEZ9, MERCİ9, MENŞE9, MEMBA9, MECRA9, MECAL9, REŞME9, SİYME9, MER9, MEN9, MEK9, SÜNME9, SÜRME9, SADME9, ÜMMET9, BİTME8, BİNME8, BİLME8, DİTME8, DEMET8, DEMEK8, DELME8, DİLME8, DİKME8, DİNME8, DERME8, DENME8, İDAME8, KAYME8, MEN8, MESUT8, MESUL8, MEYİL8, MEYAN8, MEDET8, MENUS8, MEMUR8, MEMUL8, MEMNU8, MEDAR8, MEBNİ8, OKUME8, MEN8, MEL8, TÜTME8, TÜNME8, ÜTMEK8, ÜRKME8, ÜMERA8, ÜREME8, YİTME8, YETME8, YELME8, YEMEK8, YENME8, YERME8, ESMEK7, ESMER7, ESEME7, ESAME7, EMMEK7, İSMEN7, İSMET7, İMAME7, KROME7, KESME7, MESEN7, MESEL7, MESAİ7, METİS7, METOT7, METRO7, MERSİ7, MERMİ7, MELES7, MELAS7, MELON7, MERES7, MERAM7, MEMAT7, MELUN7, MELUL7, NUMEN7, ROMEN7, SİNME7, SİLME7, SEMER7, SEMEN7, SERME7, SEKME7, ANİME6, AME6, AMELE6, ERMEK6, ETMEK6, ETMEN6, ERİME6, EKMEK6, ELEME6, ENEME6, ELMEK6, İRKME6, İNMEK6, İTMEK6, İLMEK6, İKAME6, KAMET6, KAMER6, KAİME6, KEMER6, LAMEL6, METİN6, METİL6, METAN6, METAL6, METRE6, MELEK6, MELAL6, MEKİK6, MEKAN6, MERET6, MEREK6, MERAK6, MELİK6, MET6, MEL6, REMEL6, TEMEL6, TEMEK6, TERME6, TEKME6

ANİME (Kelime Kökeni: Fransızca animé)

[isim]

  • Japon çizgi romanı mangaların televizyon, sinema vb. için filmleştirilmiş biçimi

AMELÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿamelī)

[sıfat]

  • Uygulamalı

    Kitaplardan gelen fikirler nazari, yaşanan fikirler ise amelîdir. - Mehmet Kaplan

AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)

[isim]

  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi

ERMEK

[-e]

  • Erişmek

    Nereden geldiğini anlamadığı bir ataklığa ermişti. - Necati Cumalı

  • Kavuşmak
  • Yetişip dokunmak

    Eli tavana ermek.

[nesnesiz]

  • İnsan veya bitki büyüyüp gelişmek, yetişmek

[nesnesiz]

  • Ürün olgunlaşmak

    Arpalar erdi de gelin, girdik yolmaya - Halk türküsü

[nesnesiz]

[din bilgisi]

  • Kendini Tanrı yoluna vermiş kimse insanüstü kutsal bir aşamaya erişmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erdiğine erer, ermediğine taş atar

Birleşik Kelimeler: aşermek

ETMEK

[nesnesiz]

  • Bir işi yapmak

    Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu. - Haldun Taner

  • `İyi, kötü` zarflarıyla birlikte davranmak

    İyi ettiniz de geldiniz.

[-i]

  • Bulmak, erişmek

    Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi. - Refik Halit Karay

[-i]

[-den]

  • Birini bir şeyden yoksun bırakmak
  • Eşit değer kazanmak

    İki iki daha dört eder.

  • Herhangi bir değerde olmak

    Kira dâhil olduğu hâlde aylık masrafımız tam beş lira ediyordu. - Ömer Seyfettin

  • Kötülükte bulunmak

    Ah, iki bardak süt sen bana neler ettin? - Sait Faik Abasıyanık

[-e]

  • Küçük veya büyük abdestini yapmak

    Çocuk altına etti.

[eskimiş]

  • Demek, söylemek

    Emrah eder düştüm dile / Bülbül figan eder güle - Erzurumlu Emrah

Ata Sözleri ve Deyimler

  • edememek
  • eden bulur, inleyen ölür
  • etme (veya etme yahu)
  • etmediğini bırakmamak (veya komamak)
  • etme eyleme
  • ettiği hayır, ürküttüğü kurbağaya değmemek
  • ettiğini bulmak (veya çekmek)
  • ettiğini yanına bırakmamak
  • ettiği yanına (kâr) kalmak
  • ettiğiyle kalmak

ETMEN

[isim]

  • Birlikte veya ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, ögelerden her biri, amil, faktör

ERİME

[isim]

  • Erimek işi

    Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi

EKMEK

[isim]

  • Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek, nan, nanıaziz

    Odayı, tatlı, sıcak bir kızarmış ekmek kokusu bürümüş. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]

  • İnsanı geçindirecek iş, kazanç

    Biz iyi kötü tiyatroya bağlamışız ekmeğimizi. - Necati Cumalı

[halk ağzında]

  • Yemek, aş

    Ekmeği bizde yiyelim mi? Allah ne verdiyse. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver
  • ekmeğin büyüğü, hamurun çoğundan olur
  • ekmeğinden etmek
  • ekmeğinden olmak
  • ekmeğine göz koymak (veya dikmek)
  • ekmeğine yağ sürmek
  • ekmeğini çıkarmak
  • ekmeğini eline almak
  • ekmeğini kana doğramak
  • ekmeğini kazanmak
  • ekmeğini taştan çıkarmak
  • ekmeğini yemek
  • ekmeğiyle oynamak
  • ekmek aslanın ağzında
  • ekmek çarpsın!
  • ekmek elden su gölden
  • ekmek istemez su istemez
  • ekmekle oynayanın ekmeğiyle oynanır
  • ekmek öpmek
  • ekmekten kaşık olur ama her yoğurdun hakkına değil

Birleşik Kelimeler: ekmek ağacı, ekmek ayvası, ekmek dolması, ekmek düşmanı, ekmek kadayıfı, ekmek kapısı, ekmek kavgası, ekmek kaygısı, ekmek kırıntısı, ekmek küfü, ekmek mayası, ekmek parası, ekmek tahtası, ekmek tatlısı, ekmek ufağı, ekmeği dizinde, etli ekmek, kuru ekmek, soğan ekmek, tahinli ekmek, tam ekmek, taş ekmek, tuz ekmek düşmanı, tuz ekmek hakkı, vişneli ekmek, zengin ekmek, arpa ekmeği, çarşı ekmeği, çavdar ekmeği, dürüm ekmeği, er ekmeği, ev ekmeği, glüten ekmeği, halk ekmeği, köy ekmeği, kuşekmeği, mısır ekmeği, sac ekmeği, tandır ekmeği, tava ekmeği, tost ekmeği, yufka ekmeği

[-i]

  • Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek
  • Toprağı ekip biçmek için kullanmak

    Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • Serpmek

    Yemeğe biber ekmek.

[mecaz]

  • Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri hazırlamak

    Fesat tohumları ekenler kötü insanlardır.

[argo]

  • Birini uydurma bir sebeple bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak

    Lale ile Günnur kendilerini ektiğim için müthiş içerlemişler. - Haldun Taner

[argo]

  • Parayı boşuna harcamak, ziyan etmek

[argo]

  • Yarışta geçmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eken biçer, konan göçer
  • ekip biçmek
  • ekmeden biçilmez
  • ekmediği yerden biter
  • ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını

ELEME

[isim]

  • Elemek işi, eliminasyon

[spor]

  • Çeyrek sona katılacak sporcu ve takımları ayırmak için düzenlenen seçme yarışı

Birleşik Kelimeler: eleme sınavı, ön eleme

ENEME

[isim]

  • Enemek işi

ELMEK (Kelime Kökeni: (elektronik mektup'tan))

[isim]

[bilişim]

  • Elektronik posta

İRKME

[isim]

  • İrkmek işi

İNMEK

[-den]

  • Yüksekten veya yukarıdan aşağıya doğru gelmek
  • Bir taşıt veya binek hayvanından yere basmak

    Tramvayın ön tarafından hızla inerken, arkasından bir sesin bağırdığını gördü. - Peyami Safa

  • Dağ, tepe vb. yüksek bir yerden gelmek

    Dağdan kurt indi.

[-e]

  • Bir yerden başka bir yere gitmek, varmak

    Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi. - İhsan Oktay Anar

[-e]

  • Konaklamak

    Samananbarı köyünün en büyük ve gösterişli evine inmişlerdi. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

  • Alçalıp eski durumuna dönmek

    Sular indi. Şiş indi.

[nesnesiz]

  • Fiyatı düşürmek

    Bin lira daha indim, gene almadı.

  • Değeri düşmek

    Altın fiyatları indi.

[-e]

[argo]

  • Vurmak

    Şimdi kafana inerim!

[nesnesiz]

  • Yıkılmak

    Yağmurdan duvar inmiş.

[-e]

  • İnme gelmek

    Sağ tarafına inmiş.

  • Bir yeri kaplamak, basmak veya bir yerden akmak, kaymak

    Gemi baş döndüren zaferli bir gürültüyle indi sulara. - Çetin Altan

  • Uzamak, ulaşmak

    Beyaz taşlardan yapılmış kısa bir duvarın ötesindeki zeytinlik ta vadiye kadar iniyordu. - Ömer Seyfettin

  • Ağmak
  • Sayısı azalmak

    Evvelden daha çok olduğumuzu zannettiğim hâlde sayımız son günlerde bu miktara inmiştir. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: indibindi, günindi

İTMEK

[-i]

  • Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek

    Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar. - Halide Edip Adıvar

  • Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak veya kapamak

    Yavaşça kapıyı itti, elinde yoğurt bakracıyla girdi. - Halide Edip Adıvar

  • Bulunduğu yerden aşağı düşürmek

    Suya itmek. Havuza itmek.

  • Sürüklemek, sevk etmek

    Bu oğlanı amcama itmek doğru değil, bir ara gönlünü almalı. - Ahmet Ümit

[fizik]

  • Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisinden uzaklaşmaya zorlamak, çekmek karşıtı

    Aynı cins elektrikli iki cisim birbirini iter.

İLMEK

[isim]

  • Çözülmesi kolay düğüm, eğreti düğüm, ilmik

    Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım - Halk türküsü

[-i]

  • Hafif bir düğüm yaparak bağlamak
  • Halı dokurken düğümleri bağlamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iler tutar yeri olmamak (veya kalmamak)

[-e]

[halk ağzında]

  • Değmek, dokunmak