[sıfat]

• Dalı andıran, dala benzeyen, dal gibi

• Görevi, biçimi ve durumu yaprağa benzeyen yassı (dal)

[isim]

• Doğaüstü işler yapabileceğine inanılan güç

  Bu onun ilacı, tılsımı gibi bir şey. Onları sayıklayınca iyileşiyor. - Hasan Âli Yücel

• Büyülü olduğuna inanılan muska vb. şey

[mecaz]

• Çare, önlem

  Bu insanlar, hastalık ve acı, görünmez bir canavar gibi yerlerinden kaptı mı çantaya tılsım gibi bakarlar. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

• Yaprakların üzerinde oluşan bir küf türü

• Bir kudret helvası türü

[sıfat]

• Masalı andıran, masala benzeyen, masal gibi, masalımsı

  Gelgelelim, hayatın bu masalsı bölümü çok kısa sürüyor. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

• Tırtılı andıran, tırtıla benzeyen, tırtıl gibi, tırtılımsı

[isim]

[bitki bilimi]

• Söğüt, kavak, fındık vb. bitkilerin tırtılı andıran çiçek durumları

[sıfat]

• Kılı olmayan

[sıfat]

• Tılsımı olan

  Tılsımlı kapılarına el sürmedim. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

• Aklı, gerçeği görüp ona göre davranmayan, anlayışı kıt

  Sen hükûmeti yönetenleri hep bilgisiz, akılsız mı sanırsın? - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

• akılsız başın cezasını (veya zahmetini) ayaklar çeker
• akılsız iti (veya köpeği) yol kocatır

[sıfat]

• Dalı olmayan

[sıfat]

• Kuralı olmayan, kurala uygun olmayan, kaidesiz

[sıfat]

• Sakalı olmayan

[sıfat]

• Doğru olmayan, temelsiz, köksüz, dayanaksız, yalan (haber)

• Uydurma

[sıfat]

• Tutkal sürülmemiş

• İçinde tutkal bulunmayan

[sıfat]

• Çatalı olmayan

[sıfat]

• Hardala benzeyen, hardalı andıran, hardal gibi, hardalımsı

  Hardalsı meyve.