[sıfat]

• Âlime yakışan

  Kitaplarının çoğu edebiyat tarihine girmiş olan âlimane eserlerdir. - Haldun Taner

[zarf]

• Âlime yakışır bir biçimde

[isim]

• Bilginlik

[sıfat]

[spor]

• `Elemek` anlamındaki elimine etmek, `elenmek` anlamındaki elimine olmak (veya edilmek) birleşik fiillerinde geçen bir söz

[sıfat]

• Sınırlı

[sıfat]

• Talim görmüş, eğitilmiş

  Gözlerim ona dikilmiş talimli bir fino köpeği gibi büzülüp otururdum. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

• Alışık, eli yatkın

[isim]

• Yönerge

  Demir Bey'den beklenilen talimat gelmişti. - Refik Halit Karay

[askerlik]

• Görevin gerektirdiği türlü hizmetlerin başarıyla yürütülmesi için kumandan, başkan veya daire başkanları tarafından verilen, o hizmetle ilgili sorumluluk, düzen ve ilkeleri içine alan buyruklar

Ata Sözleri ve Deyimler

• talimat vermek

[isim]

[denizcilik]

• Baş bodoslamasından omurgaya kadar uzanan, cıvadra donanımına desteklik etmek amacıyla konulan ekleme

[isim]

[jeoloji]

• Sarı veya kahverengi doğal hidratlı demir oksit

[zarf]

• Sağ ve esen olarak, hiçbir kötü durumla karşılaşmadan

  Canını kurtarıp salimen bugünlere ulaşabildiği için kendisini şanslı sayardı. - Kerim Korcan

[sıfat]

• İçine limon sıkılmış veya limon doğranmış

  Limonlu çay.

[isim]

[eskimiş]

• Öğretmen

  Sanatkârın, asıl cemiyete nüfuz eden büyük bir muallim olduğunu bilmemiz lazımdır. - Asaf Halet Çelebi

[isim]

• Düzce iline bağlı ilçelerden biri

[sıfat]

• Güçlü

[isim]

• Kilim dokuyan veya satan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

• kilimci ile kör hacı

[sıfat]

• Limonu andıran, limona benzeyen, limon gibi, limonumsu