İçinde Lame Bulunan Kelimeler

İçinde LAME olan 20 kelime bulunuyor. İçerisinde LAME geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Lame kelimesinin anlamı nedir? Lame ile başlayan kelimeler. Lame ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

ALAMETİFARİKALI23

14 Harfli Kelimeler

PARLAMENTARİZM23

13 Harfli Kelimeler

ALAMETİFARİKA20

12 Harfli Kelimeler

SELAMETLEMEK15

11 Harfli Kelimeler

PARLAMENTER16, SELAMETLEME14

10 Harfli Kelimeler

PARLAMENTO16, ALAMERİKAN11

9 Harfli Kelimeler

AKSÜLAMEL13, ALLAMELİK10

8 Harfli Kelimeler

FLAMENKO16, SİKLAMEN10

7 Harfli Kelimeler

LAMELİF14, MELAMET9, SELAMET9, LAMEKAN8

6 Harfli Kelimeler

ALLAME7, ALAMET7

5 Harfli Kelimeler

LAMEL6

4 Harfli Kelimeler

LAME5

LAME (Kelime Kökeni: Fransızca lamé)

[isim]

  • Dokusunda çoğunlukla gümüş ve altın renginde tel bulunan kumaş veya metal parlaklığı verilmiş deri

[sıfat]

  • Böyle bir kumaş veya deriden yapılan

    Zehra, lame balo pabuçlarından görünecek olan ayak tırnaklarını da cilaladı. - Cahit Uçuk

LAMEL (Kelime Kökeni: Fransızca lamelle)

[isim]

  • Mikroskopla yapılan incelemede bazen lamların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası

[biyoloji]

  • Çok ince tabaka

ALLAME (Kelime Kökeni: Arapça ʿallāme)

[sıfat]

  • Çok ve derin bilgisi olan, çok bilgili

    Tarihî zihniyet taşımak için tarihçi olmak şart değildir. İlmî düşünebilmek için allame olmak şart olmadığı gibi. - Sabahattin Eyuboğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • allame kesilmek

Birleşik Kelimeler: allameicihan

ALAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāmet)

[isim]

  • Belirti, işaret, iz, nişan

    İnsanlığın belli bir sonuca yöneldiğini gösterir hiçbir alamet yok. - Cemil Meriç

[mecaz]

  • Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne

Birleşik Kelimeler: alametifarika, kıyamet alameti

LAMEKÂN (Kelime Kökeni: Arapça lāmekān)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Mekânı olmayan, mekânsız
  • Yersiz yurtsuz, belli bir adresi olmayan

Birleşik Kelimeler: lamekân takımı

MELAMET (Kelime Kökeni: Arapça melāmet)

[isim]

[eskimiş]

  • Kınama
  • Azarlama, çıkışma

SELAMET (Kelime Kökeni: Arapça selāmet)

[isim]

  • Esen olma durumu, esenlik
  • Her türlü korku, tasa ve tehlikeden uzak, güvende olma durumu, kurtuluş

    Sizinle bu mesele etrafında karşılaşmamayı sizin selametiniz namına temenni ederim. - Nazım Hikmet

[edebiyat]

  • Anlatıma temel olan düşüncenin her bakımdan doğru ve sağlam olması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • selamete çıkmak

Birleşik Kelimeler: sağ selamet

ALLAMELİK

[isim]

  • Allame olma durumu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • allamelik taslamak

SİKLAMEN (Kelime Kökeni: Fransızca cyclamen)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Tavşankulağı
  • Kırmızıya çalan eflatun renk

[sıfat]

  • Bu renkte olan

ALAMERİKAN (Kelime Kökeni: Fransızca à l'americain)

[sıfat]

  • Amerikan usulü

AKSÜLAMEL (Kelime Kökeni: Arapça ʿaks + ʿamel)

[isim]

[eskimiş]

  • Tepki, reaksiyon

    Hassasiyeti etrafta hiçbir aksülamel uyandırmazdı. - Yahya Kemal Beyatlı

SELAMETLEME

[isim]

  • Selametlemek işi

LAMELİF (Kelime Kökeni: Arapça lām + elif)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Dolambaçlı
  • Eğri büğrü, çarpık

SELAMETLEMEK

[-i]

  • Yolcuyu, konuğu uğurlamak, geçirmek

    Misafiri köşebaşına kadar fener tutarak selametlediler. - Refik Halit Karay

PARLAMENTER (Kelime Kökeni: Fransızca parlementaire)

[isim]

  • Milletvekili

[sıfat]

  • Parlamentoya dayanan, parlamento ile ilgili

    Parlamenter düzen.