İçinde Lak Bulunan 6 Harfli Kelimeler
İçerisinde LAK olan 6 harfli 51 kelime bulunuyor. İçinde LAK olan 6 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Lak ile başlayan 6 harfli kelimeler. lak ile biten 6 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
MUĞLAK15,
İLLAKİ (Kelime Kökeni: Arapça illā + Farsça ki)
-
İlla
Bildiğimiz şeyleri bilebilmek için illaki bir alamet bekleriz. - Elif Şafak
LAKLAK (Kelime Kökeni: Arapça laḳlāḳ)
- Leyleğin gagasıyla çıkardığı ses
- Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik
Ata Sözleri ve Deyimler
- laklak etmek
TELAKİ (Kelime Kökeni: Arapça telāḳī)
- Buluşma, kavuşma
TELLAK (Kelime Kökeni: Arapça tellāk)
- Hamamda hizmet eden ve erkek müşterileri yıkayan erkek
ASALAK
- Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit
- Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli
Birleşik Kelimeler: asalak bilimci, asalak bilimi, asalak bilimsel, asalaksavar, dış asalak, iç asalak, tam asalak, yarı asalak, yarım asalak, ağrıma asalakları
ALAKOK (Kelime Kökeni: Fransızca à la coque)
-
Rafadan yumurta
Sabahleyin kendisine bir alakok ziyafeti çekecekti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
TORLAK
- Genç, toy
- Henüz evcilleşmemiş, alışmamış (hergele)
- Derviş
TASLAK
-
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma
Evet, diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde. - Refik Halit Karay
- Eskiz
- Usta olmadığı hâlde kendini ustaymış gibi göstermeye çalışan kimse
Birleşik Kelimeler: kabataslak
LEYLAK (Kelime Kökeni: Arapça leylāḳ)
-
Zeytingillerden, yaprakları karşılıklı bir ağaççık (Syringa vulgaris)
En fazla leylak ağaçlarını seviyordum, hele biri boyuma yakın olanı, âdeta ikinci odamdı. - Emine Işınsu
-
Bu ağacın koni durumunda toplanmış, beyaz, eflatun veya pembe renkte, güzel kokulu çiçekleri
Bahar yağmuru ancak morsalkımlarla leylakların açtığı bir memlekette çekilebilir. - Refik Halit Karay
Birleşik Kelimeler: leylak rengi, Çin leylağı, Hint leylağı
MUTLAK (Kelime Kökeni: Arapça muṭlaḳ)
-
Salt
Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum. - Halide Edip Adıvar
- Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık
-
Kesinlikle
Hele hükümdar liyakatsizse böyle bir murakabeye mutlak ihtiyaç vardır. - Cemil Meriç
Birleşik Kelimeler: mutlak değer, mutlak mera, mutlak nem, mutlak sıcaklık, mutlak sıfır
MASLAK (Kelime Kökeni: Arapça maṣlāḳ)
-
Sürekli su akan boru
İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı. - Osman Cemal Kaygılı
- Boruları aşırı basınçtan korumak amacıyla su yolu üzerinde yapılan içi su dolu hazne
- Büyük yalak
TAYLAK
- At veya deve yavrusu
YALAKA
- Dalkavuk
- Arsız, sırnaşık
Ata Sözleri ve Deyimler
- yalaka olmak
ÇATLAK
-
Çatlamış olan
Çatlak bardak.
-
Deli
Çatlaksam çatlağım. Çatlak olmasam bunca adama, gözün görmediğini göstermeye kalkar mıydım? - Oktay Rifat
-
Herhangi bir yerde uzunluğuna olan açıklık
Bu testinin çatlağı hiçbir sızıntı göstermemişti. - Aka Gündüz
-
Ara, aralık
İki denizci kara bulutlar çatlağından güneş ışığının güldüğünü sandılar. - Halikarnas Balıkçısı
-
Değişimin başlangıcı
Yaşantımda çatlaklar oluşmaya başlamıştı. - Emine Işınsu
-
Yer altındaki taş kütlelerinin basınç ve gerilim dolayısıyla yer değiştirmeden çatlayıp yarılması, diyaklaz
Esmer toprağın yüzünü saran çatlaklar sanki yerin dibine kadar iniyordu. - Tarık Buğra
- Deri, mukoza, kemik veya herhangi bir organ üzerinde uzunluğuna olan açıklık, yarık, fissür
Birleşik Kelimeler: çatlak ses, çatlak zurna, kafası çatlak, kasık çatlağı
LAKTAZ (Kelime Kökeni: Fransızca lactase)
- Süt şekerini üzüm şekerine çeviren bir bağırsak enzimi