İçinde Lag Bulunan Kelimeler

İçinde LAG olan 15 kelime bulunuyor. İçerisinde LAG geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Lag ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

ALIŞILAGELMEK23

12 Harfli Kelimeler

ALIŞILAGELME22

11 Harfli Kelimeler

BAKLAGİLLER17

10 Harfli Kelimeler

BELAGATSİZ20, KOLAGİLLER15

9 Harfli Kelimeler

ALAGARSON15, BELAGATLİ15, OLAGELMEK15, STALAGMİT15

8 Harfli Kelimeler

ALAGEYİK14, OLAGELME14

7 Harfli Kelimeler

BELAGAT13

6 Harfli Kelimeler

MALAGA11

5 Harfli Kelimeler

LAGÜN11, LAGAR9

LAGAR (Kelime Kökeni: Farsça lāġar)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Zayıf, çelimsiz

    Arabayı çeken lagar mandaları bir nefer, kalın bir değnekle hayladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

MALAGA (Kelime Kökeni: Fransızca malaga)

[isim]

  • İspanya'nın Malanga yöresinde yapılan bir şarap türü
  • İri taneli misket üzümü

LAGÜN (Kelime Kökeni: Fransızca lagune)

[isim]

[coğrafya]

  • Deniz kulağı

BELAGAT (Kelime Kökeni: Arapça belāġat)

[isim]

[eskimiş]

  • İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği

    Gülünç olduğu kadar hazin bir belagati varmış. - Halit Fahri Ozansoy

  • Söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı, retorik

[edebiyat]

  • Konuyu bütün yönleriyle kavrayarak hiçbir yanlış ve eksik anlayışa yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıktan uzak, düzgün anlatma sanatı

    Hakikati ifade için yazıdan ziyade resmin belagatine müracaat daha doğru olacak. - Sermet Muhtar Alus

[mecaz]

  • Bir şeyde gizli olan derin anlam

    Sükûtun belagati.

ALAGEYİK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Geyikgillerden, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan, yazın postunda ak benekler oluşan, erkeklerinin boynuzları uca doğru kürek biçiminde genişleyen bir cins geyik, sığın (Dama dama)

OLAGELME

[isim]

  • Olagelmek işi veya durumu

KOLAGİLLER

[isim]

[bitki bilimi]

  • Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, büyük ve küçük kola ağaçları gibi birçok türü içine alan bir bitki familyası

ALAGARSON (Kelime Kökeni: Fransızca à la garçon)

[isim]

  • Kısa kesilmiş saç
  • Oğlan saçı biçiminde kısa kesilmiş kadın saçı

BELAGATLİ

[sıfat]

  • Belagati olan

OLAGELMEK

[nesnesiz]

  • Öteden beri sürüp gelmek

    Bu Doğu'da da olmuştur, Batı'da da olmuştur ve olagelmektedir. - Burhan Felek

  • Hep belli bir biçimde olmak

STALAGMİT (Kelime Kökeni: Fransızca stalagmite)

[isim]

[mineraloji]

  • Dikit

BAKLAGİLLER

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bakla, fasulye, akasya, keçiboynuzu vb. badıçlı pek çok sebze ve ağacı içine alan, iki çenekli ayrı taç yapraklılardan büyük bir bitki familyası

BELAGATSİZ

[sıfat]

  • Belagati olmayan

    Yeni kelimeler sanatı, daha saf, hiç belagatsiz ve hiçbir zaman, hiçbir şey ispat etmeye çalışmıyor. - Sait Faik Abasıyanık

ALIŞILAGELME

[isim]

  • Alışılagelmek işi

ALIŞILAGELMEK

[-e]

  • Alışılmış olmak