İçinde Kıc Bulunan Kelimeler

İçinde KIC olan 27 kelime bulunuyor. İçerisinde KIC geçen kelimeler ve kelime anlamları.

10 Harfli Kelimeler

BIÇKICILIK22, BASKICILIK19, ŞARKICILIK19

9 Harfli Kelimeler

KICILIK18, YIKICILIK18, BAKICILIK17, SIKICILIK17, YAKICILIK17, ASKICILIK16, RAKICILIK15

8 Harfli Kelimeler

AKICILIK14

7 Harfli Kelimeler

BIÇKICI18, BASKICI15, ŞARKICI15, YILKICI15, KIRKICI13, YANKICA13

6 Harfli Kelimeler

KICI14, ÇAKICI14, YIKICI14, BAKICI13, SIKICI13, YAKICI13, ASKICI12, SIKICA12, RAKICI11

5 Harfli Kelimeler

AKICI10

AKICI

[sıfat]

  • Akma özelliği olan

[edebiyat]

  • Kolay anlaşılabilen, okunabilen, anlamca açık (anlatım), selis

    Çevirilerinde kullandığı güzel, akıcı dil başarıyordu bunu. - Adalet Ağaoğlu

  • Kesintisiz

Birleşik Kelimeler: akıcı ünsüz

RAKICI

[isim]

  • Rakı yapan veya satan kimse
  • Rakı içen kimse

ASKICI

[isim]

  • Askı yapan veya satan kimse
  • Kahve ocaklarında çay, kahve vb. dağıtan kimse

SIKICA

[zarf]

  • Sıkı bir biçimde

    İncecik belini alev renkli ipek bir kemerle sıkıca sardı. - Feridun Fazıl Tülbentçi

KIRKICI

[isim]

  • Davarların yün veya kıllarını kırkan kimse, kırkımcı

YANKICA

[isim]

[ruh bilimi]

  • Başkasının söylediği sözleri yankı gibi yineleme

BAKICI

[isim]

  • Bakma işiyle görevlendirilen kimse

    Ustanın anası yatalak oldu, yanına başka bir bakıcı kocakarı tuttum. - Aka Gündüz

  • Genellikle çocuk, yaşlı ve hastalara bakma işiyle görevli kimse
  • Yeme içme, barınma ve eğitim karşılığında bakıcılık görevi yapan kimse
  • Bir şeyi satın almayı düşünmeden yalnızca bakarak ilgilenen kimse

    Anlaşılıyor, alıcı değil, bakıcısın. Alıcı suratı yok sende pek. - Haldun Taner

  • Yabancı ülkede bir aile yanında kalarak eğitimini sürdüren ve aynı zamanda o evin çocuklarına bakan kimse
  • Falcı

    Ondan sonra bakıcı hoca remil atsa nerede olduğumu bulamaz. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Birleşik Kelimeler: hasta bakıcı, at bakıcısı, çocuk bakıcısı

SIKICI

[sıfat]

  • İç sıkan, can sıkan, tedirgin eden

    Etrafında her şey ona sıkıcı ve manasız geliyor. - Haldun Taner

YAKICI

[sıfat]

  • Yakma özelliği olan, yakan

    Sanki sesleri güneşin yakıcı aydınlıklarını ürpertiyor. - Ömer Seyfettin

[isim]

  • Yakı yapan veya satan kimse

[mecaz]

  • Etkili, dokunaklı

[kimya]

  • Başka bir maddeyle birleşerek o maddenin yanmasını sağlayan (madde)

    Oksijen yanıcı değil, yakıcıdır.

AKICILIK

[isim]

  • Akıcı olma durumu

[edebiyat]

  • Söz, yazı ve anlatımın akıcı olma özelliği, selaset

Birleşik Kelimeler: akıcılık ölçeği

AÇKICI

[isim]

  • Açkı yapan kimse, perdahçı
  • Anahtarcı

ÇAKICI

[isim]

  • Bıçakçı

    Çocukların velileri arasında birçokları iplikçi, boyacı, ipekçi, dokumacı, havlucu, çakıcı gibi muhtelif sanatları gösteriyordu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

YIKICI

[isim]

  • Yıkmacı

    Eski evlerimiz yandı, yıkıldı. Biz onlar içinde yaşayamaz olduk, alıcı çıkınca yıkıcılara sattık. - Hüseyin Cahit Yalçın

[sıfat]

  • Bir şeyin zarar görmesine, bozulmasına, yok olmasına, ortadan kalkmasına yol açan, tahripkâr

    O yıkıcı bozgunun sebeplerini öğrenmeye büyük önem verdi. - Falih Rıfkı Atay

RAKICILIK

[isim]

  • Rakıcının işi

BASKICI

[isim]

  • İşlenecek kumaşlar üzerine kalıplara resim basan kimse
  • Matbaacılıkta baskı işlerini yapan kimse
  • Kısıtlayan

Birleşik Kelimeler: düz baskıcı