[isim]

• Küllemek işi

• Bir mantarın yaptığı bağ hastalığı

[sıfat]

• Yüzyıllık, yüzyılda bir olan

[sıfat]

• Laik yaşama ait, dinden bağımsız olan

[isim]

[bitki bilimi]

• Yaprakların her iki yüzünde bulunan ve suyu sızdırmadığı için bitkinin kurumasına engel olan ince zar

[hayvan bilimi]

• Kabukluların ve böceklerin örteneğinin koruyucu, kitinli katmanı

[isim]

• Bir caminin çevresinde cami ile birlikte kurulmuş medrese, imaret, sebil, kitaplık, hastane vb. yapıların bütünü

  Fatih külliyesi.

• Belli bir idari, ekonomik, kültürel ve sosyal amaca yönelik çeşitli kuruluşların toplu bir biçimde bulunduğu yer.

[sıfat]

• Kâkülü olan

[isim]

[kimya]

• Element veya bileşikleri oluşturan ve onların özgül niteliklerini gösteren en küçük birim, madde

[fizik]

• Fiziksel kimyada bir veya birkaç atomun birleşmesinden oluşan, birkaç çekirdek veya elektronlu yapı

[mecaz]

• Bir bütünün en küçük parçası

[isim]

• Külhanbeyi, kabadayı, serseri, hayta

  Balıkçı Yakup iyidir, hoştur, sevimlidir, edepsizdir, külhanidir. - Sait Faik Abasıyanık

[ünlem]

• Hafif sövgü anlamı taşıyan bir okşama sözü

  Külhani, bak neler de biliyor!

[isim]

• Boş film, film şeridi

[isim]

• Bükülmek işi

[sıfat]

• Külahı olan

• Koni biçiminde tavanı olan

[isim]

• Bir üniversitenin, öğrenim alanı veya uzmanlık konusu bakımından ayrılmış kollarından her biri

  Bir ev hizmetçisi azıcık dişini sıkınca çocuğunu fakülteye gönderebiliyor. - Çetin Altan

[sıfat]

• Külahı andıran, külaha benzeyen, külah gibi, külahımsı

[isim]

• Bağ bozumuna yakın bir zamanda yetişen, kalınca kabuklu, iri ve uzun taneli bir üzüm

[isim]

• Büyük eserlerin ayrı ayrı bölümler hâlinde yayımlanan parçalarından her biri, cüz

[isim]

• Külah yapan veya satan kimse