İçinde Kt Bulunan 8 Harfli Kelimeler

İçerisinde KT olan 8 harfli 88 kelime bulunuyor. İçinde KT olan 8 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "kt ile biten 8 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

OBJEKTİF26, ENJEKTÖR23, ZIPÇIKTI21, BÜZÜKT20, ÇÖKTÜRME20, FAKTİTİF20, BAŞAKTÖR19, KTÜRME19, AKTİVİZM18, DEDEKTÖR18, DEDEKTİF18, MEKTUPÇU18, KTÜRME18, AKTAVŞAN17, KTAFON17, KTENCİ17, AKTÖRLÜK16, BEŞİKT16, ÇAKTIRIŞ16, KTATÖR16, DİREKTİF16, DİREKTÖR16, KTESEP16, REDAKTÖR16, VAKTİYLE16, VAKTİNDE16, KTÜRME15, GERÇEKTE15, KOLEKTİF15, KOLEKTÖR15, SPEKTRUM15, SEKTÖREL15, SELEKTÖR15, AKTİFLİK14, AKTİVİTE14, BAŞNOKTA14, ÇEKTİRİŞ14, KTESİZ14, NOKTASIZ14, AKTARICI13, BIKTIRMA13, ÇAKTIRMA13, HAKTANIR13, MUKTEBES13, MEKTEPLİ13, ORACIKTA13, PLANKTON13, PEKTORAL13, STRÜKTÜR13, YIKTIRMA13, AHENKTAR12, AKTİNYUM12, BAKTIRMA12, ÇEKTİRME12, DİYALEKT12, DİDAKTİK12, EKTODERM12, MUKTEDİR12, KTEDAN12, PRATİKTE12, SOKTURMA12, SIKTIRMA12, YÜREKTEN12, YAKTIRMA12, KTİRME11, İKTİSADİ11, MUKTESİT11, TAKTİKÇİ11, AKTARİYE10, BİRLİKTE10, ENDİREKT10, İBRİKTAR10, SEKTİRME10, TAKTIRMA10, ARALIKTA9, AKTARTMA9, AKTARMAK9, AKTARLIK9, EKTİRMEK9, ELEKTRON9, ELEKTROT9, KULAKTAN9, TEKTONİK9, ENTELEKT8, EKLEKTİK8, ELEKTRİK8, KARAKTER8, KATARAKT8

ENTELEKT (Kelime Kökeni: Fransızca intellect)

[isim]

[ruh bilimi]

  • Anlık

EKLEKTİK (Kelime Kökeni: Fransızca éclectique)

[sıfat]

[felsefe]

  • Seçmeci

    Okurların bu eklektik bilgilerin temelini merak edip kitaplara başvuracağını umuyorlar. - Tomris Uyar

ELEKTRİK (Kelime Kökeni: Fransızca électrique)

[isim]

[fizik]

  • Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü
  • Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi
  • Bu enerjiden elde edilen aydınlanma
  • Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu

[mecaz]

  • Çarpıcılık, cazibe, canlılık

    Ufak tefek ama şimdiden elektriği öbürkülerden başka, yırtıkça bir kız var içlerinde. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elektriği kesmek
  • elektriği yakmak
  • elektrik almak
  • elektrik vermek

Birleşik Kelimeler: elektrik anahtarı, elektrik çarpması, elektrik dinamosu, elektrik direği, elektrik düğmesi, elektrik fabrikası, elektrik feneri, elektrik fırını, elektrik fincanı, elektrik kaçağı, elektrik kaynağı, elektrik ocağı, elektrik saati, elektrik santrali, elektrik sayacı, elektrik süpürgesi, elektrik teli, elektrik üreteci, elektrik yayı, elektrik zili, durağan elektrik, pozitif elektrik

KARAKTER (Kelime Kökeni: Fransızca caractère)

[isim]

  • Ayırt edici nitelik
  • Bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranış biçimlerini belirleyen, üstün ana özellik, öz yapı, ıra, seciye

    Yıldız'ın iyi bir eğitimi, kuvvetli bir karakteri var. - Aka Gündüz

  • Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu, duygulanma ve davranış biçimi

    Pek uysal, tatlı, neşeli karakterine rağmen dostum kavgacıdır. - Refik Halit Karay

  • Basımda harf türü

[edebiyat]

  • Bir eserde duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kimse

[felsefe]

  • Bireyin kendi kendine egemen olmasını, kendi kendisiyle uyum içinde bulunmasını, düşünüş ve hareketlerinde tutarlı, sağlam kalabilmesini sağlayan özellikler bütünü

Birleşik Kelimeler: başat karakter, başkarakter, nörotik karakter, yazı karakteri

KATARAKT (Kelime Kökeni: Fransızca cataracte)

[isim]

[tıp]

  • Göz merceğinin saydamlığını yitirerek ağarmasından ileri gelen ve görmeyi engelleyen rahatsızlık, perde, akbasma, aksu

ARALIKTA

[zarf]

  • Öbür şeyler arasında, bu arada

AKTARTMA

[isim]

  • Aktartmak işi

AKTARMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek

[-i]

  • Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
  • Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
  • Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek
  • İletmek, bildirmek

    Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner

  • Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
  • Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak

[-i]

  • Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak

[-i]

[edebiyat]

  • Alıntılamak

    Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel

[edebiyat]

  • Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak

[edebiyat]

  • Tür değişikliği yapmak

    Romanı dizi filme aktarmak.

[bilişim]

  • Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak

[teknik]

  • Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek

AKTARLIK

[isim]

  • Aktarın yaptığı iş

EKTİRMEK

[-e]

[-i]

  • Ekme işini yaptırmak

    Şimdi, yirmi yıl sonra çoluğunu çocuğunu köye gönderiyor, toprağını ektirmeyi düşünüyor. - Necip Fazıl Kısakürek

ELEKTRON (Kelime Kökeni: Fransızca électron)

[isim]

[fizik]

  • Bütün atomlarda bulunan negatif yüke sahip temel parçacık, pozitron karşıtı

Birleşik Kelimeler: elektron akışı, elektron demeti, elektron gazı, elektron lambası, elektron mikroskobu, serbest elektron

ELEKTROT (Kelime Kökeni: Fransızca électrode)

[isim]

[fizik]

  • Bir elektrolitin içine daldırılan, artısına anot, eksisine katot denilen iki iletken çubuktan her biri

Birleşik Kelimeler: elektrot reaksiyonu, referans elektrot, tersinir elektrot

KULAKTAN

[zarf]

  • Yalnızca duyarak, dinleyerek

    Fırat Sultan bu okçu şehzadeye kulaktan âşık olmuş. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: kulaktan dolma, kulaktan kulağa

TEKTONİK (Kelime Kökeni: Fransızca tectonique)

[isim]

[jeoloji]

  • Parçalanıp dağılmış yer katmanlarının birbirleri ile olan ilgilerini araştıran yer bilimi kolu

AKTARİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭāriyye)

[isim]

[eskimiş]

  • Aktarın sattığı şeyler