İçinde Koy Bulunan Kelimeler

İçinde KOY olan 46 kelime bulunuyor. İçerisinde KOY geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Koy kelimesinin anlamı nedir? Koy ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

13 Harfli Kelimeler

KOYULAŞTIRMAK22, BEKLEYEKOYMAK21, ALIKOYABİLMEK20

12 Harfli Kelimeler

KOYULAŞTIRMA21, BEKLEYEKOYMA20, ALIKOYABİLME19

11 Harfli Kelimeler

KOYUNGÖBEĞİ34, KARAKOYUNLU16

10 Harfli Kelimeler

KOYUVERMEK21, KOYULHİSAR19, KOYUNCULUK19, KOYULAŞMAK18

9 Harfli Kelimeler

KOYUNGÖZÜ28, YÜZÜKOYUN22, KOYUVERME20, KOYUNYÜNÜ19, KOYVERMEK19, KOYUCULUK18, KOYULAŞMA17, KOYDURMAK16, ALIKOYMAK14, KOYULTMAK14

8 Harfli Kelimeler

KOYVERME18, KOYDURMA15, ALIKOYMA13, KOYULTMA13, KOYULMAK13

7 Harfli Kelimeler

KOPKOYU16, HALKOYU15, KOYUNCU15, KOYACAK13, KOYULMA12, KOYULUK12, KOYUNTU12

6 Harfli Kelimeler

KOYUCU14, KOYGUN14, KOYCUK13, KOYMAK10, SEKOYA10

5 Harfli Kelimeler

KOYMA9, KOYUN9, KOYUT9, KOYAK8, KOYAR8

4 Harfli Kelimeler

KOYU8

3 Harfli Kelimeler

KOY6

KOY

[isim]

[coğrafya]

  • Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu bölümü

    Sandalını Kaşık Adası'nın bir küçük koyuna çekti. - Sait Faik Abasıyanık

KOYAK

[isim]

[coğrafya]

  • Vadi

    Bir koyağa girip küçük bir çalılığa saklandılar. - Yaşar Kemal

[jeoloji]

  • Karalarda akarsu aşındırmasıyla oluşmuş, bir yöne doğru eğimli, uzunluğuna çukurluk

[halk ağzında]

  • Dağlar ve kayalıklarda oluşmuş doğal çukur

    Yaylasını koyak koyak gezerim - Halk türküsü

KOYAR

[isim]

  • İki akarsuyun birleştiği yer

KOYU

[sıfat]

  • Yoğunluğundan dolayı güç akan, sulu karşıtı

    Koyu pekmez. Koyu süt.

  • Rengi açık olmayan, daha belirgin olan, açık karşıtı

    Oturduğu yerden Boğaziçi'nin koyu mavi gecesinde bir balıkçı kayığı kayıp gidiyordu. - Halide Edip Adıvar

[bilişim]

  • Yazı karakterinin daha belirgin olarak yazılmış biçimi

[mecaz]

  • Aşırı (davranış, düşünce vb.)

    Daha eski zamanda koyu bir Türkçe taraftarıymış. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mecaz]

  • Derin, hararetli

    Koyu bir sohbet.

Birleşik Kelimeler: koyu gri, koyu kahverengi, koyu kır, koyu kırmızı, koyu koyu, koyu lacivert, koyu mavi, koyu pembe, koyu sarı, koyu yeşil

KOYMA

[isim]

  • Koymak işi

Birleşik Kelimeler: koyma akıl

KOYUN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Geviş getirenlerden, eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan (Ovis aries)

[mecaz]

  • Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koyun can derdinde, kasap yağ derdinde
  • koyun gibi
  • koyun kaval dinler gibi dinlemek
  • koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler

Birleşik Kelimeler: koyun bakışlı, koyun baklası, koyun dede, koyun eti, koyungöbeği, koyungözü, koyun mantarı, koyunyünü, kıvırcık koyun, Asya koyunu, bozkır koyunu, merinos koyunu, yaban koyunu

[isim]

  • Kollar arası, kucak

    Ninem bizde bulunduğu zamanlar onun koynundan başka bir yerde yattığımı hiç bilmem. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Göğüsle giysi arası

    Kesesini koynunda taşır.

[mecaz]

  • Koruyucu, şefkatli çevre

    Hepimiz bu yurdun koynunda yetiştik.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koynuna almak
  • koynuna girmek
  • koynunda yılan beslemek

Birleşik Kelimeler: koyun koyuna, koyun otu, yüzükoyun

KOYUT

[isim]

[matematik]

[mantık]

  • Ön doğru

KOYMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek

    Öteki elini doktorun omzuna koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak

    Bu işe kimi koyacağız?

  • Bırakmak

    İçeri kimseyi koymuyorlar.

  • Katmak, eklemek

    Mal üstüne mal koymak için içi giden bir kişidir. - Salâh Birsel

  • İmza, tarih, adres yazmak
  • Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak

    Orduda yaşayan manevi kuvveti de meydana koyuyor. - Ruşen Eşref Ünaydın

[nesnesiz]

  • Etkilemek, dokunmak

    Kendisinden yakışıklı ve ünlü olan bir adam için terk edilmiş olmak koyuyor olmalı ona. - İnci Aral

  • Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak

    Giderlerini iki ay içinde yerine koydu. - Necati Cumalı

  • Bırakmak, terk etmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • koy avucuma, koyayım avucuna
  • koyduğum yerde otluyor
  • koydunsa bul

Birleşik Kelimeler: dedikodu

SEKOYA (Kelime Kökeni: (Kaliforniya yerlilerinin dilinden))

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kozalaklıların porsukgiller familyasından, Kaliforniya'da yetişen, 100-130 metre boyunda, büyük bir orman ağacı (Sequoia)

KOYULMA

[isim]

  • Koyulmak işi

KOYULUK

[isim]

  • Koyu olma durumu

KOYUNTU

[isim]

[halk ağzında]

  • Sıkıntı, üzüntü, keder
  • Sopa, baston koymaya yarayan yer

    Köroğlu azdıkça azar ve sonunda koyuntulardan birinin arkasına dayadığı bekçi sopası gibi bastonunu alırdı. - Reşat Nuri Güntekin

ALIKOYMA

[isim]

  • Alıkoymak işi, tavik

    Dizlerinden aşağı iki ayağını götüren bir gülle, neferimizi, harpten alıkoymaya kifayet etmiyor. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

KOYULTMA

[isim]

  • Koyultmak işi

KOYULMAK

[nesnesiz]

  • Koyma işine konu olmak
  • Koyulaşmak

    Gecenin koyulmuş siyahlığı içeri girmeden pencerenin ardında bizi bekliyordu. - Tarık Dursun K.

[-e]

[mecaz]

  • Girişmek, başlamak, teşebbüs etmek

    İçinde ve ara sıra homurdanan deniz özlemi, artık can evinden avaz avaz bağırmaya koyulmuştu. - Halikarnas Balıkçısı