İçinde Konuş Bulunan Kelimeler

İçinde KONUŞ olan 19 kelime bulunuyor. İçerisinde KONUŞ geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Konuş kelimesinin anlamı nedir? Konuş ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

KONUŞLANDIRMAK23

13 Harfli Kelimeler

KONUŞLANDIRMA22

12 Harfli Kelimeler

KONUŞMACILIK23

11 Harfli Kelimeler

KONUŞTURMAK18, KONUŞLANMAK17, KONUŞKANLIK17

10 Harfli Kelimeler

KONUŞUMLUK18, KONUŞTURMA17, KONUŞULMAK17, KONUŞLANMA16

9 Harfli Kelimeler

KONUŞMACI19, KONUŞULMA16

8 Harfli Kelimeler

KONUŞUCU18, KONUŞMAK14, KONUŞKAN13

7 Harfli Kelimeler

KONUŞ16, KONUŞMA13

6 Harfli Kelimeler

KONUŞU12

5 Harfli Kelimeler

KONUŞ10

KONUŞ

[isim]

  • Konma işi

[askerlik]

  • Bütün imkânlar göz önünde tutularak kara, hava ve deniz birliklerinin yerleştirilmesi biçimi

[coğrafya]

  • Konum

KONUŞU

[isim]

  • Bilimsel bir sorunu incelemek veya siyasi, ekonomik, diplomatik sorunları tartışmak için yapılan akademik toplantı, kolokyum

KONUŞKAN

[sıfat]

  • Konuşmayı, lakırtıyı seven, çok konuşan

    Annem konuşkan, cana yakın ve alçak gönüllü bir insandı. - Ayla Kutlu

KONUŞMA

[isim]

  • Konuşmak işi

    Hurşit hiç karışmıyordu konuşmaya. - Ayşe Kulin

  • Görüşme, danışma, müzakere
  • Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat vb. konularda bilgi vermek için yapılan söyleşi, konferans

    Bu konuşmaya nihayet verirken okumak terbiyesinden bahsetmek lazımdır. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • konuşmaya dalmak
  • konuşma yapmak

Birleşik Kelimeler: konuşma bozukluğu, konuşma çizgisi, konuşma dili, konuşma engelli, konuşma güçlüğü, konuşma korkusu, konuşma merkezi, konuşma yetersizliği, günlük konuşma, teklifsiz konuşma, yankılı konuşma, açılış konuşması, açış konuşması

KONUŞMAK

[nesnesiz]

  • Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak

    Çocuk daha konuşamıyor.

[-i]

[-den]

  • Belli bir konudan söz etmek

    Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı. - Halide Edip Adıvar

[nesnesiz]

[-le]

  • Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek

    İşten sonra Nuruosmaniye'deki İkbal Kahvesinde arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz. - Falih Rıfkı Atay

  • Söylev vermek, konuşma yapmak
  • Konuşma dili olarak kullanmak

    Türkçeyi çok iyi konuşuyor.

  • Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak

    Dilsizler el işaretleriyle konuşur.

[-le]

  • İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek

    Üst kattakilerle konuşuyoruz.

  • Flört etmek
  • Dargın bulunmamak
  • Oyuncak, hayvan vb. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmak
  • Gizli bir şeyi açığa vurmak, ele vermek

[mecaz]

  • Becermek, uzman gibi yapabilmek

    Fokstrotta uzun boylu konuşamam. - Mahmut Yesari

[mecaz]

  • Geçerli olmak, etkin olmak

    Yasaların yerine yumruklar konuştu.

[teklifsiz konuşmada]

  • Şık ve zarif görünmek

    Gömleğin konuşuyor.

Birleşik Kelimeler: karnından konuşan

KONUŞLANMA

[isim]

  • Konuşlanmak işi

KONUŞULMA

[isim]

  • Konuşulmak işi

    Bir imkân, bir fırsat baş gösterse kendine ait bu işin konuşulmasından âdeta utanır. - Abdülhak Şinasi Hisar

KONUŞUŞ

[isim]

  • Konuşma işi

    Bir insanın konuşuşuna, seçtiği sözcüklere çok dikkat ederim. - Nezihe Meriç

KONUŞLANMAK

[nesnesiz]

[askerlik]

  • Belli bir yere veya bölgeye mevzilenmek

KONUŞKANLIK

[isim]

  • Konuşkan olma durumu

KONUŞTURMA

[isim]

  • Konuşturmak işi

KONUŞULMAK

[nesnesiz]

  • Konuşma işine konu olmak

    Konuşulan Türkçenin hangi yoldan gelerek bu şiveye büründüğünü bulmak güçtür. - Halikarnas Balıkçısı

  • Konuşma işi yapılmak

    Derste konuşulmaz.

KONUŞTURMAK

[-i]

  • Konuşmasını sağlamak, konuşmasına yol açmak

    Karagözcü hem görüntüleri hareket ettirir hem de her kişinin özelliğine göre sesini değiştirerek her birini ayrı ayrı konuşturur. - Metin And

[mecaz]

  • Bir müzik aletini çok güzel çalmak

    Piyanoyu konuşturuyor.

KONUŞUMLUK

[isim]

  • Telefonla bir konuşma süresi miktarı

KONUŞUCU

[isim]

  • Konuşmacı

    Geleceği günler ev halkınca bir sevinç arifesi yaşanırdı. Çünkü Celâl Bey çok iyi bir konuşucuydu. - Haldun Taner

  • Kusursuz, düzgün, güzel, tatlı söz söylemesini bilen kimse