İçinde Kep Bulunan Kelimeler
İçinde KEP olan 34 kelime bulunuyor. İçerisinde KEP geçen kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Kep kelimesinin anlamı nedir? Kep ile başlayan kelimeler. Kep ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
14 Harfli Kelimeler
MÜREKKEPLENMEK22
13 Harfli Kelimeler
MÜREKKEPLENME21, MÜREKKEPLEMEK21
12 Harfli Kelimeler
MÜREKKEPLEME20
11 Harfli Kelimeler
KEPÇEKUYRUK22, MÜREKKEPSİZ22, KEPEKLENMEK16
10 Harfli Kelimeler
KEPÇEBURUN21, MÜREKKEPÇİ20, KEPÇELEMEK18, KEPEKÇİLİK17, MÜREKKEPLİ17, KEPEKLENME15
9 Harfli Kelimeler
KEPÇELEME17, KEPAZELİK16
8 Harfli Kelimeler
KEPBASTI16, KEPEKSİZ16, MERKEPÇİ16, MÜREKKEP15
7 Harfli Kelimeler
KEPÇELİ14, KEPEKÇİ14, KEPEKLİ11, KEPENEK11
6 Harfli Kelimeler
KEPAZE13, KEPSUT12, KEPMEK11, MERKEP11, KEPENK10
5 Harfli Kelimeler
KEPEZ12, KEPÇE12, KEPME10,
3 Harfli Kelimeler
KEP7
KEP (Kelime Kökeni: İngilizce cap)
- Başlık, sipersiz şapka
- Asker şapkası
- Hemşirelerin giydiği başlık
- Bazı törenlerde profesör ve öğrencilerin giydikleri özel başlık
KEPİR
- Çorak, çamurlu, verimsiz toprak
KEPEK
- Un elendikten sonra, elek üstünde kalan kabuk kırıntıları
-
Başın derisinde oluşan küçük, beyaz pulcuklar
Temizlenmeye hiç vakti olmayan kirli iş adamı gibi acı acı ter, kepek, yağ ve toprak kokuyor. - Ahmet Haşim
- Bazı deri hastalıklarında deriden dökülen parçacıklar
KEPENK
-
İş yeri, pencere, kapı vb. yerleri kapamak için kullanılan, türlü biçimlerde sac levha, demir veya tahta kanat
Akşamüstü, bütün kepenkler indikten sonra sokağa çıktık. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- kepenk kapatmak
- kepenkleri indirmek
KEPME
- Kepmek işi
KEPEKLİ
-
İçinde kepeği olan
Kepekli un. Kepekli ekmek.
-
Üzerinde kepek oluşmuş olan
Kepekli saçlar.
- Un gibi, susuz ve tatsız (elma)
KEPENEK
-
Çobanların omuzlarına aldıkları dikişsiz, kolsuz, keçeden üstlük, aba (II)
Bu acayip meskeninde yaz kış kalın kepeneğe sarılmış otururdu. - Memduh Şevket Esendal
Ata Sözleri ve Deyimler
- kepenek altında er yatar
Birleşik Kelimeler: örme kepenek
- Pervane
KEPMEK
- Çökmek, yıkılmak
MERKEP (Kelime Kökeni: Arapça merkeb)
- Eşek
KEPSUT
- Balıkesir iline bağlı ilçelerden biri
KEPEZ
- Yüksek tepe, dağ
- Dağların oyuk, kuytu yerleri
- Gelin başlığı
- Tavuk ve kuşların ibiği veya başındaki uzun tüyler
- Antalya iline bağlı ilçelerden biri
KEPÇE (Kelime Kökeni: Farsça kefçe)
-
Sulu yiyecekleri karıştırmaya ve dağıtmaya yarayan, uzun saplı, yuvarlak ve derince kaşık
Tahta kaşık ve kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı. - Nezihe Araz
-
Bu kaşığın alabildiği miktarda olan
Tabağına iki kepçe çorba koydu.
- Erimiş madeni kalıba dökmek için kullanılan büyük kaşık
- Saplı bir çembere geçirilmiş olan, balık veya kelebek tutmada kullanılan ağ
- Tahıl, kömür, kum vb.nin yüklenip boşaltılmasında kullanılan, tek veya iki çeneden oluşmuş motorlu araç
- Bu aracın alabildiği miktarda olan
- Gemilerde, ortasında dümenevi bulunan yuvarlak kıç çıkıntısı
- Güreşte hasmın arkasından bacakları arasına el sokma oyunu
Ata Sözleri ve Deyimler
- kepçe gibi
Birleşik Kelimeler: kepçeburun, kepçe kulak, kepçe kuyruk, kepçe surat, ağ kepçe, bol kepçe, kulak kepçesi
KEPAZE (Kelime Kökeni: Farsça kepāẕe)
-
Niteliksiz, değersiz
Hele o İspanyol nezlesi, illetlerin en kepazesi... - Hüseyin Rahmi Gürpınar
-
Utanmaz, rezil
Bu oğlan bir kadın seviyor, çok uygunsuz, kepaze bir kadın. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Gülünç
- Talim yaparken kullanılan gevşek ok yayı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kepaze etmek
- kepaze olmak
KEPÇELİ
- Kepçesi olan
KEPEKÇİ
- Kepek satan kimse