İçinde Kene Bulunan Kelimeler

İçinde KENE olan 18 kelime bulunuyor. İçerisinde KENE geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kene kelimesinin anlamı nedir? Kene ile başlayan kelimeler. Kene ile biten kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

12 Harfli Kelimeler

KENEVİRCİLİK21

11 Harfli Kelimeler

KENETLENMEK12

10 Harfli Kelimeler

KENETLENİŞ13, KENETLEMEK11, KENETLENME11

9 Harfli Kelimeler

KENEVİRCİ18, KENETLEME10

8 Harfli Kelimeler

BÖRKENEK16, KERKENEZ11, MESKENET10

7 Harfli Kelimeler

KENEVİR13, KENELER7, KENETLİ7

6 Harfli Kelimeler

SEKENE7, EKENEK6

5 Harfli Kelimeler

KENEF11, KENET5

4 Harfli Kelimeler

KENE4

KENE

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Koyun, köpek, at vb. hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara neden olan böceklerin genel adı, sakırga

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kene gibi yapışmak

Birleşik Kelimeler: kene ağacı, kene göz, kene otu

KENET

[isim]

  • İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kenet etmek
  • kenet gibi yapışmak

Birleşik Kelimeler: kenet mili

EKENEK

[isim]

  • Mezra

    Ekeneği, çayırları, alışverişi olan adamdır. - Memduh Şevket Esendal

KENELER

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Eklem bacaklı hayvanlardan, örümceğimsiler sınıfına giren bir takım

KENETLİ

[sıfat]

  • Kenedi olan
  • Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmiş olan

    İnce dudakları birbirine kenetli, taş gibi öylece oturuyor. - Ayşe Kulin

[mecaz]

  • Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış

Birleşik Kelimeler: ağzı kenetli

SEKENE (Kelime Kökeni: Arapça sekene)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir yerde oturanlar, sakinler

KENETLEME

[isim]

  • Kenetlemek işi

MESKENET (Kelime Kökeni: Arapça meskenet)

[isim]

[eskimiş]

  • Miskinlik, beceriksizlik
  • Yoksulluk, fakirlik

KENETLEMEK

[-i]

  • Kenetle tutturmak veya kenetle birbirine bağlamak

[mecaz]

  • Birbirine geçirerek bağlamak

    Ellerini dizine kenetleyerek başını önüne eğdi, kaldı. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Sıkıca birbirinin üzerine kapamak

    Baygınlığım sırasında bütün sözleri işitir, doktorun nabzımı tuttuğunu bilir ama dudaklarımı kenetler, ısırır, köpükler saçardım. - Sait Faik Abasıyanık

KENETLENME

[isim]

  • Kenetlenmek işi

KERKENEZ

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kartalgillerden, leşle beslenen, 35 santimetre uzunluğunda, kızılımsı tüyleri olan bir kuş (Falco tinnunculus)

KENEF (Kelime Kökeni: Arapça kenīf)

[isim]

[halk ağzında]

  • Tuvalet

    Sabahleyin kalkınca ilk iş kenefe gitmek sonra el yüz yıkamaktır. - Orhan Kemal

[sıfat]

  • Pis, berbat

KENETLENMEK

[nesnesiz]

  • Kenetleme işine konu olmak

    Sayfayı öyle sıkı bağlardı ki satırlar âdeta birbirine kenetlenirdi. - Yusuf Ziya Ortaç

  • İki uzay aracı, birbirine eklenmek

[mecaz]

  • Bir konuda aynı tutum ve davranışı göstermek

[mecaz]

  • Birbiriyle dayanışma içine girmek

[mecaz]

  • Sıkıca birbirinin üzerine kapanmak, birbirine geçerek bağlanmak

    Anası onunla konuştu, öteki konuşmadı, çenesi kenetlenmiş, ağzını açamıyordu. - Yaşar Kemal

KENETLENİŞ

[isim]

  • Kenetlenme işi

KENEVİR

[isim]

[bitki bilimi]

  • Kendirgillerden, sapındaki liflerden halat, çuval vb. kaba örgüler yapılan, iki evcikli bir bitki, kendir (Cannabis sativa)

Birleşik Kelimeler: kenevir helvası, kenevir yağı, Hint keneviri