[isim]

• Terazi gözlerinden her biri

[isim]

[halk ağzında]

• Semercilerin atların tüylerini parlatmak için kullandığı bir araç türü

[isim]

• Ölünün gömülmeden önce sarıldığı beyaz bez, kefen bezi, yakasız gömlek, yakasız mintan

  Gül değil, arkasında kanlı kefen / Sen misin, sen misin garip vatan? - Namık Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

• kefen alacak kişi yüzünden belli olur
• kefeni boynunda olmak
• kefenin cebi yok
• kefeni yırtmak

[sıfat]

• Kefesi olan

[isim]

[eskimiş]

• Müslüman olmayanlar, kâfirler

  Kefereye aldırmayın, hâlden anlar heriflerdir. - Peyami Safa

[isim]

[mineraloji]

• Yapılarda kullanılan açık renkli, delikli, hafif, işlenmesi kolay, ateşe dayanıklı bir taş türü

[anatomi]

• Diş taşı

Ata Sözleri ve Deyimler

• kefeki tutmak
• kefekiye dönmek

[sıfat]

• Kefene sarılmış

[zarf]

• Kefene sarılarak

[sıfat]

• Kefen olarak kullanılmaya elverişli (bez)

  Köyde kefenlik bez olmadığı için Selim sandalın yelkenini kestirip kefen diktirdi. - Halikarnas Balıkçısı

• Kefen almak için ayrılmış (para)

[isim]

• Kefelemek işi

[-i]

• Atı kefe (II) ile silip tüylerini parlatmak

[isim]

• Kefenlemek işi

[isim]

• Cenaze gereçleri satan kimse

[sıfat]

[argo]

• Zorba

[-i]

• Ölüye kefen sarmak, tekfin etmek

[sıfat]

• Kefesi olmayan

[sıfat]

• Kefene sarılmamış

[zarf]

• Kefene sarılmadan

  Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı / Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı - Mehmet Akif Ersoy

[isim]

• Kefenleme işi