İçinde Kazı Bulunan Kelimeler

İçinde KAZI olan 31 kelime bulunuyor. İçerisinde KAZI geçen kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kazı kelimesinin anlamı nedir? Kazı ile başlayan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

KAZIMKARABEKİR21

11 Harfli Kelimeler

KAZIKLANMAK16

10 Harfli Kelimeler

KAZIKLAYIŞ20, KAZINTISIZ20, KAZIKÇILIK19, DEMİRKAZIK17, KAZIKLAMAK15, KAZIKLANMA15

9 Harfli Kelimeler

KAZICILIK18, KAZIKAZAN16, KAZINTILI15, KAZIKLAMA14

8 Harfli Kelimeler

KAZILMAK13, KAZINMAK13, KAZITMAK13

7 Harfli Kelimeler

KAZIYIŞ17, KAZIKÇI15, KAZILIŞ15, KAZIMIK13, KAZIKLI12, KAZILMA12, KAZIMAK12, KAZINMA12, KAZINTI12, KAZITMA12

6 Harfli Kelimeler

KAZICI14, KAZIMA11

5 Harfli Kelimeler

KAZIM10, KAZIK9, KAZIL9

4 Harfli Kelimeler

KAZI8

KAZI

[isim]

  • Bir yeri kazma işi, hafriyat
  • Yer altındaki tarihsel değeri olan şeyleri, yapıları ortaya çıkarmak amacıyla arkeologlarca toprağın belli kurallara ve yöntemlere göre kazılması, araştırılması
  • Hak (II)

Birleşik Kelimeler: kazı bilimi, kurtarma kazısı, temel kazısı

KAZIK

[isim]

  • Toprağa çakılmak için hazırlanmış, ucu sivri demir veya ağaç

    Çadır kazığı.

    Hayvanı kazığa bağlamak.

  • Direk, sopa
  • Yapıların temelinde kullanılan, toprağa çakılan veya toprak içine giren tahta, maden veya betonarmeden silindir, prizma vb. biçimindeki uzun parça

[sıfat]

[mecaz]

  • Çok zor (soru, sınav vb.)

[teklifsiz konuşmada]

  • Aldatma

[spor]

  • Genellikle yağlı güreşte, güreşçinin, elini hasmının kispeti içine sokarak yaptığı oyun

[eskimiş]

  • İnsanı üzerine oturtarak öldürdükleri, yere dik çakılmış sivri uçlu odun veya şiş

[eskimiş]

  • Kazığa oturtarak uygulanan öldürme cezası

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kazığa vurmak
  • kazık (veya kazığı) yemek
  • kazık atmak
  • kazık dikmek (veya kakmak)
  • kazık gibi
  • kazık kadar
  • kazık yutmuş gibi

Birleşik Kelimeler: kazık fren, kazık kök, kazık marka, çatal kazık, Demirkazık, dost kazığı, kaşınma kazığı

KAZIL

[isim]

  • Kıldan bükülmüş, çuval dikmekte kullanılan ip, sicim

KAZIM

[isim]

  • Kazma işi

    Nasıl olsa mezarların kazımı esnasında taş sandukalar sökülmüş, olan olmuştu. - Elif Şafak

KAZIMA

[isim]

  • Kazımak işi

[tıp]

  • Vücutta boşluklar içinde bulunan yabancı cisimleri, hasta veya zararlı sayılan dokuları kazıyarak almak, küretaj

Birleşik Kelimeler: kazıma resim

KAZIKLI

[sıfat]

  • Kazığı olan, kazıkla desteklenmiş olan

Birleşik Kelimeler: kazıklı humma

KAZILMA

[isim]

  • Kazılmak işi

    Varlıkları kaledekiler tarafından anlaşılmış ve kendilerini bulmak için bir karşı lağım kazılmaya başlanmıştı. - İhsan Oktay Anar

KAZIMAK

[-i]

  • Bir aleti sürterek bir şeyin yüzündeki tabakayı kaldırmak

    Tahtanın boyasını kazımak.

  • Bir araç kullanarak silmek, çıkarmak

    O daktilo yanlışını iğneyle kazıyarak düzeltebilirsin.

  • Sertçe ovmak
  • Tıraş etmek

    Sakalını kazımak.

[nesnesiz]

  • Metal bir yüzey üstüne sert bir araçla şekil çizmek, yazı yazmak, nakşetmek

    Mühür kazımak.

[mecaz]

  • Aslını, kökünü ayrıntılı bir biçimde araştırmak

    Avrupalılar, medeni bir adamı kazıyacak olursanız altında gorili bulursunuz, derler. - Hüseyin Cahit Yalçın

[tıp]

  • Vücuttaki yabancı bir cismi hasta, zararlı veya istenmeyen bir organı almak, temizlemek, yok etmek

    Çıbanı kazıyarak aldılar.

Birleşik Kelimeler: kazıkazan

KAZINMA

[isim]

  • Kazınmak işi

KAZINTI

[isim]

  • Kazıyarak çıkarılan parça

    Belki para eder diye handiyse kayaları kazıyıp kazıntıları toplayacakmış. - Halikarnas Balıkçısı

  • Kâğıtta kazıma izi

Birleşik Kelimeler: bağırsak kazıntısı, tekne kazıntısı

KAZITMA

[isim]

  • Kazıtmak işi

KAZILMAK

[nesnesiz]

  • Kazma işi yapılmak

    Kazılmış mezarın önüne geldiklerinde daha fazla dayanamayıp oracığa çöktü. - İhsan Oktay Anar

KAZINMAK

[nesnesiz]

  • Kendi kendini kazımak
  • Kazıma işi yapılmak
  • Derisini kazır gibi kaşımak
  • Derisi yüzülürcesine tıraş olmak

    Bıyığını kesmeyen bir azınlık kaldı ise bile sakal dipten kazınmıştı. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Her tarafı iyice temizlemek

[mecaz]

  • Varı yoğu, elindeki bütün parası alınmak veya çalınmak

KAZITMAK

[-e]

[-i]

  • Kazıma işini yaptırmak

    Berbere o koskoca bıyıklarını kazıt da çocuklarla yeniden zıpzıp oynamaya başla! - Osman Cemal Kaygılı

KAZIMIK

[isim]

[halk ağzında]

  • Süt, muhallebi ve yemek pişerken tencerenin dibinde yanan yapışkan bölüm