[isim]

[matematik]

• Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba

[sıfat]

• Bu biçimde olan

  Kare masa.

• İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın bir araya gelmesi

  Kare as. Kare kız.

Ata Sözleri ve Deyimler

• ...-in karesi
• karesini almak

[isim]

[eskimiş]

• Akar

  Başladı her ay akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya. - Ercüment Ekrem Talu

[sıfat]

• Karelere bölünmüş, üstünde kareleri olan, damalı, satrançlı

  Dokuz kat elbiseniz arasında, iri siyah kareli elbisenizi bulamamışlar. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

[tarih]

• Mehterhanede yer alan, birbirine bağlı iki yarım küre benzeri ve iki değnekle vurularak çalınan bir davul türü

[isim]

[tarih]

• Osmanlı ordusunda taşıma işlerinde kullanılan at, deve, katır vb. hayvanlar

• Bu amaçla halktan ücret karşılığında kiralanan yük hayvanı

  Gündüzki muharebede obüs isabetiyle yaralanmış bir mekkâre katırının canhıraş çığlığı... - Attila İlhan

[isim]

• Karelemek işi

• Bir resmin, büyüterek veya küçülterek kopyasını çıkarma yöntemi

[matematik]

• Herhangi bir çokgenle eş değerli bir kare çizme

[matematik]

• Eş değer bir kare ile hesaplama

[isim]

• El kol hareketleri ile birlikte yapılan bir tür hızlı dans

[isim]

[eskimiş]

• Kızlık

  Hangi erkek aşk yapmadan evlendiği kızdan tam bir bekâret beklemez? - Etem İzzet Benice

• Saflık, temizlik, masumluk

  Ruhumun bekâretini sana verdim. - Hüseyin Cahit Yalçın

• Sanat ve düşüncede özgünlük, yenilik

• Doğallık, tazelik

[-i]

• Karelere ayırmak

• Bir resmi büyütme veya küçültme işleminden sonra asıl örneğin oranlarını kopyasında da elde etmek için bir resmi eşit sayıda karelere ayırmak

[isim]

[matematik]

• Kenarı 1 metre olan bir karenin alanına eşit yüzey ölçüsü birimi

  Olmaz, ben bu karonun metrekaresini iki bine döşeyemem. - Muzaffer İzgü

[zarf]

• Açıkça, belli ederek, saklamadan

  Kötülüğün aşikâre yapıldığını hiç gördün mü Ali ağa? - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

[eskimiş]

• Yaklaşma, kavuşma, bitişme

• Yakınlık

[isim]

• Onur kırma, onura dokunma

• Küçültücü söz veya davranış

  Hakaretlerle bağırarak haşlıyor ve onlara ambarda ve güvertedeki yerlerini gösteriyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

Ata Sözleri ve Deyimler

• hakaret etmek
• hakaret görmek
• hakaret saymak

[isim]

• Pötikare

[isim]

• Yük hayvanı kiralayarak taşıma işi yapan kimse

  Mehmet'i doğru Çanakkale'ye sevk ettiler ve mekkâreci yaptılar. - Halide Edip Adıvar