[sıfat]

• Herhangi bir karakteri olan

• Karakteri sağlam olan

[-i]

• Ölçü ve tartıya dayanmaksızın, gözle oranlayarak hesaplamak, tahmin etmek

  Şöyle bir hedefi kararladı ve tetiği çekti.

[-i]

• Karalama işini yaptırmak

[nesnesiz]

• Karalama işi yapılmak

• Kara duruma gelmek

[mecaz]

• Leke sürülmek, kötülük yüklenmek

[isim]

• Kararlı olma durumu, istikrar

  Başlangıçta birbirimize benzer iki çocukken o, kararlılıkla kendini korudu. - Reha Mağden

[kimya]

• Boyanın zamanla özelliklerini değiştirmeme durumu

[isim]

• Karartılmak işi

[isim]

[hayvan bilimi]

• Leylekgillerden, gagası aşağı doğru kıvrık, tüyleri kara, uzun bacaklı bir kuş, çeltik kargası (Ciconia nigra)

[sıfat]

• Karakolla ilgili

Ata Sözleri ve Deyimler

• karakolluk olmak

[zarf]

[eskimiş]

• Riyakârca

[isim]

• Beton yapmak üzere çimento, kum ve suyu karıştıran makine, betoniyer

[isim]

• Birtakım böceklerin çıkardıkları şekerli sıvıya yapışarak yaprak, filiz ve meyvelerin kurum karası bir renkte kaplanmasına yol açan ilkel mantar

• Bu mantarın sebep olduğu hastalık

[isim]

• Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

[hayvan bilimi]

• Kızıldan mora kadar değişen renklerde, göz, ağız, burun etrafı daha açık, baş ve ayaklar vücuduna göre daha koyu renkte, kaba karışık yapağılı Doğu Anadolu bölgesi ile kuzeydoğu illerimizde yetiştirilen bir tür koyun

[isim]

• Soytarılık

  Sarhoşun salıncak üzerindeki bu maskaralıklarını kahkahalarla seyrediyorlardı. - Osman Cemal Kaygılı

• Şerefsizce, haysiyetsizce davranış, rezalet

[zarf]

• Kararlılıkla, kararlı olarak

  Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârane yürümesine borçluyuz. - Atatürk