[isim]

• Kanaatkâr olma durumu, kanaatlilik, kanıklık, yetingenlik

[isim]

• Karamanlı olma durumu

[zarf]

• Kararlama yoluyla, görmeden

  Karanlıkta kapıyı kararlamadan buldu.

[isim]

• Karikatürcü

  Her gelen karikatürist nüktesini duvara çizgilemiş. - Haldun Taner

[isim]

• Maskaralanmak işi

[isim]

[kimya]

• Sakkarozölçer

[isim]

[hayvan bilimi]

• Ağız parçaları iyi gelişmiş, iri başlı, ısırıcı böcekler topluluğu, termitler

[isim]

• Hakkârili olma durumu

[isim]

• Karbonatlamak işi

[isim]

• Karikatür olma durumu

  Biri karikatürlükle en ufak bir ilgisi bile olmayan bir resim, öteki de o resimle hiçbir ilgisi olmayan bir nükte. - Orhan Veli Kanık

[mecaz]

• Karikatür olma özelliği taşıyan kimse, olay veya şey

[mecaz]

• Karikatür konusunu oluşturan olay

  Kendilerini büyük zanneden bu adamların karikatürlüğü ruhlarına kadar sinmiştir. - Aka Gündüz

[isim]

[hayvan bilimi]

• Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının, kartallar takımının gündüz yırtıcıları alt takımına giren büyük bir familyası

[nesnesiz]

• Kartel kurmak

[isim]

• Zanaatçılık

[isim]

• Karıncalanmak işi

  Ama bu sefer, sadece ayak uçlarında değil şakaklarında da bir karıncalanma hissetti. - Elif Şafak

[sıfat]

• Karikatür durumuna getirilmiş olan

Ata Sözleri ve Deyimler

• karikatürize etmek