İçinde Kap Bulunan 7 Harfli Kelimeler

İçerisinde KAP olan 7 harfli 30 kelime bulunuyor. İçinde KAP olan 7 karakterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Kap ile başlayan 7 harfli kelimeler. kap ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KAPISIZ17, KAPÜŞON17, KAPICIK16, KAPILIŞ16, KAPIŞMA16, KAPAMAÇ15, KAPANCI15, KAPANIŞ15, KAPAROZ15, KAPATIŞ15, KAPLICA15, KAPMACA15, KAPUÇİN15, KAPANCA14, DERAKAP13, KAPILMA13, KAPSAMA13, KAPUSKA13, KAPAKLI12, KAPAMAK12, KAPANIK12, KAPANMA12, KAPANTI12, KAPATMA12, KAPLAMA12, KAPORTA12, LAKAPLI12, İRTİKAP11, KAPİTAL11, KAPKARA11

İRTİKÂP (Kelime Kökeni: Arapça irtikāb)

[isim]

[eskimiş]

  • Kötü iş yapma, kötülük etme
  • Yiyicilik
  • Yalan söyleme, hile yapma

KAPİTAL (Kelime Kökeni: Fransızca capital)

[isim]

[ticaret]

  • Sermaye

KAPKARA

[sıfat]

  • Çok kara, her yanı kara, simsiyah

    Düşündükçe kapkara, korkunç bir hayalet gözlerimi kapladı, başımın içi alev alev yandı. - Etem İzzet Benice

[zarf]

  • Her yanı karalara bürünmüş bir biçimde

    Dağlar kül rengi bir aydınlığın içinde kapkara yükseliyorlardı. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Sıkıntılı, zor

    Nerede kaldı bunlar? Sel olup aktılar mı? / Kapkara bir günümde beni bıraktılar mı? - Faruk Nafiz Çamlıbel

KAPAKLI

[sıfat]

  • Kapağı olan

Birleşik Kelimeler: kapaklı valf, gizli kapaklı

KAPAMAK

[-i]

  • Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek

    Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı. - Halide Edip Adıvar

  • Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak
  • Bir şeyin görünmesine engel olmak

    Bu yapı manzarayı kapadı.

  • Geçişi engellemek

    Kar yolu kapamıştı.

  • Tıkamak, içini doldurmak

    Çukuru kapamak.

  • Su, elektrik gelişini kesmek

    Elektriği kapadı.

  • Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek

    Fabrikayı kapamışlar. Gazeteyi kapadılar.

  • Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak

    O konuyu kapayalım.

  • Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek

    Zengin kadını tımarhaneye koymadılar, buraya, çiftliğe getirip kapadılar. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Ortalıktan alıp saklamak

    Vurguncular kumaşları kapamışlar.

  • Karşılamak, denk gelmek

    Bu ikramiye borçlarımı kapar.

KAPANIK

[sıfat]

  • Kapanmış
  • Sisli, bulutlu

    Bütün varlığı bu kapanık havada tıpkı bahçenin son gülleri gibiydi. - Ahmet Hamdi Tanpınar

[mecaz]

  • İç karartıcı, ruh sıkıcı

    Yağmurlardan, rutubetten içinde paslı, kapanık ve sıkıntılı bir duygu belirmişti. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]

  • Kaçınık

Birleşik Kelimeler: içe kapanık

KAPANMA

[isim]

  • Kapanmak işi

KAPANTI

[isim]

[dil bilgisi]

  • Patlayıcı ünsüzün oluşmasından önceki boğumlanma noktasının kapanması

KAPATMA

[isim]

  • Kapatmak işi

    Kendi elimdeki poşetin ağzını kapatmaya çalışırken onun elindekilere takıldı gözüm. - Elif Şafak

  • Metres

    Kapatmalarım da nikâhlım kadar beni başkasından kıskanırlar. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[sıfat]

  • Yolsuz olarak değerinden aşağı elde edilmiş (mal)

[spor]

  • Basketbolda, elinde top olmayan bir oyuncunun pas almasına veya ilerlemesine engel olma

KAPLAMA

[isim]

  • Kaplamak işi
  • Bir şeyin dışına süsleme veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat

    Her pencereyi, her kaplamayı tanıyordum artık. - Sait Faik Abasıyanık

  • Kalınlığı 5 milimetreden az, ince ağaç levha

[sıfat]

  • Üstü herhangi bir başka maddeyle kaplanmış olan

    Bu, kaplama bir bilezik değil.

Birleşik Kelimeler: açılı kaplama, ağaç kaplama, altın kaplama, astar kaplama, bakır kaplama, desenli kaplama, frize kaplama, gümüş kaplama, koruyucu kaplama, kök kaplama, nikel kaplama, ur kaplama, yüz kaplama, borda kaplaması

KAPORTA (Kelime Kökeni: İtalyanca boccaporta)

[isim]

  • Otomobilde kaput veya ön kapak
  • Motorlu taşıtları örten, genellikle sacdan yapılmış dış bölüm

[denizcilik]

  • Gemi içinin aydınlanması ve hava alması amacıyla güvertede açılmış bulunan camekânlı yer

    Gemideki bütün askerler, derhâl kumanda kulesinin altındaki kaporta denilen delikten içeri giriyorlar. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]

  • Kişinin yüz, giysi, ayakkabı vb.nden oluşan dış görünümü

Birleşik Kelimeler: kaporta kafesi

LAKAPLI

[sıfat]

  • Herhangi bir lakabı olan
  • Lakap takılmış olan

DERAKAP (Kelime Kökeni: Farsça der + Arapça ʿaḳab)

[zarf]

[eskimiş]

  • Hemen arkasından
  • Çabucak

KAPILMA

[isim]

  • Kapılmak işi

KAPSAMA

[isim]

  • Kapsamak işi

Birleşik Kelimeler: kapsama alanı